Bir hafta geçmişti bile.
Bir haftada Chanbaek ikilisiyle eğlenmiş, Jisoo ile dertleşmiş, Mobb ekibi ile delirmiş, Sehun'u anlamaya çalışmış, kızlarla birilerini kesmiştik.
Jongin ile de..
Pek vakit geçirmemiştik. Eh, o sevgilisinin yanındaydı. Baska biri için oyun oynadığını söylemiş, beni soru işaretleriyle bırakmıştı.Arkasından oyun oynadığı kızın kim olduğunu bilmemek beni sinirlendiriyordu. Kaldı ki bir kızın arkasından oyun oynaması kötüydü.
Onu kafamdan atıp haftaya olacak finallerime çalışmaya başlamıştım.
------
"Sizce kaç saattir ders çalışıyordur?" bir erkek sesinin ardından gelen gülüşme sesleri.
"Uyumasına yetecek kadar demek ki." bir kız sesi ardından tekrar gülüşmeler.
"Tamamdır, fotoğrafını çektim, uyandırın çocuklar." bir erkek sesi ve ardından gelen gülüşme sesleri.
Sesler kesildiğinde üzerimde bir ağırlık hissetmiştim."Jenjeeen~" kulağımın dibindeki Jisoo ya ıh diyerek üzerimden itmiştim. Çok ağırdı yahu.
"Pandaaam~" Sırada Mini vardı. Yanaklarımı sıkmasından rahatsız olup onu da itmiştim."Pandam."
Sıradaki Bobby, sadece kulağıma fısıldamıştı.
"Jongin aşağıda bekliyor." Kendime engel olamayarak ayağa fırlamıştım. Karşımda duran üçlüye göz gezdirip Bobby'nin sırıtmasını görünce göz devirmiştim. Benimle dalga geçiyordu.
Kalbim maraton koşmuşçasına atıyordu."Ne dedin de kalkı yahu?" Mino sorarken Jisoo da sırıtmaya başlamıştı.
"Uyumuşum ya." Esnerken gerçekliğin beni içeri çekmesine izin vermemeye çalışıyordum. Ama Jongin beynimin içinden çıkmıyordu. Kendime bir kez daha kızmıştım. Onun sevgilisi vardı."Ölü gibi uyuyordun minik şey." Jisoo yüzünü buruşturmuştu.
"Haydi yemeğe çocuklarım." Resmen annemizdi.Odadan Mobb ekibi çıkmış, merdivenlerden birbirlerini ittirerek iniyorlardı. "Yavaş yavaş."
Gerçekten annemizdi.Ben de peşlerinden gidecekken Jisoo kolumdan tutmuştu.
"Jongin'in adını duyunca kalktın hemen." Bir yandan sırıtıyordu. Hadi ama benim ondan hoşlandığımı düşünüyor olamazdı değil mi?
"Ben onu Jongin diye anlamamıştım ki. Şey diye anladım şey Jogin. Hani varya liseden arkadaşımız. Böyle sarı saçları vardı falan." İkna olmamışça bana bakıyordu.
"Tamam hadi yedim diyelim." Dudaklarımı büzmüştüm. "Ama öyle." Omzuma vurmuştu. "Bir sus da dinle." Susup konuşmasını beklemiştim."Çok konuşuyorsun."
"Şimdi söyleyeceğim ama.. Ama aramızda kalacak tamam mı?" Gergince bana bakıyordu. Başımla onu onaylamıştım.
"Ben şey.. Yani biz. Abinle. Dudaklarımızı temas ettirmiş olabiliriz." Sırıtarak ona bakıyordum.
"Biliyorum." Şok olmuştu.
"Hadi ama Soo. O gün aşağı inerken boca ettiğin ruj silinmişti ve Minnie pembe dudaklarıyla şapşal şapşal gülüyordu. Azcık bakan herkes bunu anlayabilirdi." Omuz silkip gülmüştüm."Gülüyor muydu cidden?" Ellerini yanaklarına koymuştu. "Aşık mı yoksa?" Heyecanlı heyecanlı etrafta geziniyordu. "Söylemedi mi bir şey?" Onu takip etmekte zorlandığımdan omuzlarından tutup durdurmuştum.
"Hayır söylemedi." Bana bakıyordu.
"Yok beni sevmiyor Jen. Yok sadece bir kerelikti sevmiyor beni." Kıkırdamıştım.
"Soo-ya. Gözlerini senden alamıyor. Aşık bile olabilir." göz kırpmıştım, Hun ile takılmayı kesmem gerekiyordu.
İçinin rahatladığını belirtircesine nefes vermişti.
Kolundan çekiştirip mutfağa doğru ilerlemiştim."Jisoo bunlar çok lezzetli olmuş!" Önündekileri ağzına tam anlamıyla tepen abime tip tip bakıyordum.
"Ağzındakini bitirsen önce?" Taklidimi yapıp yemeye pardon tıkıştırmaya devam etmişti.
Jisoo ise kızarmıştı.
Ah, aptal aşıklarım benim.Önümüzdeki yemekler bitmeye başladığında hepimiz doymuş, arkamıza yaslanmıştık. Birbirimize takılıyor, eğleniyorduk.
Kısa süreli bir sessizlik olduğunda Bobby bunu bozmuştu.
"Lisa'nın partisi olacakmış yarın." Haftasonu gelmiş, parti tarihi yaklaşmıştı. Aklımdan tamamen çıkmıştı bu.
"Gidiyoruz değil mi?" bana dönmüşlerdi.
Son defa bara gittiğimizde olanların izleri hâlâ bedenimde duruyordu.
"Partide sadece samimi oldukları insanlar olacakmış, Lisa ve Jongin böyle istemiş." Bobby açıklama yapmıştı.
Adını duyduğumda içimin titremesine engel olamıyordum. Neden bu kadar kötü biriydi ki?"Gidelim." Bobby heyecanla yerinden fırlamıştı.
"Ne giyeceğim ben??" bağırarak etrefta geziniyordu. En sonunda mutfaktan koşarak yukarı gidince Jisoo onun da duyması için bağırmıştı."Ne, Lisa'nın sevgilisi mi varmış?" Yukarıdan düşme ve acıyla inleme sesi gelmişti hemencecik. Kahkaha atarken Bobby içeriye koşarak, bir eli poposuyndaydı, girmişti.
"Yoktur ya, var mı?" Kahkahalarımız artmıştı.
"Yok yok tamam." Jisoo zorla konuşmuştu kahkahalarının arasından.--------
Yemek faslı bitmiş, masayı toplamayı Jisoo-Bobby ikilisine bırakıp abimle minik balkonumuza kaçmıştık.
Elimizdeki kahveleri yudumlayıp batan güneşe bakıyorduk. Etraf turunculaşmış, kuşlar yuvalarına gitmişti çoktan. Ağaçların parlak yeşillikleri yerini koyu yeşile bırakmıştı. Doğa, uykuya geçiyordu adeta."Jisoo'yu öptüm." Bir anda konuya dalan abime kaymıştı gözlerim. Bana bakmıyor, etrafı inceliyordu.
"Biliyorum." Şimdi bana dönmüştü. Jisoo'nun söylediğini anlamıştı zaten.
"Bobby ile konuşmam gerek." başımla onu onaylamıştım. Çok uzun zamandır dostlardı. Bobby'den çekindiğini biliyordum. Kuzen de olsalar Bobby her zaman Jisoo'nun abisi gibi olmuştu.
"Sorun çıkacağını düşünmüyorum." ifadesizce bana bakmıştı.
"Onu üzmekten korkuyorum, Jen." Jisoo'dan bahsediyordu. Gülmüştüm.
"Şu hayatta onu üzmeyecek tek kişi sensin, abi. Hem üzersen ilk beni karşında bulursun, unutma." Göz kırpıp gülmüştüm."
Dudaklarını büzmüştü. "Ona aşığım, Nini."
Gülümsemem genişlemişti. "Bunu ona söyle abi. İnan bana çok güzel bir çift olacaksınız." Başını olumluca sallamıştı. "Biliyorum.""Hey, yavrularım. Ne yapıyorsunuz bizsiz?" Bobby kafasını camdan çıkarmış, bize bakıyordu.
"Dostum, biraz konuşalım mı?" Bana bakıp tekrar Bobby'e dönmüştü.
Onunla konuşacaktı.
Ona gülümseyip içeri girmiştim ben de.Uzun bir zaman geçmişti ben içeri gireli. İkisi de çıkmamıştı hâlâ.
"HADİ CANIM." Bobby bağırmıştı. Panikleyerek Jisoo ile birbirimize bakıyorduk.
"NE DİYORSUN SEN?!" kükrüyordu adeta.
"AŞIĞIM ONA." Abim bağırmıştı bu sefer. Jisoo ile koşarak balkona çıkmıştık.Sarılıyorlardı.
Anlamayarak onlara bakıyorduk. Mino Jisoo'nun kolundan tutup içeri çekmişti.
Bobby bir süre onların arkasından bakıp bana dönmüştü. "Yakışıyorlar he."Gülerek yanına oturmuştum. "Biliyordun değil mi?" Sırıtmıştı. "Dostum ve kuzenim çok şapşal cidden." Gülmüştük. "Peki neden bağırdın?" kıkırdamıştı. "Sadece hoşlanıyorum dedi puşt. Gerçekleri anlamasını istedim." Kahkaha atmıştık.
"Jisoo ile Mino tamam. Benle Lisa da oldu olacak. Eh siz de Jongin ile sevgili olun da triple date e çıkalım." Ona dönmüştüm. Kalbim boğazımda atıyordu.
"Ben ondan hoşlanmıyorum ki. Hem o da benden hoşlanmıyordur zaten."
Kolunu omzuma atıp beki kendine çekmişti. Ben de kollarımı beline dolamıştım.
"Hun ile neden arası bozuk sanıyorsun Nini?" duyduğum şeyle kaşlarımı çatmıştım.
"Araları bozuk mu?" Gülmüştü.
"Hiçbir şeyden haberin yok Nini.""Hey, selam." Biri bize sesleniyordu aşağıdan.
Bir saniye.
Jongin?--------
Mobb ilişkisi çok tatlı.d Ve evet Mobb ekibi Mino ile Bobby oluyor.
Bölümleri atlamadığınızdan emin olun.Jisoo ile Mino sevgili olduğuna göreee, mutluyuz.d
Jisoo, Mino, Bobby ya da başka birinin ağzından özel bölüm yapma planım var, ne dersiniz?
Vote vermeyin unutmayıın, seviliyorsunuz!
peaceout.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Une Dernière Danse | JenKai
FanfictionSon bir dans, Jennie. Söz veriyorum. 170420-040920