Jennie'yi burada görmeyi beklemiyordum doğrusu, afallamıştım. Jimin onun bugün geldiğini söylemişti lakin, böyle karşılaşmayı hiç tahmin etmiyordum.
Tahminimce sadece birkaç saniye bakışmışızdır. Ama, bana bir ömür gelen bu bakışmayı Jennie'nin tebessümü bozmuştu refleks olarak bakışlarım. Oraya kaydı. Bize doğru gelmesi ile birkaç saniye gerçek dünyadan soyutlandığımı düşündüm. Kafama düşün jeton ile; onun beni hatırlamadığı gerçeği yüreğimi uzun sivri tırnaklara sahip birisi tarafından sıkıştırılmasına yol açtı. İçime bir kırgınlık doldu, onun bu işte bir suçu olmadığını dahi bilsem yüreğimdeki burukluk onu suçladı. Eğer gerçekten aşık olsaydı en azından beni gördüğü zaman, benim onu gördüğüm zaman yaşadığım şeyleri yaşamasını bekledim. Hafızası silinmiş olabilir lakin, gözleri....
"Merhaba." Jennie'nin hoş bir melodiyi andıran sesi ile girdiğim zihin kalabalığından çıktım. Bama uzattığı eline anlamsız bakışlar attım. "Jennie."
Tanışma amaçlı uzattığı küçük ellerini uzun kemikli ellerimin arasına aldım. Benim aksime onun elleri sıcacıktı, böylelikle ellerimiz ısı alışverişi yaptık."Jungkook"
Ellerini benim ellerimden ayırdı. Ve özlemini duyduğum kiraz rengi dudaklarını araladı.
"Memnun oldum Jungkook, daha demin Ella ile karşılaştık ve sanırım üvey babanız hakkında hiç iyi şeyler söylemedi! Ella bunları yaşarken siz neredeydiniz bayım ?"Söylediği şeyler ile önce şaşırıp kaldım, durumu idrak edince ağzımdan bir kahkaha dökülüverdi. Lâkin, bu kahkaha gerçeklikten uzak alaycı bir kahkahaydı.
Jennie kaşlarını çatıp bana delirmişim gibi bakınca konuşmaya başladım.
"Söylediğiniz herşeyde haklısınız hanfendi lakin, Ella benim öz ve öz yada daha önceden tanışsaydık onun bu yaşadıklarını yaşamaması için; elimden gelen herşeyi yapardım. ""N-ne yani ?"
"Evet bayan! Biz de Ella ile sizin gibi yeni tanıştık. Beni benimsemesi çok hoşuma gitti, ben gelene kadar yanında durduğunuz için çok teşekkür ederim hanfendi gerisini ben hallederim. "
Hafif sitem barındıran kelimelerimin ardından Ella'ya döndüm." Hadi abicim gidelim." Ella kafasını salladı. Son kez onun kahverengi harelerine bakıp arkamı döndüm. Birkaç adım attıktan sonra arkamızdan bağıran Jennie'yi umursamadan yönüme devam etti.
"Hey!"
"Dursana!"
"Bilmiyordum!"
Önümüze geçip kollarını iki yanına açıp derince soluklandı.
"Bak bilmiyordum üzgünüm yani öyle olsaydıda öyle dememeliydim çok haklısın."
"Sorun değil hanfendi demeyeceğim çünkü dediğiniz şey resmen göz göre göre kardeşimi cehennme atmakla eş değer ve bir abinin bunu yapacağını hiç sanmıyorum."
"Çok çok çok haklısın emin ol lakin, doğamda var aklımdan geçenleri dilime direkt aktarıyorum."
"Bu özelliğinize bir an önce teşhis koymalısınız."
"Emin olun bugünden sonra öyle bir yol izliyeceğim."
"Peki, o zaman yolumuzdan çekilirseniz malum Ella çok aksiyon yaşadı yorgundur onu kendi evime götüreceğim."
"Hayır!"
Kafamı sol omzuma doğru yatırıp, gözlerimi kıstım
"Ne ?"Jennie utandığı için yanakları al al oldu ve onun ne kadar güzel olduğu kanısına bir kez daha vardım."ş-şey ımm... işte Ella'yı ben de gördüm... öyle gördüğüm için içinde ben de sizinle gelmek istiyorum.. ımm eğer sorunsa gelmem ama üzülürüm yani istersen telefon nu-"
Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı ne yanı ? Jennie benim evime mi gelmek istiyor ? "Sorun değil gelebilirsin ."
Kızarmış suratını gizlemek amacı ile yere bakıyor ayakları ile ritmik hareketler tutturuyordu. Çok tatlıydı sözlerimden sonra kafasını hiç kaldırmadan "teşekkürler." Dedi.