17. BÖLÜM

362 28 3
                                    

Kim Jennie;

Ben gerçekte kimim ?

Kaç yıllık hayatımda, ben ilk kez kendimi sorguluyorum. Ben bu dünyada ilk kez ne için yaşadığımı sorguluyorum. Herşeyi biliyorum sanıyorum, lakin tam o anda önüme sürpriz bir kutu atıp, bilmediğim bir geçmişimde bilmediğim bir bilgi öğreniyorum.

Jungkook'un benim hayatımda ki konumu ne ?

Soluklarımı hızlandıran, kalbimin frenkasını bozan, gözlerimin özlemle baktığı bu yabancı çocuk kim ? Neden onu gördüğüm zamandan beri, her boş anımda zihnime düşüyor ? Onun gece karası bakışlarını, ipek saçlarını, kibirli gülüşünü, erkeksi kokusunu unutmıyorum ?

Ona aşıkmışım gibi hissetmem
normal mi ?

Heyecanla harmanlanan bakışlarımı, tekrar bu kasvetli ormana çevirdim. Jungkook beni neden buraya çağırmıştı ki ? Bu mühim değildi, onu görücektim, özlemimi gidercektim. Burada önemli olan ormanın korkunç, havası veya sesleri değildi burada önemli olan Jungkook'un, erkeksi kokusunu büyüleyici sesini duymamdı.

"Jungkook?!" Diye seslendim. Sesim ağaçlara çarpıp, tenha orman da yankı yapmıştı. O yoktu, bana cevap vermemişti. "Erken mi geldim ?" Diye kendi kendime mırıldandım, yanlızlıktan. Kolumda ki saate göz attım. Hayır aksine yarım saat gecikmiştim bile. Kaşlarımı çatıp, öfkeyle gözlerimi saatimden ayırdım. Ekilmiştim.

Kuru yaprakların, üstünden çıkan çıtırlarla birinin benim olduğum tarafa geldiğini anladım. Ekilmemiştim. Çatık kaşlarım yavaşça düzelirken, gözlerimde ki öfke silinmişti. Arkamdan bedenime sarılan kollar, ile kalbim ağzımdan atmaya başladı. Acaba oda beni seviyormudur ?

"Jungkook," diye mırıldanıp,gözlerimi huzurla kapatmamın üzerine, huzursuzlukla araladım. Bu onun kokusu değildi, aksine okyanus kokuyordu. Jungkook böyle kokmuyordu. "Sen Jungkook değilsin!!" Arkamı dönmek için hareketlenmiştim ki, omzuma batırılan iğne ile çırpınmaya başladım.

Yersiz çırpınmalarım, yerine saçma sersemliklere bırakırken uykum ağır basıyordu. Lâkin ben bu akşam uykumu çok güzel almıştım. Bilincim kendini karanlık bir boşluğa bırakmadan önce son işittiğim sözler bunlardı;

"Uyu Jennie,  çünkü uyandığında seninle çok işimiz olucak. Bu yüzden küçük intikamım değerli konuğu iyi dinlen."

~

Yüzümde gezinen parmaklarla ile hoşnutsuzca mırıldandım. "Biri uykudayken, onu rahatsız etmemen gerektiğini kimse söylemedi mi? "

Kulağıma gelen iğrenç bir kahkaha sesi ile gözlerimi araladım. Bu kim di? Zihnime dolan görüntülerle, yerimde doğrulmaya çalışdım. Bakın size sadece çalıştım diyorum, çünkü yatağa kelepçelenmiştim.

Gözlerimi etrafta gezdirince bana dokunan kişi, kelepçelendiğim yatağın başında ki koltukta oturmuştu. Mavi saçlı olan genç adam, oturduğu koltukta bana doğru biraz eğilmişti. İki bacağını açmış, dizlerinin üzerine koyduğu ellerini, sayı sayarmışcasına parmaklarını açıp kapatıyordu. "Kim-kimsin ?" Dedim derinlerde zor bulduğum ürkek sesimle.

Beni korkutması ona zevk vermiş olucak ki, alayla sırıttı. "Burada, önemli olan ben değilim Kim Jennie, burada önemli olan sensin. " Kaşlarımı çatıp, "Anlamadım? " dedim. İtici bir şekilde gülümseyip, koltukta geriye yaslandı.

I Need You 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin