Sabah uyandığım zaman, kendimi olduğumdan huzurlu hissediyordum. Belimde ki kollar beni sahiplenircesine sarılmış, vanilya kokusu bana huzuru vermişti, göğsünde güven bulmak amacı ile sığınmış, kafasını saçlarıma gömmüştü. Böylelikle harika bir portre oluşturuyorduk.
Bir dakika! Belimde ki kollar, göğüsüne yaslandığım bir adam, vanilya kokusu, saçlarıma gömülü kafa ne oluyoruz ya ?
Kafamı yavaşça yukarı kaldırdığımda daha dün tanıştığım çocuğu, Jungkook'u gördüm.
Onu görmem ile çığlık attım. Benim çığlığım ile birlikte oda yataktan düştü. "Ne oluyor ya ?"
Bir dakika o çıplakmı ? Kafamı yatağın ve pikenin arasında kalan bedenime çevirdim. Tanrım! bende çıplaktım! Bu sefer daha gür bir çığlık attım. Daha dün tanıştığım adamla bugün aynı yatakta uyanıyorum!
"Siktir! Kulağım gitti be kızım! Ne diye bağırıyorsun ?"
"D-dün gece ne oldu ?"
Muzip bir şekilde sırıtıp düşünüyormuş gibi yaptı. "Ah, sen onumu diyorsun?"
Bana sorarcasına bakınca kafamı hemen olumlu anlamda salladım. "Çok olaylı bir geceydi!" Dedikten sonra göz kırptı.
Anında kaygıya düşüp."o-o şeyi y-yapmadık değilmi ?"
Çapkınca sırıtıp "neyi ?"
Bilerek bilmemizlikten geliyor. Ve ben bu tür salaklıklardan nefret ederim. "İşte şeyi."Sırıtması daha da genişlerken sorusunu tekrarladı. "Neyi ?" Sinir bütün vücudumu ele geçirince, hışımla ayağa kalktım.
Kalkmamla beraber kasıklarıma giren ağrıyla yüzümü buruşturdum, Jungkook'a bakınca onun benim vücudumu süzdüğünü gördüm. Bakışlarım vücuduma kaydı. Çıplak olduğumu gördüğümde tekrar çığlık attım.
Jungkook çığlığım ile yüzünü buruşturdu. Ama bunu düşünmeyecektim. Pikeyi üstüme çekip, yastığı ona fırlattım. Yastık ona gelmeden, yastığı çevik bir hareket ile tuttu. "Dün gece gördüm zaten neyine bu utanma duygusu."
Gözlerim doldu. Daha dün tanıdığım adamla yatmıştım! Tanrım! Gözlerimin dolduğunu görünce alayla güldü. "Gururlu sürtükmüşsünde ha? Ben fahişelerin utanma duygusundan yoksun, gurursuz sanırdım."
Ağlamamak için bakışlarımı tavana sabitledim. Dişlerimi sıkarak konuştum. "Fahişe değilim ben!"
Dünkü adama n'oldu ? ne ara değişti bu kadar ? Dünkü adam daha sıcakkanlı ve sempatikti. "Gerçekten senin fahişe olduğunu anlamadığımı mı sandın ? Yok Ella için eve gelmeler, sarhoş olmalar, dudaklarıma yapışmalar üzgünüm bayan siz istediniz ben verdim!"
Bana daha fazla hakaret etmesine katlanamayacığımı bildiğimden, odanın dört bir yanına fırlatılmış kıyafetlerimi giydim. Tabii pikeyi hala önümde bir kalkan misali tutuyordum. İşim bittiğinde pikeyi yatağa bırakmak amacı ile oraya döndüm.
Jungkook sadece gri bir eşofman giyip, yatakta bana alayla bakarken gördüm. Pikeyi hızlıca bırakıp gitmek için hareketlenmiştim ki. Jungkook bileğimi tuttu.
Çatık kaşlarımla önce bileğimi tutan eline ardından gözlerine baktım.
"Nereye ?" Dedi meraklı bir ses tonuyla. Ama ben dünden izlenimim ile onun usta bir yalancı olduğuna bugün tatmin olmuştum.Bileğimi sertçe avuçlarının içerisinden kurtarıp, alayla konuştum. "Üzgünüm bayım! Hergün tanımadığım insanlarla aynı yatakta uyanmıyorum-sizin gibi- bu yüzden tanımadığım, bana hakaret eden bir jigolo ile aynı ortamda kalamam." Hızlıca ilerleyip kapıya geldim. Elim kapı kolunun üstünde durdu. Başımı omzumun üstünden beni sinirle süzen adama baktım. "Bu arada Üzgünüm size para veremedim eğer hakaret etmeseydiniz misliyle verirdim." Dedikten sonra hızlıca evden çıktım.
Evden çıkarken Ella'yı görmemiştim sanırım hala uyuyordu. İçeride tuttuğum göz yaşlarımı serbest bıraktım. Tanrım ben ne yapmıştım!