"Napıyım? Hemen kullanmasaydın kızı. " Taehyung Rose'a yaklaştı. Rose ise elindeki sopayı sıkı sıkı tutarak konuştu
"Y-yaklaşma!" Ama taehyung kare gülümsemesini sunarak yaklaşmaya devam ediyordu. Rose ayağa kalkıp sopayı tam vuracaktıki yine eli ile onu engelledi ve sopayı yere attı.
Rose'u sırtına aldı ve ışık hızında ortadan kayboldu.
_•_•_•_•_
Jimin, kucağındaki kıza bakarak mırıldandı: "Tanrım, bir insana göre fazla güzel." Evet, Jennie çok güzel ve eşsiz bir kızdı.
Jimin henüz kucağındaki ölümlüyü nereye götüreceğini bilmiyordu. Tek bir yer vardı. Onu eve götürmeliydi. Ama hyungların ne tepki vereceğini düşünüyordu.
Malikaneye ilk defa bir insan girecekti. Ama bilmiyordu Jimin. O insanla beraber başka şeylerinde gireceğini...
Yürürken yavaşça, bir insan gibi yürüyordu. Bunun sebebini kendiside bilmiyordu. İlk defa bir insandan bu kadar etkilenmişti doğrusu. Ona bakmadan duramıyordu.
Evin önüne geldiğinde kapıda Jungkook'u görmeyi beklemiyordu. Oldukça sinirli görünüyordu üstelik.
Jimin yavaşça ona doğru yaklaşmaya başladı. Jungkook henüz farketmemişti Jimini. Dalgındı. Hemde çok...
Jimin Jungkooka seslendiğinde başını kaldırdı. "Kook? Burada ne işin var? Hem, neden sinirlisin?"
Jungkook, şaşırmış görünüyordu. Şaşırmamak elde değildi tabi. "O bir insan değilmi? Asıl onun burada ne işi var?"
Jimin derin bir iç çekerek cevap verdi. "Boşver. Sen soruma cevap ver. Ne oldu?"
Jungkook yine kaşlarını çattı. "Umrundamı sanki hyung?" Jimin oflayarak kapıya yöneldi. "Sanada iyilik yaramıyor! Velet!"
Kapının önüne geldiğinde elleri dolu olduğu için zorla zile bastı. Kapıyı neyseki Hoseok açmıştı. Oda büyük bir şaşkınlık içindeydi.
"Jimin? Bu ölümlünün burda ne işi var?"
Jimin "Beni içeri almıycakmısın?" diyerek kapıyı işaret etti. Hoseok kapıyı tamamen açtığında içeri girdi ve salondaki koltuğun üzerine koydu belki cansız olan bedeni.
"O, ölmüşmü?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
