iMMoRTaL WaMPiRe'S || BP & BTS

17. Bölüm: "Kavga"

[Medya: BTS Jimin - 'Promise' lyrics]

Şu kitap hemen bitsin istiyorum. O yüzden bölümler hızlı gelicek. Bu kitap bittikten sonra Hate or Love kitabinda yoğunluk olucak. O bitincede bunun ikinci kitabini yazıcam. O zamana kadar White Pearlda bitmiş olur zaten. Neyse bölüme geçelim. Başlıktanda anladığınız kadarıyla bol ekşın dolu bir bölüm olucek ksksşsks.

*-*-*-*-*

Lisa'dan

"Hadi Lisa, seni bekliyor çocuk!"
Aynanın karşısından unnieme göz devirdim.
"Tamam unni, bitti zaten işim!"
Sinirle söylenip aynanın karşısından çekildim. Yoongi aşağıda beni bekliyordu. Alışverişe gidecektik. Heyecanlıydım. Sonunda şu üstümdekilerden kurtuluyorum.

Bunları düşünene kadar aşağı inmiştim bile. Yoongi sinirle kapıda bekliyordu.
"Sonunda! Görende düğüne gidiyoruz sanacak!"

Abartmasın bee, bayadır dışarı çıkmıyoruz sonuçta.
"Söylenmede yürü."
Göz devirip kapıya yöneldim. Yoongide arkamdan gelmişti.

Arabay bindiğimizde ikimizde sustuk. O arabayı çalıştırdı. Bende torpidoya falan bakıyordum. O sırada arabadaki müzik sistemini yeni fark ettim. Hemen düğmesine basıp açtım.

Şansıma en sevdiğim şarkı çıkmıştı.
"Vaay, en sevdiğim!"
Diyerek sevindiğimde Yoonginin üzerimdeki tuhaf bakışlarını hissedebiliyordum. Umursamayıp sesini açtım.

Şarkıya bir yandan eşlik ediyor, bir yandanda kendi kendime ellerimle dans ediyordum.
Yoonginin ara sıra bana baktığını görebiliyordum. Ara sıra değil sürekli bakıp duruyordu.

"Yola odaklansana!"
Sinirle konuştuğumda tekrar bana bakıp sırıttı.
"Şortun bu kadar kısa olmasaydı odaklanabilirdim."
Alayla konuştuğunda. Şaşırmıştım.
Vücudumdaki bütün kanın yanaklarıma toplandığını hissedebiliyordum. Şaşkınlığın etkisinden çıkıp başımı iki yana salladım.

"Hih! Terbiyesiz!"
Koluna vurduğumda yine bakıp sırıttı.

"Ben mi oluyorum şimdi terbiyesiz?"
Bana ne demek istedi o? Parçalarım bunu ben yaa!

"Tabi sen oluyorsun! Eminim önüne gelen her kadının bacaklarına bakıyorsundur!"
Sinirle konuştuğumda arabayı durdurdu.

"Ne sandın sen beni? Sanki hayatımda hergün kadın görüyorum!"
Oda doğru, sonuçta sürgün edilmiş.
Amaan neyse ne!

"Niye durdurdun arabayı?"
Yutkunarak konuştuğumda arabadan indi. Ben hala birşey anlamazken kapımı açtı.

"Geldik çünkü."
Deyip elini uzattığında elini geri itip arabadan indim. Göz devirdiğini görebiliyordum.
"Düş önüme."

Ukala şeye bak sen! Düş önümeymiş! Salak!
"Emriniz olur efendim!"
Deyip sinirle yürüdüğümde oda arkamdan geldi.

Bulunduğumuz alışveriş merkezi Seoul'un en büyük alışveriş merkeziydi. Daegu'da böyle çok yer olmazdı. Bende haliyle buraya gelmek için can atardım.

Dönen kapıdan içeri girmiştik. İçerisi büyük ve lükstü. Girişteki güvenlik kontrolünden geçtikten sonra ilk olarak kozmetik ürünlerinin bulunduğu alana ilerledik...