11. Bölüm: "Tamamlandık"

441 38 5
                                    

[Medya: Jimin, Jungkook - We Don't Talk Anymore]

Gece gece bölüm atasım geldi. Bu arada yeni kurgumu gördünüz mü? 'Menajer' adlı olan. Çok iyi gidiyor ama şimdiye kadar kimse okumamış :(

*-*-*-*-*-*-*


Rose'den

"Lütfen, bırakın gidelim! Kimseye birşey söylemeyiz! Yemin ederim!"

Koltuğa oturmuş bizi bırakmaları için yalvarıyorduk. Ama nafile, takmıyorlardı bile. Bize bir açıklama bile yapmıyorlardı.

"Senin için sorun değil, ama arkadaşının ısırık izi geçmez. Bunu merak edip otopsi yaptırabilirler. Sonucunda sen düşün."
Hoseok isimli olan konuştuğunda Unniemin anlık göz devirişini gördüm.

"Isırmasaydı arkadaşın beni!"
Sinirli bir şekilde konuştuğunda kapı çaldı. Tae isimli olan kapıya bakmak için gitti.

"Namjoon ve Jin hyung geldi herhalde."

Ne? Birde başka kişilerdemi var? Sürü gibi bunlar valla.
"Bize bir açıklama yapacak mısınız artık?"

Merak ve bıkkınlıkla sorduğumda Hoseok Jennie unnime baktı ve konuştu.
"Jennie'ye gerekli açıklamaları yaptım ben. O sana söyler."

Jennie unnim hemen atıldı.
"Hiçte bile! Senin anlattıklarından hiç birşey anladım ben! Ayrıca o açıklamalar yetmez, Herşeyden bahset."

Hoseok gözlerini devirdi. O sırada siyah saçlı olan konuştu.
"Oldu canım, size herşeyi söyleyelim, sizde polisi başımıza sarın!"

Aşırı gıcık oldum şuan bu tipe!
Atarlı ergenler gibi resmen!

"Göndermiyorsunuz ki zaten!"
Ona karşı bağırdığımda sinirlenmiş olacak ki dişlerini gösterdi. Dişlerinin korkunçluğu ile yüzümü buruşturup geriledim.

"Hyung bir sorun var."
Jimin isimli olan yanımıza geldiğinde telaşlı görünüyordu.

"Ne oldu Jimin? Kimmiş gelen?"
Beni buraya getiren sorduğunda kapıdan bir ses geldi.

"Ne demek burda öyle birisi yok!? Sesini duydum ben az önce Rose'nin!"

"Bu ses... Jisoo!"
Jennie ile aynı anda konuştuğumuzda bir ses daha duyduk.
"Çekilin! İçeri girmek istiyorum!"

Yandık! Onlar buraya gelmemelilerdi! Onları tehlikeye atamayız!
"Buda kim? Tanıyor musunuz?"
Yine siyah saçlı konuşmuştu. Tam ağzımı aralayıp birşey diyecekken Jimin isimli olan böldü.

"Asıl sorun bu değil, yanlarında polis var..."
İşte şimdi harika! Polis bizi kurtarabilirdi.

"Sen öyle san. Biz onlardan çok daha güçlüyüz."
Bir dakika bir dakika, aklımımı okudu bu benim?

"Ne dedin sen? Düşüncekerimimi okuyorsun sen benim!?"

Kahverengi saçlı, Jungkook isimli çocuk sırıttı.
"Jimin, öldürün onları."

Duyduğum şeyle ağzım iki seksen açılırken benden önce Jennie unnim konuştu.
"S-saçmalama! Onlar bizim arkadaşlarımız, hatta kardeşlerimiz! Onları öldüremezsiniz!"

Hoseok beklemeden yanıt verdi.
"Merak etmeyin arkadaşlarınızı değil, polisleri öldüreceğiz."

"Hah tamam. Bir dakika ne!? Polisleride öldürmeyin!"

Jennie unnim ayağa kalkmıştı bile. Benfe onunla kalktım.
"Senden emir alan yok küçük hanım."

Jimin unniemin üstüne giderek konuşmuştu.
Unmim sinirlenmiti, hemde çok.
"Sen hiç konuşma! Yalancı sincap seni!!"

Jimin çoktan çıkmıştı bile.
Onun yanında velet olanda ayaklanıp çıktı.
Jennie unnime baktığımda ağlamamak için kendini zor tutuyordu.
Ona sıkıca sarıldım. Oda bana sardı kollarını. Omzumda sıcak gözyaşlarını hissedebiliyordum.

O sırada içeriye zorla sürüklenen Jisoo ve Lisayı gördüm.
Jennie unniemden ayrılıp onları gösterdim. Oda arkasını döndü ve onları gördü.

Lisa çoktan ağlamaya başlamıştı bile.
Ben hemen onlara koşup sarıldım. Şaşırmışlardı. Bizim burda olduğumuzu bilmiyor gibilerdi.
"R-rose."

Lisa sessizce adımı söylediğinde ne kadar korktuğunu anladım. Sesi titriyordu.
"Burdayım. Sakin ol."

Sonra yavaşça onlardan ayrıldım...

Bölüm Sonu...

Bu arada yavaş yavaş büyüdüğümüzü düşünüyorum. Okuyucu sayısı hızla artıyor. Bunun için size minnetarım.
❤❤❤

iMMoRTaL WaMPiRe'S || BP & BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin