Fuck Frıend ✴ Jikook

♣Sonsuza Dek

1 ay sonra Haziran

Jungkook heyecanla miniğine baktı. İnanılmaz görünüyordu.

Beyaz damatlıklar içinde bir melek gibi görünüyordu.

''Jimin...'' diye fısıldadı sevgilisi papyonunu takarken. ''Çok güzelsin. Bu günden sonra, hep beraber olacağımıza inanamıyorum.''

Jimin kıkırdayıp devam etti ''Saçımı boyamadık Jungkook ya..baksana hep dibi gelmiş. Kötü görünüyor.''

''Sen her zaman mükemmelsin meleğim.''

Jimin son kez aynada kendine bakıp koltukta oturan sevgilisinin yanında ilerledi. Tam olarak yanlamasına kucağına oturduğunda Jungkook keyifle sırıtıp  ellerini beline sardı. ''Sende öylesin Kookie'm. Sende çok yakışıklısın.''

''Biliyorum Jimin. Bana bilmediğim şeyler söyle. ''

Sarışın olanımız durgunca kıkırdadı. ''Yıllardır bugünün hayalini kuruyorum. Şu an aşırı duygusalım ve her an ağlayabilirim Jungkook. ''

Jungkook tombul yanağa bir öpücük kondurup geri çekildi. ''Bebeğim....sen birazdan tamamen bana ait olacaksın. Birazdan benim soyadımı taşıyacaksın''.

Jimin dolan gözlerini kırpıştırdı. ''Sanırım ağlayacağım. ''

''Jimin...ağlarsan makyajın akar. Ve insanlar seni çirkin görür. Güzelliğini de sadece ben görmüş olurum.  Bu yüzden ağla. ''

Jimin kıkırdadı. ''Saçma saçma konuşma Jungkook. Ayrıca senin dışında kimse beni güzel bulmuyor. ''

''Yok ya? Sen dünyanın en yakışıklı, en güzel, en meleksi erkeğisin.''

Jimin gülümsedi. ''Seni seviyorum sevgilim.''

''Seni seviyorum her şeyim.''

Kahve saçlı dolgun dudaklara yaklaşıp uzun bir öpücük kondurdu..

Jimin de ellerini en sevdiği yer olan kahve saçlara çıkararak öpüşüne karşılık verdi.

İkili yalnızca kapı tıklandığı zaman ayrılabilmişti. ''Jimin, Jungkook! Herkes sizi bekliyor!''

Lisa kapının arkasından seslendiğinde Jimin kalkıp ayndan üstünü düzeltti, ardından Jungkook'a dönüp onunda kırışmış yerlerini düzelttiğinde gülümsedi.

''Evleniyoruz Jungkook. Oha...''

İri beden kahkaha atıp kolunu uzattı. ''Evleniyoruz''

Sarışın beden kendisine uzatılan kola girdiğinde ikili nihayet odadan çıkabilmişti.

~£~

Her şey çok güzeldi. Konfetiler, gül yaprakları, kar makineleri ve alkışlar eşliğinde Jikook ikilisi nikah masasına oturmuştu.

Jungkook heyecandan titriyordu. Birazdan tamamen ona sahip olma düşüncesi aklını kaybetmesine neden olacaktı.

''Jungkook... ''

''Hm?''

''Titriyorsun. Titreme.''

Jungkook başını sallasada titremesine engel olamıyordu. Sürekli kahkaha atmak istiyordu.

''Üşüyor musun yoksa?''

''Çok heyecanlıyım Jimin. Kafayı yiyebilirim. ''

Jimin sessizce kıkırdadı. ''Sakin ol. Herkes bize bakıyor. Gülümse.''

Jungkook gülümsedi. Bütün heyacanını gülümsemesine yansıtmaya çalıştı.

''Jimin...sen İrene'i çağırmıştın değil mi?''