''B-ben...''
''Jimin. Ben sadece bunun olabileceğini düşündüm. Çünkü bana aşık olduğunu söyledin sen. Bende öyle. Ve...bir engel olamayacağını düşündüm.''
''Ama bir engel var Jungkook. Sen farkında mısın? Evleneceksin. Hemde benim kız kardeşimle.''
''Hey buna inanmadığını sanıyordum.''
''Hâlâ öyle. Ama inanmak zorundayım. Jungkook sen benim kız kardeşimle evleneceksin. İstemen veya istememen bir sorun değil. Ama bu olacak. Bu evlilik olacak. Ve...sen bana hâlâ sevgili olup olamayacağımızı mı soruyorsun?''
''Jimin ben...''
''Sen ne? Bundan önce yaptığını mı yapacaksın? İkimizi birden mi idare edeceksin. Senin sorunun bu. Düşünmeden hareket ediyorsun.''
Jungkook hâlâ bir masalda yaşıyordu. Ben bu masalın sonu olmalıydım. Onun gerçekleri görmesini sağlamalıydım.
''Ben...evet. Bir anda gelen bir...cesaretle sordum. Çok üzgünüm Jimin sen haklısın.''
Birden geri çekildiğinde sersemledim. Ayağa kalktığında sorgulayan bakışlarım üstündeydi.
''Ben. Eee... Gitsem iyi olacak. Üvey de olsalar bir ailem var.''
''Jungkook...lütfen bunun aramızı bozmasına izin verme.''
Bakışları gözlerime kaydı. ''Hangi aramızı Jimin? Ne arası? Bu aranın neden bir ismi yok? Söylesene Jimin. Biz neyiz? Arkadaş mı? Hayır. Seks arkadaşı? Bundan fazlasıyız. Sevgili miyiz? Az önce hayır dedin. O halde biz neyiz Jimin? Ya bu lanet 'aranın' adını koyalım, ya da olup olmadığı belli olmayan arayı kökten silelim.''
Jungkook konuşurken dediklerini idrak etmeye beynimi zorluyordum. O şu an bana baya baya 'ya sevgilim ol ya da hiçbir şeyim' diyordu.
Seçim yapmamı istiyordu. Asıl seçim yapması gereken oydu. Bende ayağa kalktım. Aslında beynim ben anlamadan vücudumu ayağa kaldırmıştı.
''Ne demek istiyorsun Jungkook? 'Ya sevgilim ol ya da hayatımdan siktir git' mi diyorsun? Benden seçim yapmamı istiyorsun. Asıl sen seçim yap. Ya o çok sevdiğin(!) sana bir faydası olmayan üvey ailenin istediğini seç ve Lisa ile evlen, ya da benimle ol ve teklifini kabul ediyim!''
Jungkook adeta şok olmuş bir şekilde bakıyordu. Özellikle sinirli gözüküyordu.
''Jimin...senin o üvey(!) ailen dediğin insanlar beni o cehenemden kurtardı. Okumamı sağladılar. Şu an bir serseri olabilirdim! O üvey ailen dediğin insanlar benim hayatımı değiştirdi! O faydasız dediklerinin benim üstümde ne kadar emeği olduğunu biliyor musun sen?! Ve benden yalnızca bir şey istediler. Birtane. Her ne kadar üvey kardeşimin yerine beni almış olsalar bile o insanlar beni büyüttü. Ve onlar için en azından bunu yapmalıyım! Peki söylesene Jimin. Sen benim için ne yaptın? Onlarla kendini kıyaslama cürettinde nasıl bulunursun sen ha?! Söylesene!''
Her ne kadar kabul etmek istemesemde o...haklıydı. Ben ne hakla onlarla benim aramda bir seçim yapmaya zorlamıştım?
''Bende öyle düşünmüştüm. Bak Jimin. Ben gidiyorum. Sende...karar ver. Eğer kararın 'evet' olursa, mutlu oluruz. Eğer 'hayır' olursa... Özür dilerim Jimin. Bu beni son görüşün. Seni seviyorum. Lütfen bunu düşünerek karar ver.''
''Jungkook...'' konuşmama izin vermeden çoktan çıkıp gitmişti.
''Jungkook...''diye bu kez boşluğa fısıldadım. Tanrım... Şimdi ne diye böyle aptal bir soru sormuştu ki?
Ama bu haklı olduğu gerçeğini değiştirmezdi.
''Ne yapıcağım şimdi?''
~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fuck Frıend ✴ Jikook
Fiksi PenggemarAğlıyordum. Seks arkadaşıma âşık olduğum için ağlıyordum