5

410 122 18
                                    

{Yaşadıklarımız bizi günahkar yapar mı?}

"Nerdesin sen?"

Gözlerinden ateş püskürten dedeme aldırış etmeden sessizce girmeye çalıştığım odama yürümeye devam ettim.

"Mia bana cevap ver?"

Derin bir nefes alıp olduğum yerde kaldım. Sanırım tanrı sabrımı ölçüyordu ve ben her dakika sakin kalmaya çabalarken üstüme daha çok geliyordu.

"Yürüyüş yapmayı sevdiğimi bildigini sanıyordum üzgünüm."

Yandan bir gülüş atarak daha çok sinirlenen dedeme bakmaya devam ettim. En son ki konuşma yüzünden hala ona kırgındım ama o şuan özür dilemek yerine beni azarlıyordu.

"Telefonlarımı açarsan bilirim."

Elimi saçlarıma götürerek karıştırdım. Onu kırmamak için kelimelerimi düzgün seçmeye çalışıyordum fakat artık dolmuştum.

"Ben herşeyden korkan 9 yaşındaki Mia değilim. Benim yüzümden sorumluluk almakta zorunda degilsin iyi olmamı sağlamak da. Her dakika beni koruyamazsın."

Salonda bıraktığım dedemi umursamadan odama çıktım. Ben bu evde kafayı yiyecektim sanırım. Kendimi yatağa atmamla cebimdeki telefonu elime aldım. Dedem bana iyi davranıyor olabilirdi fakat konu şirketi olunca her zaman tedirginlik üzerindeydi, ve ben bunun nedenini çok merak ediyordum. Açtığım analiz sayfasına daha dikkatli bakarak yavaşça içimden okumaya başladım.

X: Herkesçe tanınan ve "yardımsever" olarak bilinen M. şirketinin yolu mu şaştı?

1.234.543 like 234.876 yorum

Gözlerim gördüğü şeylerle beni yanılttığını düşünürken aklıma gelen şeyin olmaması için dua ettim. Şuan okuduklarim karşısında sadece yanılmak istiyordum.

Y: Manoban şirketi karaborsaya mı girdi?

1.125.278 like 1m yorum

Bu saçma analiz bu kadar olay yaratmış ve benim haberim olmamıştı. Gerçi güçsüz pençeleriyle savaşmaya çalışan biri bunlarla uğraşacak değildi. Sayfayı kapatıp ağzım açık bir şekilde olduğum yerde kaldım. Dedemin bana bunların yalan olduğunu söylemesine ihtiyacım vardı. Onun gibi biri bunları yapamazdı, kalbini parçalayıp kırıntılarını ciğneyemezdi. O benim gibi biriydi kalbini içine saklamaya çalışan, güçlü duramasa bile attığı her adım için şükür eden biriydi. Onu bu denli kötü yapacak hiçbir nedeni yoktu.

Burada kalıp aklımı yiyemezdim. Belimi hafif açık bırakan kazağı biraz aşağı çekerek bunların yalan olduğunu duymaya ihtiyacım olan adama doğru yürüdüm. Kulaklarım aşağıdan gelen tabak seslerine kaydığında bedenimi salona yönlendirdim.

"Ahh Mia bende tam sana birşey anlatıcaktım."

Heyecanlı bir şekilde bana bakarken bir yandan da salondaki ahşap ve oldukça büyük olan masaya örtü seçiyordu. Ne yapmaya çalıştığını anlamasam da beni yiyip bitiren şey yüzünden vakit kaybetmek istemiyordum.

"Seninle önemli bir konuda konuşmam gerek."

Hiç durmadan işlerine devam eden dedem örtülerden sonra cam dolabin içindeki göz kamaştıran yemek setlerini masaya serdi.

ProvisionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin