6

386 120 20
                                    

{Her birimiz biliyorduk umutlarımızı yok edip hiçliğimizle dost olduğumuzu.}

Elimdeki çatalı tabağın kenarındaki desenlerde gezdirirken içimdeki karmaşıklığa adadım kendimi. Olmamışlığımın zerafetiyle akıp giden konuşmaları duymak zorunda kaldı bu kulaklar. Az önce kalbimi yerinden sökmek için hazırlıklar yapan o adama sustu bu dudaklar. Ve mutlu bir kız gibi görünmek zorunda kalan ruhum can çekişti bu masada. Benliğimi mi kaybediyordum yoksa irademi mi? Her an katlanmak zorunda kaldığım şeylere bağırıp kaçmak istiyor gibiydi bu gönül. Bugün bu masada hangi Mia vardı? Elindekileri kaybetmiş ruhunu teslim eden kız mı yoksa hala savaş vermek için varını yoğunu harcayan kız mı?

"Davetimi kabul ettiğin için sağol."

Dedemin kadife ses tonu kulağıma iliştiğinde iç dünyamdan çıkıp birbirine gülen iki adama denk geldi bakışlarım. Sağlam bir dostlukları var gibi gözüküyordu ve bu beni yaralayan bir konuydu. Eminim ki sırtını güvenle yaslıyabildiğin bir dostunun olması güzel hissettirirdi. Peki benim dostum dediğim insanlar şuan hangi partilerde eğleniyordu?

"Dostumun davetini kabul etmek benim için bir onurdur."

Elini dedemin omzuna hafifçe vurup içtenlikle cümlesini sunmuştu. Dedemi mutlu görmek benim de mutlu olmamı sağlarken gözüm çatalıyla oynayan kemikli eline takıldı. El fetişi olan bir kız kesinlikle bunu görmemeliydi.

"Eee Mia sen neler yapıyorsun?"

Bütün gözler beni bulduğunda beklemediğim bir soruyla adeta duraksadım. Gerçeği söylemek gerekirse hiçbir şey yapmıyordum yarım bıraktığım bir okulum ve ilgilendiğim hiçbir hobim yoktu.

"Biliyorsunuz ki başımıza gelen üzücü olaydan sonra kafamı biraz toplamak için üniversitemi dondurdum. Şu anlık resim ile ilgilenmek dışında pek bir işim yok sanırım."

Hafif tebessüm ederken beni anlarcasına kafasını salladı. Onun başına gelmemiş olabilirdi fakat bu duruma üzüldüğü aşikardı. Henüz bitmemiş olan etlerimi tabağın kenarına iktirip elimdeki çatalı bıraktım.

"Size afiyet olsun ben doydum."

Topuğumu yerle buluşturup bir an önce odama gidip yatmak için bedenimi masadan ayırdım.

"Bizimle muhabbete katılır mısın?"

Dedemin sesi kulaklarımı doldururken topuk seslerimin odayı inletmesini kestim. Bu size göre bir rica gibi gelebilirdi fakat aslında 'onlar evlerine gitmeden bizim sıkıcı konuşmamızı duymak zorundasın' demekti. İçimden sessiz bir of çekerek masaya yeniden oturdum. Yemeğini yiyen Mark' a gözüm takılırken aklımın bir köşesi yan profilini ezberlemek istedi. Benlik biri değildi fakat tapınılası bir teni vardı. Kafasını yavaşça bana çevirirken içimden küfür ederek ellerimle yüzümü kapattım.

"İsterseniz koltuklara geçelim."

Beni bu durumdan kurtaran dedeme minnetlerimi sunarken herkesin bitirmiş olduğu tabaklara göz gezdirip onlara ayak uydurarak deri koltuklara ilerledim. Herkesin kibarca oturduğu koltuklara umursamadan kendimi attım.

"Eeeee ortak."

Dedeme sunulan sıcak cümle onu tatmin ederken onları dinlemediğim anlaşılmaması umrumda olmadan elbisemin uç kısımlarıyla oynamaya başladım. Sanırım bu çocukluktan beri alışkanlığımdı.

"Yakında uzun bir tatile çıkmayı planlıyorum ve bu süre zarfında Mia şirketle ilgilenecek hem geleceği için bir hazırlık olur."

Hala elbisemin uç kısımlarıyla oynuyorken sadece ismimi duymamla başımı kaldırdım. Şuan neyden bahsediyorlardi ve niye herkes bana bakıyordu?

"Dimi Mia?"

Dedemin hafif kızgın bakışları beni bulduğunda zoraki gülümseyerek başımla onayladım. Karşımda oturan ve hala bakışları bende olan Mark' la gözlerimi buluşturdum. Sorgu dolu yüzlerle ona bakarken sırıtmaya başladı ki bu benim hiç hoşuma gitmiyordu.

"Anladığıma göre sizden kalan şirketi ben ve Mia devam ettiricez."

Söylediği şeyle ağzım istemsizce açılmıştı. Gerçekten bunu mu düşünüyorlardı. Kafamı toplamak için okulumu birakan ben saçma bir çocukla şirket mi yöneticektim. Gerçekten istemediğim bir hayatı yaşıyordum. Ne zenginlik ne de şirket umrumda değildi istediğim hayatta sadece annem ve babam vardı. Fakat kaderim bunları silecek kadar zalimdi.

"Ve bence iyi bir ortak sizin gibi birbirini taniyabilen insanlardan oluşur. Bu yüzden Mia'yla bahçede konuşup tanışmak istiyorum."

Bakışları benim üzerimde ısrarla gezinen adama bakmadan zaten dedemin bunu onaylayacağını düşünerek ayağa kalkıp bahçeye yöneldim. Arkamda gelen siyah gölge bana yaklaştığında çimlerin bileklerimi kaşındırmasını umursamayarak bedenimi ona döndürdüm.

"İçerde fazla sıkılmış gibiydin."

Etraftaki küçük ağaçlarda dolaşan göz bebekleri bu karanlığın altında bana sunulan bir mücevher gibiydi.

"Size yansıttığım için üzgünüm."

İlgisini bana yönlendiren gözleri bu sefer yüzümde dolandı. Her zamanki gibi hafif dalgalı saçları esen rüzgarda adeta dans ederken dudağımı büzüp birşey söylemesini bekledim.

"Emin ol bu saçma şirketin üstüne kalmasını istemediğin kadar bende senin gibi değişik bir kızla ortak olup gelecekte o şirketi yönetmeyi istemiyorum."

Kalbimde hissettiğim sızıyla bir nebze de olsa tebessümüm yüzümden uçup gitti. Bu sızı ondan gelen bir darbe değildi, gerçek kimliğimi herkesin görmesi ve benimle alay etmesiydi. Değişik bir kız olarak anılmak için neyi layık görmüştüm? Kendi benliğimi kaybettiğim için miydi veya kalbimi ellerimin arasına alıp atmaması için beklemek miydi?

"Buna sevindim."

Tatmin olmamış bir şekilde kısık sesle gülerken ellerini dağılmış saçından hızla geçirdi.

"Onlar şirketlerine çok değer veriyor ve eğer istemsiz bir şekilde olay yaratıp gazetelerde şirketi karalayan şeyler yazarsa bizi zorlamazlar."

Mantıklı gelen cümlesiyle hafif başımı sallasam da dedeme bunu yapmak istemiyordum. Sırf sırtımda yükler olmaması için dedemin adına leke sürmekten bahsediyordu ve neden beynim benden istemsiz onu onaylıyordu.

"Güzel, yine karşılaştığımız bir zaman detayları konuşuruz."

Olayların ne ara buraya geldiğine anlam veremeyerek topuğumla yere sertçe vurdum. Tanrı dan özür dilemek için dakikalarımı geçirmeye çalışırken dedemin arkasından iş çeviricektim. 'özür dilerim anne'

 'özür dilerim anne'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ProvisionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin