• GELİN •

53.1K 886 382
                                    


ESİL'DEN;

Erkin gülerken ben utançla başımı yere eğmiştim. "Naber güzellik." diyip kardeşine sarıldığında ben de hemen arkalarındaydım. "Hadi içeri gelin. Yenge annenlerde bizde." dediğinde yüzüm düşmüştü, ancak kendimi hızla toparlayıp tebessüm ettiğimde, Erkin kardeşini bırakıp bana döndü. "Anneni göreceksin, üzülmeni istemiyorum." Bakışlarımı Erkin'e çıkardım. "Babamı da görecek miyim?"

Bir süre konuşmadan bakıştık. Erkin'in beni kollarının arasına çekmesiyle boynuna sokuldum ve ağlamamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Çok güzel kokuyordu. Kokusunu daha da içime çektiğim an konağın kapısı sertçe açılmış, Erkin'in annesinin "Oğlum!" diye bağırmasını duymuştuk. Hızla Erkin'in kollarının arasından çıktım. Erkin'le konağın kapısına doğru yürürken, ikimiz de az önceki sarılmamızın etkisinden çıkamamıştık.

Kapının önüne geldiğimiz an Fatma Teyze sıkıca sarıldı Erkin'e. Ardından bana döndü. "Güzel gelinim. Hoş geldiniz." Tebessüm ederek, sarıldım Fatma Teyzeye. Fatma Teyze mutfağa girdiğinde biz de kapının önündeydik. İçeriden gelen seslerle, içerisinin kalabalık olduğunu, anlayabiliyorduk. Yavaşça eğildiğimde kendi ayakkabılarıma yönelen elim, Erkin'in ayakkabılarını görmemle önce ona yöneldi. Kimsenin bizi görme fırsatı yokken, hızlı hızlı ayakkabılarının bağcıklarını açtım. Ardından kendi botlarımın fermuarını indirip, ayakkabılarımı çıkardığımda, o da bağcıklarını açtığımdan bollaşan ayakkabıdan kolayca ayaklarını çıkardı ve içeri girdik. Gözlerimi Erkin'e çıkarmasam da bana baktığını hissedebiliyordum.

Kapının önündeki ayakkabılarımızı elime alıp, evin içindeki ayakkabılığa koydum ve kapıyı kapattım. Dolaptan ikimiz için ev terliği aldığımda, Erkin elimi tutup, bakışlarımızın buluşmasını sağladı. "Seni hak edecek ne yaptım?" Elimdeki terlikleri yere bıraktığımda, yanaklarım kızarmıştı. "Asıl ben seni hak edecek ne yaptım, Erkin? Sen beni o evden kurtardın. Sen hayatıma girdiğinden beri babam bir kez bile vurmadı bana." Söylediklerim ona acı veriyormuş, acı çekiyormuş, yüz ifadesiyle gözlerime baktı. O benim kahramanımdı. Bakışlarımız koptuğunda, az önce yere koyduğum, terlikleri ayağımıza geçirdik.

Ben önde o arkada salona girdiğimizde herkes buradaydı. Tek tek herkesin elini öpüyorduk. Babamın elini bile iğrenerek öpmüştüm. Bu adam benim babam olamazdı. Herkesle selamlaştıktan sonra kadınlar bir odaya, erkekler bir odaya ayrılmıştı. Erkin'in yanına gidip, yan odaya gittiğimi söylediğimde, göz kırpıp, tamam demişti. Göz kırpmıştı! Gözlerimi kocaman kocaman açıp hızla odayı terk ettim. Kimse görmemiştir, inşallah!

Ben kadınlarla oturma odasındayken, Erkin ise erkeklerin yanında salondaydı.  "Eee kızım evlendiniz madem torun ne zaman?"
dediklerinde hafifçe tebessüm ettim. "Vakti gelince inşallah halacım."

Halbuki gönül isterdi içimden geçenleri çat çat söylemeyi. Onlara neydi acaba? Daha kocama vücudumu göstermeye utanıyordum bunlar çocuk diyordu. Erkin, duysa bu soruları kıpkırmızı olur, yüzüne bakamazdım. Bir de çocuk istiyorum diyecektim. Yok artık!

"Kızım halan haklı yuvanın dağılmamasını çocuk sağlar.Yerini garantile." diyen teyzeme baktım. O kadar cahillerdiki ben artık bir şey diyemiyordum. "Kocana süslen, geceliklerini giyin. Erkekler sever öyle şeyleri.Onu memnun et kızım kocandır o senin."

"Ayy!Darlamayın eltimi." diyip ayağa kalkan Şermin ablaya baktım.Sanırım burada en iyi anlaştığım sayılı kişilerden biriydi. Yüzüm kıpkırmızıyken, Şermin ablaya döndüm.

NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin