• DÜĞÜN •

60.3K 795 314
                                    

ESİL'DEN;

"Evet!"

"Evet!"

İkimizinde ağzından evetler dökülmüştü birkaç dakika önce. Artık resmi olarak karı koca olmuştuk. Önümüzdeki kalabalık bizi alkışladığında ne tepki vereceğimi bilemedim. Şermin ablanın zoruyla adamın ayağına basmıştım zaten. Utançtan ölüyordum. Erkin yavaşça beni kendine çektiğinde ne yapacağımı bilememiştim.

Dudaklarını alnıma bastırdığında dudaklarım istemsizce kıvrılmıştı. Yanaklarımın kızarmasını umursayamadım o an. Şuan onun kollarında her düğünde olduğu gibi ilk dansımızı ediyorduk. Sanki gerçekten evlenmişiz gibi hissediyordum ve bu hissin beni yaralayacağını biliyordum.

Kollarım boynuna dolanmış, kolları belime dolanmış bir şekilde dans ederken yanağımı omzuna yasladım. Bakışlarım annemleri buldu. Dolan gözlerini kırpıştırıyordu. Bakışlarım babamı buldu. Kızını verdiği için gururlanmış, mutlu bir baba profili vardı. Bir an bu görüntü kalbimin sıkışmasını sağladı. Başımı daha da gömdüm Erkin'e.

Şarkı bittiğinde yavaşça ayrıldık. Düğünün ilerleyen saatlerinde Şermin abla ve yengemin zoruyla dans ediyordum. Aslında pek de zorla olduğu da söylenemezdi.Kahkaha atarak dans etmeye devam ettim. Erkin sandalyeye oturmuş beni izliyordu. Pist kalabalık, çoğu akrabamız ayağa kalkmış oynuyordu. Ben ise Şermin ablam ve yengemin arasına girmiş onlarla dans ediyordum. Beni bugünümde yalnız bırakmamış, her anımda yanımda olmuşlardı. Şermin abla oynamam için beni daha da neşelendirmeye çalışırken istemsizce kahkahalar atıyordum.

"Ahu, çocuk içinde çorba oldu." Abim yanımıza gelip yengemi kolundan tuttuğunda yengem kıkırdayarak kocasına sokulmuştu. "Maçoluğun tuttu senin." İlhan abim kaşlarını daha da çatmış, bakışlarını yengemin güzel yüzünde gezdiriyordu. O an onlara çok özendim. Erkin'le beni hayal ettim onlara bakarak.

Bir an bakışlarım Erkin'le kesiştiğinde gülüşüm yavaş yavaş soldu. Kendi düğününde mutsuz mutsuz oturuyordu. O kadar mı istemiyordu bu düğünü? Bari birazcık rol yapamaz mıydı?

Yavaşça sallanmayı bıraktım. "Ben biraz yoruldum." diyip açıklama yapmalarına izin vermeden yengemleri arkamda bıraktım ve yavaşça ilerleyip, Erkin'in yanındaki sandalyeye oturdum. Sanki mutlu olmaya hakkım varmış gibi dans ediyor, gülüp eğleniyordum. Dolan gözlerimi kırpıştırdım. Neden en olmadık yerlerde doluyordu gözlerim?

Erkin'in gözleri bir anlık gözlerime tutunduğunda hızla kafamı başka yöne çevirdim. Onunla konuşmak istemiyordum şuan. Bakışlarımız buluştuğu an hıçkıra hıçkıra ağlamak ve ona neden düğünümüzde bakışlarını üstüme sabitleyip beni rahatsız ettiğini sormak istiyordum, neden sanki kötü bir şey yapıyormuşum gibi hissettiriyordu.
"Yapma şunu!" Fısıltımla birlikte kaşlarını çatıp zaten yüzümde olan bakışlarını yüzümden çekmeden konuştu. "Ne yapıyorum?"

"Ne zaman bitecek şu düğün?"

"Beğenmedin mi? Sanki her an kaçmak ister gibi konuşuyorsun."

"Beğendim. Ama bir düğünü tek tarafın beğenmesi yetmez. Kasıntı, kasıntı otur burada." Kaşlarını çattı. "Çat o güzel yüzündeki, kaşları da! "

"Demek yüzümü güzel buluyorsun?" Sırıttığında utançla başımı başka yöne çevirdim. "Aslında burada oturup, seni izlemek.." Söyledikleri ilgimi çekmiş gibi göz ucuyla ona baktım. "Seni izlemek hoşuma gitti."

Bir an yutkunamadığımı hissettim. Ondan böyle itiraflar duymak beni istemsizce heyecanlandırıyordu. Bugün beni ilk kez gelinliğin içinde gördüğünde de yanıma yaklaşmış, çevremizde kimsenin olmadığını gördüğünde ise dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Bu beklemediğim şey karşısında elim ayağım titremiş, ancak ona karşılık vermekten de geri kalmamıştım.

NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin