• DUŞ •

78.8K 1K 1K
                                    

ESİL'DEN;

Suyu kapatıp, bornozumu elime aldım. Bornozumu üstüme geçirip, kuşağımı bağladım. Mert'i ve Erkin'i uyutup, onlar hazır yatakta yatarken hızla duşa girmiştim. Banyodan çıkıp minik adımlarla odanın içinde Erkin ve bana ait sırt çantamızı arıyor, bir yandan da Erkin ve Mert'i uyandırmamaya çalışıyordum.

Neredeydi bu sırt çantası? Tüm kıyafetlerimiz ve eşyalarımız içindeydi. Bir süre odanın ortasında yatağa bakarak onları izledim. Acaba Erkin'i uyandırmalı mıydım? Yavaş yavaş yatağa adımlayıp, Erkin'in olduğu kısma geldim ve bir dizimi yatağa yaslayıp, yüzüne doğru eğildim. "Erkin?" Fısıltım işe yaramamış olacak ki bir daha seslendim. "Erkin? Uyansana." Yavaşça kıpırdamaya başladığında, işaret parmağımı omzuna koyup, yeniden dürttüm onu.

"Erkin uyan, Allah aşkına." Bornozumla kalmıştım resmen. Etrafta da hiç kıyafet yoktu ki. Ne giyinecektim? "Hayır, yani bu adam kış uykusuna mı yatıyor, anlamıyorum ki?" Ben gece o tık sesi çıkarsa bile gözlerimi hemen açıp, ona bir şey mi oldu diye bakıyordum. Ben şurada kaçırılsam beyefendi hala kış uykusuna yatmaya devam eder. Aklıma gelen şeyi yapmak istiyor, ancak bundan çekiniyordum. Utangaçlığı bir kenara bırakıp, Erkin'in kulağına eğildim ve fısıldadım. "Erkin çıplağım." Gözleri yavaş yavaş aralandığında dudaklarım şaşkınlıkla açılmıştı. Yok artık ya!

"Esil?" Gözleri kısık bir şekilde gözlerime bakıyordu. "Canın bir şey mi istiyor?" Utançtan yanaklarımın kıpkırmızı olduğunu hissediyordum. O şeyi istediğimi ve bu yüzden kulağına fısıldadığımı mı düşünmüştü gerçekten? "H-Hayır." Sesim içime kaçmıştı sanki. "Mert var ama..." Hafifçe doğruldu. Bakışları bornozumda gezinirken sertçe yutkundum. Niye ağzımı açıp, tek kelime edemiyordum ki. "...sessiz oluruz." Gözlerimi kocaman kocaman açıp, Erkin'e baktım. "Erkin, Allah aşkına, çocuğu bize emanet ettiler. Çocuğun olduğu yatakta..." Bakışlarımı kaçırdım.

"Banyoda mı yapalım diyorsun?" İkimiz de Mert'i uyandırmamak için, fısıltıyla konuşuyorduk. "Erkin, o şeyi yapmak için uyandırmadım seni, yani o şeyi yapmak istesem de uyandırmazdım, yani sonuçta utanırdım ve uykun önemli, hani çalışı-.."

Erkin'in kısık kahkahasıyla lafımı kesmek zorunda kaldım. Resmen dalga geçiyordu benimle. Oflayarak ayağa kalktım. "Kıyafet için uyandırdım seni." Üstümü yeniden süzdüğünde bornozumun önünü ince parmaklarımla daha da sıkı kapattım. "Kıyafet için?" Başımı aşağı yukarı salladım. "Sırt çantamızı bulamıyorum, tüm kıyafetlerim içindeydi."

"Bugün, bu olay olmadan önce, akşam yola çıkarız diye konuşmuştuk ya, ben o yüzden arabaya indirdim eşyalarımızı." Gözlerimi kocaman kocaman açtım. "Ne giyineceğim ben?" Kolumdan tutup, beni yatağa çektiğinde karşı koymadım ona. "Giyinme bir şey."

"Hayatta olmaz!" Ama olmuştu. Yatakta bornozumla uzanırken, Erkin'le aramızda yalnızca Mert'in minik bedeni vardı. Göz kapaklarım yavaş yavaş kapandığında kendime engel olmadım.

"Siktir!" Gözlerimi yavaşça aralamaya başladığımda göğüs ucumda ıslaklık ve minik dudaklar hissediyordum. İrkilerek gözlerimi açtığımda Erkin'in de şaşkınlıkla açılmış gözleri mememi emen Mert'teydi. Mert resmen beni annesi sanıp, uyurken bornozumun açılan önü yüzünden mememi emmeye başlamıştı.

Bornozumun önü açılmıştı ve bu ortaya aşırı erotik bir tablo seriyor, bunu Erkin'in vücudumda gezinen bakışlarından anlayabiliyordum. Bacaklarım aralık bir memem Mert'in ağzında, bornozumun önü açıldığında dolayı diğer memem de gözler önünde, bu şekilde sere serpe yatıyordum ve Mert, Erkin ve benim aramızda kaldığından direkt Erkin gözünü açtığı gibi beni görebilmişti.

NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin