Lilya
Korkmaya başladım. Kartonun içinde ne var böyle. Açmaya korkuyordum ama açmam gerekiyordu.
Bantları tek tek çıkarıp attım , sadece kartonu açmak kaldı. Kartonu yavaş yavaş açmaya başladım.
Ne????
Gerçekten ne . Hayır böyle bişey olamaz. Gerçek olup olmadığını ölçmek için elimi yavaşca kutuya koydum.
Tam elime alacaktım ki gözümdeki yaş yavaş yavaş yanaklarıma süzüldü.
O an zaman durmuştu. Ciddi anlamda zaman durmuştu. Çünkü ölmüştü.
Artık tutamadım gözyaşlarımı ağlamaya başladım hemde hıçkıra hıçkıra. Neden ağlıyorum biliyor musunuz?
Karşımda ölü birisi olduğu için yada kan gördüğüm için değil. Ölenin bir köpek yavrusu olması. Benim gözümde bu güne kadar tanıdığım tüm insanlar beş para etmedi ama hayvanların değeri paha biçilemez. En azından ben ağladığımda onlar gülmezdi.
En kötüsü ise bu köpek Uzay'ın o gece sevdiği köpekti.
Çaresiz bir şekilde etrafa bakındım. Yardıma ihtiyacım vardı. Ne yapmalıyım bilmiyordum , birini aramam gerekiyordu. Evet birini aramam lazım ama kimi? Aklıma ilk Atakan geldi ama o da Uzay'ın arkadaşı olduğu için ona bile güvenemiyorum artık. Telefonu içerden getirip hemen rehbere girdim. Halen gözlerimde hafif yaşlar geliyordu. Kimi arasam diye bakarken Barış'ın ismi gözüme takıldı. Aramalımıydım yoksa...
Aklımdaki düşünceleri dikkate almadan aradım. Aramamla açması bir oldu.
Neyse ...Aradım ağlaya ağlaya konuşmaya başladım.
" Barış acil gelmen lazım" zar zor konuşuyordum. Cina havlayarak yanıma geldi.
" Lilya bir şey mi oldu? , köpek sesi geliyor , neredesin?"
" Barış bizim evdeyim lütfen çabuk gel ben... ben..."
Size yemin ediyorum nefes alamdım koşa koşa balkona çıktım.
"Alo Lilya ordamısın?"
"Evet "
"Tamam hemen geliyorum sakın bi yere gitme tamam mı? kapatıyorum" dedi ve telefonu kapattı. Hâlâ ağlıyordum. Dayanamıyordum , kim yapmış bunu. Uzay yapmış olabilir mi?Kendimi buna inandıramıyordum bir türlü."Lilya ne oldu burada" ne kadar çabuk gelmişti Barış böyle. İnanamayarak ona baktım. Kartonu açıp içine baktı , sonrada benim kanlı elime ve kanlı telefonuma baktı. " Lilya kalk içeri gir ve ellerini yıka " dedi. Ama ben kalkamadım.
" A-ama kö-köpek ne olacak" dedim kekeleyerek. " Sen kendi köpeğini alıp içeri gir , ben bu köpeği götürüp uygun bir yere gömeceğim. Sonra senin yanına gelirim. Hadi Lilya hadi içeri" kolumdan tutup içeri koydu beni. Kendisi de kapıyı kapayıp çıktı.Ellerimi ve yüzümü yıkayıp aynadaki yansımama baktım. O köpeği kim... kim... neden öldürsün ki. Eğer bunu Uzay yapmışsa onu asla affetmem asla.
Telefonumu da bir temiz bezle silip salona gidip oturdum. Hala olayın şokunu üzerimden atamamıştım. Gözyaşlarım durmadan akıyordu. Köpeğin o kanlı hali aklından çıkmıyordu. Cina'yı kucağıma alıp ona sarılmaya başladım. Öyle bir sarılıyordum ki sanki Cina 'yı bıraktığımda o da ölücekmiş gibi. Aradan 5-6 dakika geçtikten sonra kapı çaldı. Kalkıp kapıyı açtım. Gelen Barış'tı
" Sen hala ağlıyor musun?" Dedi ve bana sarıldı ,ben ise kımıldayamadım, öylece kaldım. Barış benden uzaklaştı. Yüzüme bakıp konuşmaya başladı.
" Korkma Lilya , kim yaptıysa söz onu bulup bunu ona ödeteceğim sen hiç merak etme"Aslında ben kimin yaptığını tahmin ediyorum ama o olamaz , yani umarım o değildir. Diye düşünürken Barış'ı içeri davet etmeyi unutmuştum. " Kusura bakma Barış içeri girsene seni içeri davet etmeyi unutmuşum " dedim mahçup bir sesle. " Sorun değil Lilya " diye içeri girdi . Bende onun arkasından içeri girdim. Barış koltuğa oturup Cina'yı kucağına alıp sevmeye başladı.
" Barış ne içersin?"
" soğuk bir şey varsa alırım ama sen otur ben alır getiririm "
" Tabi ki var ama lütfen sen otur ben getiririm"
" Lilya ben alırım dedim sen otur zaten hiç iyi değilsin" mecbur kabul ettim. Barış mutfağa gitti ama biraz geç geldi , sanırım yerini bulamamıştır. Birini bana uzattı ve başka bir koltuğa oturup konuşmaya başladı. "Biliyorum çok üzülüyorsun ama elinden gelen bir şey yok, hem ben sana söz verdim onu yapanı bualacağım, şimdi sen kafana takma limonatanı iç"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKE
Teen Fiction"Gerçek benliğimle bir gün karşınıza çıkma dileğiyle yanıp tutuşuyorum. Bunun biraz zaman alacağını biliyorum hatta bu zamanda benden giden çok şey olacağını da biliyorum ama buna rağmen sabredicem. Karşınıza çıktığımda ise her şeyin eskisi gibi ol...