On birinci bölüm " Hayal kırıklığı"

223 96 33
                                    

Lilya

Araba geleceğimiz kulübün önünde durdu. Şoföre teşekkür edip arabadan inip içeri girdim. İçerisi baya kalabalıktı, nerede oturacağım diye düşünürken tanımadığım biri yanıma geldi "Adınız nedir hanfendi?" Adamı zar zor duydum. Burada çalışıyordu herhalde.
"Benim adım Lilya" dedim bende adamın kulağına eğilerek sonra adam beni güleryüzle boş bir masaya götürdü. " Uzay burasını tuttu siz ve arkadaşları için ay yani şey Atakan demek istedim. "
Adamı doğru düzgün duyamıyordum ve daha adama teşekkür edemeden yanımdan ayrıldı.

Atakan ve diğerlerini beklemeye başladım. Müzik o kadar sesliydiki müzikten başka bir şey duyulmuyordu. Garsonlar içecek servis ediyordu. Bir tane limonata aldım bende. İçmeye başladım. Yarım saat geçti ama hala onları göremiyordum ben. Kalkıp etrafıma bakındım. Tanımadığım bir tane çocuk bana göz kırptı onun olduğu tarafa bakarken. Onu görmezden gelip başka taraflara bakındım. Onları yine göremeyince oturdum.

Telefonumu çıkarıp internetteki haberlere baktım. Hiç benlik değil ama sıkıntıdan ne yapacağımı bilmiyordum. Öyle haber okuya okuya 20 dakika daha geçirdim. Neredeyse bir saat olmuştu , bunlar neredeydi. Arasam mı diye düşündüm. Evet evet bencede aramalıydım , en azından gelmezlerse ben giderdim , zaten hiç hoşlanmadım bu yerden. Rehberimden Atakan'ı bulup aradım. Aradığım kişiye şuanda ulaşılamıyor . Peki ne zaman ulaşırım şuan ulaşamyorsam. Zaten bana şimdi lazım sonra ulaşınca ne yapayım yani. Gökmen ve Uzay'ın numaraları olmadığı için arayamıyordum zaten.

Kaldım yine bir başıma diye düşünürken biri omzuma dokundu , korkudan bağırdım. "Korkuttuysam özür dilerim , ben sadece tanışmak istedim" korkuttuysam diyor yok korkmadım yalandan bağırdım ben zaten.
" Ben tanışmak istemiyorum ama " dedim bende ona bakarak. O da pişkin pişkin gülerek karşıma geçip oturdu. "Duymadın beni herhalde , tanışmak istemiyorum dedim anlıyor musun beni?" Diyerek kafamı başka bir yöne çevirdim.

"Ama ben tanışmak istiyorum ve ben istediğim her şeyi alırım. " ne pişkin , ne aptal biri bu böyle. Hiç cevap vermedim. "Demek cevap vermiyorsun. Neyse ben Tekin Onur , senin adın ne güzelim?"
"Tekin mi valla hiçte Tekin değilsin canım şimdi git buradan."
Ben böyle deyince Tekin olmayan Tekin gülmeye başladı. " Gerçekten çok komik bir kızsın. Ama canımı sıkıyorsun , şimdi ismini söyle hemen" bu ne hödüklük , bu ne odunluk böyle ya. Yine cevap vermedim ona. Yanıma yaklaştığını hissettim ama yine de dönüp bakmadım. Elini bacağımın üstüne koyduğu gibi dönüp dehşetle ona baktım. " Hop ne yapıyorsun sen defol git buradan yoksa avazım çıktığı kadar bağırırım. "

Kolumdan tuttu " Biliyorum sende istiyorsun hem ben çok zenginim karşılığı neyse veririm merak etme" dediği gibi kolumu kolundan çekip tokadı yapıştırdım . Daha da sinirlendi ve kolumu daha çok sıkmaya başladı. Ben kolumu kurtarmaya çalışınca da daha da şiddetle sıkıyordu. Gözleri ateş saçıyordu resmen. Arkamdan bir ses geldi. Bu beni buraya oturtan adamın sesiydi. " Uzay çabuk gel sizin şu kızın başı dertte. "
Bir kaç saniye sustu sonra yine konuştu.
" Şu zengin Tekin var ya o işte "

Kolumun acısından adamı da duyamıyordum artık.
Ama şuan kim geliyorsa gelsin dayanamıyorum artık diye düşünürken çocuk kolumu bıraktı. Kafamı kaldırıp baktım. Ben şok Barış çocuğu dövüyordu. Barış şuan sana sarılmamak için kendimi zor tutuyorum. Barış çocuğu dövdükten sonra benim elimden tutup çıkardı bu lanet yerden. Arabasına kadar elimi bırakmadı , arabasına bindim ve Barış'a baktım.

"Lilya senin ne işin var burada. Niye tek başına böyle yerlere geliyorsun. " deyip sonra beni baştan ayağa süzdü. " Adama da hak vermek lazım. " deyince koluna bir tane vurdum. Utanmıştım. " Aslında arkadaşlarla gelmiştik yani gelecektik öf yani onlarda gelecekti ama gelmediler. Ben de onları bekliyordum."

TEHLİKE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin