On üçüncü bölüm "Kurtuluş"

266 93 55
                                    

Yazarın anlatımıyla

Lilya çoktan kabul etmişti ölümü. Sadece anne ve babası bunu öğrenince çok üzüleceklerdi , Lilya'nın üzüldüğüde buydu işte. Babası da ortada yoktu , şimdi annesi tek kalmıştı. Ama kardeşine kavuşacaktı Lilya.

Atakan bu sessizlikten rahatsız olup Uzay'ın yanına geldi. Uzay'ı öyle görünce şaşkına döndü. İlk defa arkadaşını uzun zaman sonra böyle çaresiz görüyordu

"Uzay kendine gel. Lilya nerede " diye soru sordu ama cevap veren yoktu tabi. Sonra Uzay'ın gözlerini takip etti. İşte Lilya oradaydı , küvetin içinde. Atakan deliye döndü , ne yapacağını bilmeden hareket etmeye başladı.

"Gökmen çabuk buraya gel , hadi oğlum" Gökmen gelmeyince Uzay'ın yanından kalkıp küvete yaklaştı ve içine baktı. Lilyay'yı öyle görünce dayanamadı , dizlerinin üstüne çöktü , ağlamaya başladı hemde hıçkıra hıçkıra.
"Lan ne var , ne oldu , ne bağırıyorsun" diye söylenerek içeri girdi Gökmen. Bir şey anlamamıştı çünkü.

"Oğlum Li-Lilya ö-ö ölmüş , küvetin içinde" diyerek daha da ağlamaya başladı. Gökmen hızla küvetin yanına gitti " Lan niye çıkarmadın belki ölmemiştir" dedi ama bu söylediğine o da inanmıyordu. Onun da gözlerinden bir damla düştü. Ama kendini toplamalıydı. Bu konularda o daha soğukanlıdır Atakan'a göre. Lilya'yı küvetten çıkarıp yavaşça yere bıraktı ve nefesini kontrol etti. Tek bir kelime , sadece bir kelime çıktı ağzından "Ölmüş"

Gökmen böyle deyince Uzay'ın gözlerinden yaşlar akmaya başladı. "Hayır o ölemez" diyerek yerinden kalkıp onların yanına gitti. " Yalan söylüyorsunuz"
O da arkadaşları gibi şoktaydı. Amacı Lilya'yı öldürmek değildi , sadece ders vermek istiyordu.

"Abi lütfen yapma böyle " dedi Gökmen. Uzay ikisine de bağırarak "Çıkın buradan"
İkiside birbirilerine baktılar, ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Ama karar vermiş olmalılar ki ikiside aynı anda kalktılar. Gitmek istemiyorlardı ama gözleri arkada kala kala odadan çıktılar. Uzay Lilya'ya yaklaştı ve eğildi kulağına bir şeyler fısıldadı.

Sonra eğildi aklına bir şey gelmiş gibi. Evet evet o gün annesi de böyle olunca babası ona suni teneffüs yapmıştı. Bir umutla Dudaklarını Lilya'nın dudaklarına götürdü. Hayatında ilk defa hisstemediği bir duygu hisseti o an. Uzay'ın dudakları ıslandı ama Lilya yine uyanmadı. Uzay yine de dudaklarını aynı şekilde Lilya'nın dudaklarına götürdü , aynı şeyi belki on defa yaptı ama Lilya uyanmadı. Uzay pes ederek kafasını Lilya'nın kalbinin üstüne koyarak gözlerini kapattı.

Kaç dakika öyle durduğunu bilmiyordu ama işte o ses Lilya'nın öksürme sesleri. Uzay telaşla kaldırdı kafasını ve ona baktı , yüzünde büyük bir sevinç edası oluştu Uzay'ın.

Hemen Lilya'nın başını kaldırıp yüz üstü çevirdi , yuttuğu suyu çıkarması için.

"Atakan , Gökmen hemen buraya gelin , çabuk hadi"
Atakan ve Gökmen koşar adımlarla kapının eşiğine kadar geldiler , gördükleri manzara karşısında dilleri tutulmuştu adeta sonra ikiside sevinçle birbirlerine baktılar çünkü Lilya yaşıyordu , ölmemişti.

"Lan ne bakıyorsunuz gelip yardım etsenize" Uzay'ın sesi ile irkildiler, mutlu bir şekilde Uzay'ın yanına gittiler. "Ne yapalım kardeşim , içeri mi götürsek?" Dedi Gökmen Lilya'yı tutarak. Uzay kafasını onaylar şekilde salladı. Lilya'yı kucağına aldı Uzay ve başka bir odaya ve orada bulunan koltuğun üzerine yatırdı. Lilya gözlerini açamıyordu sadece ara ara öksürüyordu.

" Atakan sen ve Gökmen gidip ilaç falan alın ne gerekiyorsa alın getirin , acele edin hadi"
"Tamam kardeşim , sende kızın üstüne bir şey ört biz ona üst başt alalım. Yoksa ıslak ıslak daha kötü olacak." diyerek yerinden kalktı Gökmen , Atakan da onu takip etti ve evden çıktılar.
Uzay kafasını kapıdan çevirip Lilya'ya baktı , elini Lilya'nın alnına götürdü.

TEHLİKE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin