Bölüm 18

102 29 281
                                    

Ian kendi evine girdiginde üzüntüden çok öfke hissediyordu. Kapıyı sertçe kapatıp etrafı bir anda dağıtmaya başladı. Sindiremiyordu olanları. Alex' in şuan karşısında olmasını ve onu iyi bir pataklamayı istiyordu. Olanları düşününce haksız da sayılmazdı zaten. Yine de böyle hissetmek onu korkutmuştu, son zamanlardaki kontrolsüz hallerinin farkındaydı ve bu hiç hoşuna gitmiyordu. Salondaki içki büfesinden bir şişe viski çıkartıp bardağa döktü ve bir dikişte içti. Sonra Melanie'nin bakışları, sözleri geldi önüne. Elindeki kristal bardağı hızla duvara fırlattı ve telefonunu çıkartıp Jason'ın numarasını çevirdi.

Birkaç çalıştan sonra açılmıştı ama ne diyeceğini bile bilmiyordu.

"Merhaba Ian,  her şey yolunda mı?" dedi nazikçe Jason, Ian çok beklemeden cevap verdi. "Sanırım eve gelsen iyi olacak, ablanın sana şuan çok ihtiyacı var. Sana anlatacak ben olmamalıyım ama rica ediyorum ona sakın kızma. Lütfen çabuk dön." diyerek soru soracağından emin olduğu için hemen kapattı telefonunu. Bunu yapmalıydı çünkü bu karanlık hikayede en büyük yarayı Melanie almıştı. Onu ayakta tutabilecek tek kişinin de Jason olduğunu adı gibi biliyordu ve o da bu konuyu Melanie ne kadar anlatmak isterse o kadar bilmeliydi.

Hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını düşünse de, Melanie'nin zamanı geldiğinde onu seçmesinden korkuyordu. Yine de bekleyecekti. Kızı Alex'e bırakmamaya yemin etmişti.

☯️☯️☯️

"Tanrım ben ne yaşadım?" diye söylenirken Melanie, kapı gürültüyle açılmıştı. Jason endişe dolu ifadesi ile içeri rüzgar gibi girip soluğu ablasının yanında almıştı. "Ian aradı ve garip şeyler söyleyip geri gelmemi istedi. Neler oluyor Mel, ne bu halin?" dedi yanına otururken. Melanie'nin kendi gibi mavi gözleri adeta kan çanağına dönmüştü. "Her şey bitti. Bunu nasıl açıklayacağımı  bilmiyorum çünkü ben bile hala anlam veremiyorum. Sadece şunu biliyorum, geçen hafta beraber olduğum kişi Ian değilmiş. Onun bir ikiz kardeşi varmış ve onlar nasıl desem; Doğaüstü güçlere sahipler. Beni kandırmış Jason. Ian gibi davranmış, sırf onu kızdırmak için. Adı Alex." dedikten sonra kendini saran kollara bıraktı bedenini. Jason soru sorsa da alacağı cevabın sağlıklı olmayacağını düşünerek susmuştu. Biraz sakinleştikten sonra aklındaki tüm soruları bir bir soracaktı nasılsa. Şuan tek istediği ablasını bu hale getireni bulup iki çift laf etmekti.

Melanie kendini Jason'dan biraz uzaklaştırıp göz yaşlarını silerek ifadesini düzeltmeye çalıştı. Kardeşinin kendisini böyle görmesi isteyeceği en son şeydi. Çünkü onun gözünde hep güçlü bir imaj çizmişti. Sessizce dururken ona her şeyi açıklamama kararı da almıştı ve Jason söyleyeceklerini duyduğunda hiç iyi karşılamayacaktı. Ama bu onun iyiliği için gerekliydi.

"Biraz daha iyi misin? Neler oluyor Mel, az önce söylediklerin gerçek gibi gelmiyor açıkçası." derken çekinerek konuşmuştu Melanie'ye karşı. Anlatmasını ne kadar istese de, artık duymak istediğinden emin değildi Jason.

"Ian'ın kardeşi daha doğrusu ikizi onun yerine geçerek beni kandırdı. Bir haftadır onunlaymışım yani. Tek sebebi de Ian'dan nefret etmesi. Önceki kız arkadaşını öldürmüş yani çok tehlikeli biri. Ian' in bir dövmesi var ve olaylar senin okuduğun kitaplardaki kadar fantastik. Hâlâ inanamiyorum Jason." dedi soğuk kanlılıkla.

O anlar yine gözünün önüne yerleşmişti. "Şaka mı bu? Bir haftanı psikopat, doğaüstü bir katille mi geçirdin?" Öfkeyle ayağa kalkıp koltukta oturan Melanie'nin önünde dolaşmaya başladı. Içini kaplayan korku öyle yoğundu ki, sanki canlı bir kurt gibi kalbini kemirerek ilerliyordu. Ellerini beline koymuş, yanan şöminenin ateşine sabitlemişti bakışlarını. "Ya seni de öldürseydi?" diye sayıklıyordu kendi kendine. "Ama öldürmedi, henüz. Ian'ın dediğine göre yani. Nereye varacak bilmiyorum bu iş Jason. Alex'i gönderdim ve Ian'a da resti çektim. Ama o bir seçim yapmamı istiyor. Her şeye rağmen devam edebileceğimizi düşünüyor. Ben bundan emin değilim."

AŞKIN İKİ YÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin