Bölüm 19

98 24 342
                                    

Melanie henüz yeni daldığı uykusundan kapısının çalınmasıyla uyanmıştı. Başı çatlayacak gibi ağrıyordu. Gündüz olduğu için de sevinmişti gözlerini açınca. Nedense zaten sevmediği o karanlıktan daha bir korkuyordu artık. "Gelebilirsin Jason." dedi otoriter bir sesle. Ona kızgındı ama kıyamıyordu da. Kendine göre haklıydı.

Üstüne sabahlığını geçirirken pencereyi açmıştı Mel, gözleri öylece Ian'ın evine daldı bir süre. Jason yavaşça içeri süzülmüş, ablasının yanına gelmişti. İfadesi kırılgan ve üzgündü. "Günaydın Mel. Nasılsın?" dedi tüm nezaketiyle. Ablası gülümsememişti. "İdare eder. Sen nasılsın kardeşim?" diyerek son kelimesine sert bir vurgu yaptı Melanie. Anlayacağını biliyordu. Çok nadir ona kızdığı zamanlar olsa da Jason fark etmişti. Aslında Melanie'nin kızmaktan çok kırıldığını anlamıştı.

"İyi değilim. Aptallık ettim. Sana öyle şeyler söylememeliydim, çok ama çok üzgünüm Mel. Beni affedebilecek misin?" derken gerçekten samimiydi sözlerinde Jason. Alex' in telkini işe yaramıştı belli ki. Melanie yanına oturup kolunu boynuna doladı Jason'ın. Kendisine çekip sessizce ve sıkı sıkı sarıldı.

"Halkıydın Mel, oradaki Ian olmayabilirdi. Ben bunu düşünemedim, bilmiyorum. Onu seviyorum, Ian kötü biri değil. Sadece anlamak istedim işte. Özür dilerim abla, cezama da razıyım. Hak ettim."

Melanie gerçek bir gülümseme hediye etti biricik kardeşine bu sefer. İnsanın ailesinden başka kimsesi olmuyordu yeri gelince.

"Sözlerin beni gerçekten çok kırdı Jason. Yani gitmeni bir yere kadar anlıyorum, o senin arkadaşın belki ağabeyin olarak bile görüyorsun ama gerçekten çok tehlikeliydi bu. Hepsini geçtim, yaşadığım onca şeyin üstüne bir de beni o baba dediğimiz adamla kıyaslayınca beynimden vurulmuşa döndüm resmen. Amacım seni utandırmak değil kardeşim, seni her şeyden çok seviyorum ve korumak istiyorum. Ama olan oldu, bir daha yaşanmaması için savaşalım. Olur mu? Benden uzaklaşma sakın, kimsem yok senden başka Jason. Sende bana sırt çevirirsen ne yaparım?"

Gözlerinden akan yaşlara engel olamadı Mel, Jason'da ağlamaya başlamıştı şimdi. Ablasının göğsüne başını yaslayıp bir süre sessizleşti.

"Asla Melanie. Yaptıkların, yapacakların ve vereceğin kararlar ne olursa olsun asla sana sırt çevirmeyeceğim. Söz veriyorum abla. Ne olursa olsun seni desteklerim, yeter ki üzülme. İyi ol, hep benimle ol. Seni çok seviyorum Mel."

"Bende seni çok seviyorum kardeşim, bu arada cezalı değilsin. Sadece o anlık söylediğim bir şeydi." diyerek ellerini kardeşinin saçlarına karıştırıp gülümsedi. Jason başıyla teşekkür etmişti ama o gülümsemenin ardındaki kaosu da görebilmişti yine.

Alex belki telkin ederek bunu yaptırmıştı ama o sadece itmişti, sözleri ve duyguları etkileyemezdi. Gerçek cümleler ve gerçek duygularını sadece küçük bir yardımla dile getirtmiş, Melanie'nin içine bir nebze olsun su serpmişti Alex. Ne o, ne de Mel; belki de bunu sonsuza kadar bilmeyecekti.

☯️☯️☯️

Melanie'nin kendisini affetmeyeceğini düşünse de vazgeçmeye niyeti yoktu Alex'in. Onun artık Ian'a değil kendisine ait olduğundan emindi. Çünkü gördüğü rüyalar ve kehanetler bunu doğruluyordu. 26 yıl önce yaşadıkları gözünün önünde dönüp duruyordu şimdi bu karanlık odada. Nereye baksa onu görüyordu.

AŞKIN İKİ YÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin