"Bursa yolcusu kalmasııın!"
Şoförün bağırtısıyla annemi uyardım. Dakikalardır babama tembih üzerine tembih yağdırıyordu.
Hep beraber otobüse bindik. Ben Çetin'le, annem Özge'yle, Meryem teyze tekli koltukta bizim tam yanımızda oturacaktı. Evden çıkmadan önce herkes Ahu'yla konuşup doğum gününü kutlamıştı. Cin gibi kızdı, hepimizin unutmuş olması onu şüphelendirirdi.
AHU'NUN DOĞUM GÜNÜ
Annem: Emineciğim biz çıktık geliyoruz.
Emine Teyze: Tamam canım.
Asu: Ben alacağım sizi otogardan, gelmenize yarım saat kala arayıp haber verin.
Meryem Teyze: Ayol ne gerek vardı? Bi konum atardınız biner taksiye gelirdik.
Asu: Yok yok, olur mu öyle şey?
Gruptan çıktım ve Eftelya'yla olan mesajlaşmamıza girdim. Yolda onunla konuşabilirdim.
Metehan: Tatile ve arkadaşımın doğum gününü kutlamak için şehir dışına çıkıyorum.
Metehan: Hani nefes darlığı falan çekersen bil, ben orada olmadığım içindir. :)
Deniz Kızı: Neden, şehrin bitki örtüsü müsün sen?
Metehan: Doğru, çok özür dilerim. Kızlar genelde bana nefes aldırdığımı değil, nefes kestiğimi söylerler.
Deniz Kızı: İyi git o nefesini kestiğin kızlarla konuş sen.
Metehan: Trip?
Deniz Kızı: Hayır ne alakası var?
Metehan: Haydaaa!
Deniz Kızı: Ne hayda? Trip falan atmıyorum ben.
Metehan: Regl?
Deniz Kızı: Regl.
Metehan: Çok yanlış bir zamanda gelmişim, sen benim kıçımı tekmelemeden ben kendim gideyim bari.
Deniz Kızı: Ne yaparsan yap.
Eftelya'nın benimle ilgilenmeyeceğini anlayınca kulaklığımı takıp müzik açtım. Duyduğum son ses Kaan Tangöze'nin Bal deyişiydi, uyumuşum.
Eftelya, onu ilk gördüğüm yerde, onu ilk gördüğüm şekilde denizden çıktı. İlk gördüğümdeki gibi elim ayağım dondu. Hipnotize olmuş gibi kitlendim ona. O ise, bu sefer bana taş atmak yerine bana tatlı tatlı gülümsüyordu. Giderek bana yaklaşıyordu. Oha, benim yanıma mı geliyordu? Kollarımı açtım, koşmaya başladı. Sarıldık, saçlarını kokladım. Tam kafasını kaldırıp yanağıma doğru yaklaştı. Tam öpecekti ki bir anda İsmail YK "İnternet kafeye gittim, aha aha. Facebook sayfasına girdim, aha aha." Diye konser vermeye başladı kenarda. Çetin, Özge ve annelerimiz kenarda dans etmeye, şarkıya eşlik etmeye başladılar. Eftelya'yla daha kendimize gelemeden bir bebek ağlama sesi sardı etrafı. Ne İsmail YK susuyordu, ne bebek susuyordu.
Eftelya ise bir hışım eline taş aldı. Ben bebeğe mi yoksa İsmail YK'ya mı atacak diye beklerken koluma vurmaya başladı. Ben Eftelya'yı durdurmaya çalışırken Meryem teyze ellerini bana doğru sallayarak bağırmaya başladı."Meteee! Meteee! Metehan! Meteee..."
Kafamın etrafında hepsi dönmeye başlamıştı. Çıldıracak gibi hissediyordum. Bebek ağlıyor, İsmail YK "Lokomotif Gülşen, Çıtı pıtı Birsen" diyor, Meryem teyzem adımı bağırıyor, diğerleri dans ediyor, Eftelya koluma vurmaya devam ediyordu.
Sıçrayak uyandım.
Kulaklığımda İsmail YK/ Facebook çalıyor, otobüsteki bebek annesinin kucağında ağlıyor, Meryem teyzem de adımı söyleyerek kolumu dürtüklüyordu.
Ah, psikolojim bozulmuştu. Mola yerine gelmişiz, kulaklığımı çıkarttım, ağlayan bebeğe kötücül bir bakış attım ve Meryem teyzenin peşinden indim.Saatler geçti, Bursa'ya indik. Asu, gri ve geniş bir arabanın önünde bizi bekliyordu. Renkli gözlerini telefonuna dikmiş, sarı saçlarını açık bırakmıştı. Üstünde beyaz, dar bir askılı; altında bir kot şort vardı.
Özge'nin ona doğru koşmasıyla bizi fark etti ve sarıldılar. Annemler onların yanına giderken Çetin'le ben bavulları alıp öyle gittik. Asu hepimize sarıldı. Onu gerçekten özlemiştim.
Geldiği arabaya bindik. Önce pastaneye gidip pasta aldık, ardından evlerinin yolunu tuttuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Kızı
Teen Fiction"Beni şu saatte buraya getirdiğine inanamıyorum! Derdin ne lan senin?" Çetin hala söylenirken ben tişortümü çıkarmıştım bile. Burası denizdeki 2 koca kayanın arasında kalan yerdi. Gündüz çok kalabalık olduğu için akşam gelmiştik. Ne var yani? Tam...