Medya: Eftelya Kurt
Medya: Metehan'ın doğum günü şarkısı
"İyi ki doğdun Meteeee, iyi ki doğdun Meteeee, iyi ki doğdun, iyi ki doğdun, mutlu yıllar sanaaaa!"
Gülümsedim ve Eftelya'nın elinde tuttuğu pastanın mumları dilek diledikten sonra üfledim. İnşallah buradaki herkesle beraber güzel ve mutlu bir hayat yaşamaya devam ederim.
Sanki büyük bir iş başarmışım gibi herkes alkışladı. Bu kısım bana her zaman tuhaf gelmiştir.
Sonra hepsine tek tek sarıldım. Annem ve babam onlara sarıldıktan hemen sonra "Siz rahat rahat eğlenin." diyerek gittiler. Ben Özge'ye sarılırken Eftelya annemlerin yanına gitmiş, "Bari pasta yeseydiniz." diyordu. Ailemle iyi anlaşabilmesi hoşuma gidiyordu.Pastayı kesmek için hummalı bir çalışma başlatıldı. Çetin ben keseceğim diye tutturduğu için dilimin birini mahvetti, Eftelya ve Ahu'da ona kızıp mahvettiği dilimi onun önüne koydu, sonra da söylene söylene kalan pastayı kestiler. Çok komik görünüyorlardı. Hepimiz masalara oturduğumuzda etrafı inceleme fırsatı buldum. Canlı müzik için bir sahne vardı ama daha sahnede kimse yoktu, sahneye ortalama uzaklıkta bir masadaydık ve etrafımız balonlar ve beyaz ışıklarla süslenmişti.
Pastalarımızı yedik, tam sevdiğim gibi çikolatalıydı."Eftelya, bizimkiler eline pastayla kapının önüne dikilmediklerine göre bu işte senin parmağın var."
"Tek başıma yapmadım."
"Temeli sensin ama belli."
"Yanii, birazcık."
"Benim sevgilim çok mu alçakgönüllüymüş..."
Dedim ve yanağından kocaman öptüm.
"Ay ben senin hediyeni vermediim!"
Hızlıca kalkıp çantasını aldı ve siyah bir kutuyu bana doğru uzattı.
"İyi ki doğdun sevgilim, seni çok seviyorum."
Kutuyu açtım. Siyah kayışlı, güzel bir saatti. Kayışın balık pulu şeklinde desenleri vardı. Camın içinde, en köşede mavi bir deniz kızı kuyruğu gördüm.
Eftelya'ya sıkıca sarıldım, "Ben de seni çok seviyorum."
Sonra sırayla herkes hediyelerini verdi. Semih ve Neşe parfüm, Ahu isteyip durduğum spor ayakkabıyı, Çetin kulpu şeytan boynuzu şeklinde kupa, Özge kaktüs şeklinde ışıklı masa süsü almıştı.
"Metehan, Nejat doğum gününü kutluyor. Müvekkillerinden biriyle yemekte, arayamıyormuş o yüzden."
"Teşekkür ettiğimi söyle, siz görüşüyor musunuz hâlâ?"
"Evet."
Hafifçe tebessüm ederek "Nejat iyi biri." dedim. Bunun anlamı aralarındaki elektriği fark ettiğimi ve onu onayladığımdı. Ahu'nun daha önce ilişkisi olmadığı için Nejat'dan çekineceğini düşünüyorum ve bunun en aza inmesini istiyorum.
2 Saat Sonra;
"Derdini al da gel, haydi gel içelim!"
Galiba solistin en çok sevdiği masa bizdik çünkü Çetin'in shot sipariş etmesiyle hepimiz çakırkeyiftik. Ve bile bilin hangi masa şarkıları bağırarak söylüyordu? Evet, bizim.
3 Saat Sonra;
Attığım son shota küfrederek zar zor çıktım merdivenleri. Anahtarı deliğe yerleştirmem yaklaşık beş dakikamı almıştı. Sallana sallana odama gittim, tam kendimi yatağıma atacaktım ki yastığımın üstündeki kutuyu fark ettim.
Işığı açtım ve kutunun kapağını kaldırdım. İçindekini görünce gülmeye başladım.
Biz ilkokula giderken Asu'yla kavga etmiştik, o bana küsmüştü. Ben de barışmamız için ona pembe, yıldızlı bir bileklik almıştım. Bir de not yazmıştım. Vermeye utandığım için eline tutuşturup kaçmıştım.
Asu'nun bana gönderdiği kutu da ona yazdığım notun fotokopisi, benim notuma benzeterek yazdığı kendi notu ve ona aldığım bilekliğe çok benzeyen mavi, yıldızlı bir bileklik vardı. Hâlâ saklıyor olmasına çok şaşırmıştım.
Seni üzdüğüm için çok özür dilerim Asu. Bir daha asla defterlerini karalamayacağım. Nolur beni affet. Bu bilekliği sana aldım.
-En İyi Arkadaşın Olmaya Devam Etmek İsteyen MetehanDoğum günün kutlu olsun Metehan. İyi ki hayatımdasın, iyi ki varsın. Bu bilekliği sana aldım.
-Sonsuza Kadar Beraber Olmak İsteyen Asu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Kızı
Novela Juvenil"Beni şu saatte buraya getirdiğine inanamıyorum! Derdin ne lan senin?" Çetin hala söylenirken ben tişortümü çıkarmıştım bile. Burası denizdeki 2 koca kayanın arasında kalan yerdi. Gündüz çok kalabalık olduğu için akşam gelmiştik. Ne var yani? Tam...