Medya: Kaan
Hatırlatma
Bu sırada Ahu da aynı Çetin gibi içeriye heyecanla girdi. Elinde bir defter ve bilgisayarı vardı.
"Ne yapacağız bunlarla?"
"Defter sende duracak. İpuçlarını yazacaksın."
"Peki ya bilgisayarla?"
Ahu sinsice sırıttı. "Stalk."
*
Tamı tamına 10 kahverengi, 5 sarı, 3 kızıl, 2 de renkli saçlı kızın profiline bakmıştık.
Kızlardan bazılarının profil resimlerinde arkaları dönüktü. Kahverengi saçlılar hariç diğerleri olmayacağı için bakmadık ama kahverengi saçlı olanlara takip isteği atmıştı Ahu. Kız olduğu için onu daha çabuk kabul ederler diye düşündük. Ahu'nun profili açıktı bu yüzden eğer içlerinden birisi benim Deniz Kızım ise beni veya Çetin'i tanır diye bizimle olan resimlerini arşivlemişti.1 saat sonra kızların istekleri onaylamasını beklemekten sıkılmıştık ve yarın hepsine bakmaya, şimdi ise dışarıya çıkmaya karar verdik.
Temiz hava almak için yüruyorduk. Gırgır şamata yürüye yürüye yeni açılan yeri denemeye karar verdik.
Sevgi Kahve Evi.
İçeriye girip kenardaki masalardan birine Çetin'le ben yanyana, Ahu'yu da karşımıza alacak şekilde oturduk. 3 kola ve ortaya patates kızartması söyledik. Ahu aç olduğunu söyleyince bir de karışık tost istedik.
Bizim okuldaki sürekli sınavlarından puan kıran hocadan söz ederken bir anda Ahu elindeki çatalı yere düşürdü. Eller titriyordu. Gözleri arkamızdaki masaya takıldı. Çetin'le hemen arkamızı döndük.
O buradaydı.
Kaan buradaydı.
Kaan Şenol, Ahu'nun 2 yılını zehir eden şerefsiz buradaydı.
Olası bir krizi engellemek için Çetin Ahu'yu kucağına aldı ve dışarıya çıkardı. Ben de hızlıca hesabı ödeyip Ahu'nun çantasını da alıp yanlarına koştum. Çetin, Ahu'yu yere oturtmuş sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Ahu bana bak, gitti, yok, burada değil. Ahu yüzüme bak. Hadi güzelim sakin ol derin nefes al. Metehan taksi bul hemen!"
Taksinin yarım saatte gelemeyeceğini bildiğim için annemi aradım ve hemen bizi almasını söyledim.
5 dakika sonra annem gelmişti. Onu aramıza oturttuk. Sessizce ağlıyordu. Omzundan tutup sarıldım. İyice ağlamaya başlamıştı. Saçını okşayarak biraz sakinleştirdim.
Eve vardığımızda biraz sakinleşmişti. Çetin üçümüze de kahve yaptı. Ahu da artık ağlamıyordu, sadece burnunu çekiyordu.
2 Sene Önce;
Genç kız, hızla evine doğru yürüyordu. Ya Kaan onu bugün de takip ettiyse?
Kaan kim miydi? Genç kıza kafayı takmış psikopat bir çocuktu. O kadar takıntı hâline getirmişti ki, Ahu tek başına gezmeye çıkamıyordu. Onu takip ediyor, yalnız gördüğü anda rahatsız ediyordu.
Ancak bugün tüm arkadaşları aksilikler yüzünden onunla gelememişti. Çetin, şehir dışında ailesiyle tatildeydi. Emel'in kuzenleri gelmişti onlarla ilgileniyordu. Diğer kız arkadaşları meşguldü. Metehan ise hasta yatıyordu. Ahu ona söylememişti bile. Yoksa o hasta hâlinde bile onu tek başına göndermezdi.
Tenha bir sokağa geldiğinde adımlarını neredeyse koşmaya çevirdi. "O kitaba dalmamalı, hava kararmadan evde olmayıydım." diye kendi kendine hayıflanırken bir anda karşısına Kaan dikildi. Ahu korkuyla geri geri gitti. Çocuk sarhoştu ve bu hiç iyi değildi. Ahu tam koşmaya başlayacakken Kaan koluna yapıştı."Sevgilim, nereye gidiyorsun böyle?"
Kız bağırarak bırakmasını söylüyordu. Kaan dinlemiyordu. Evlerindeki insanlar duymuyordu. Kimse gelmiyordu.
Kaan, kızı duvara bastırıp iğrenç dudaklarını yüzünde, boynunda gezdirdi. Genç kız, onun kokuşmuş nefesini teninde hissettiğinde ölmek istedi. Tek istediği buydu. Kaan'ın elleri Ahu'nun vücuduna değmeye başladığında kız onu biraz daha itmeye çalıştı ama olmuyordu.Hayır, bunu yapmasına izin vermeyecekti. Bu kadar kolay değildi. Ahu bu kadar basit yıkılacak bir kız değildi. İçinde bir şeylerin haraketlendiğini hissetti. Korku, yerini öfkeye bıraktı.
Genç kız, tüm öfkesini ellerinde hissetti ve Kaan'ı ittirdi. Sonunda kendinden uzaklaştırabilmişti. Beyninde arkadaşlarının sözleri çınladı.
"Bir erkeğin en hassas noktası cinsel bölgesidir. Sana bu tüyoyu vermek beni ölümüne korkutsa da, kendini savunabilmelisin. Benden bile. Eğer bir gün kalbini kırarsam tüm gücünü topla ve bana bir tekme savur!"
Onun yüzünü kara çıkartmayacaktı. Derin bir nefes aldı ve sözünde durdu. Kaan yerde kıvranırken koşmaya başladı. Sesleri duyan ama aşağı inmeye cesareti olmayan birisinin aradığı polislerle karşılaştı pek ilerlemeden. İhbarın o kız için geldiğini anlayan polisler Ahu'yu sakinleştirmek için kolundan tuttu. Kurtulduğunu hisseden Ahu artık daha hazla dayanamadı ve bayıldı.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Kızı
Ficção Adolescente"Beni şu saatte buraya getirdiğine inanamıyorum! Derdin ne lan senin?" Çetin hala söylenirken ben tişortümü çıkarmıştım bile. Burası denizdeki 2 koca kayanın arasında kalan yerdi. Gündüz çok kalabalık olduğu için akşam gelmiştik. Ne var yani? Tam...