sorunlar,

3.5K 291 292
                                    

medya :(

-

Sinan okula iyice yaklaştığında kapının önünden ona el sallayan Osman'ı görünce gülümsedi. Sonunda yanına ulaştığında Osman da gülümsedi ve birlikte okula girdiler. Osman direkt ilerlemek yerine bekçinin yanına gitti, Sinan da peşinden giderken neden sürekli bu adama aynı soruyu sorduğunu merak etmişti. Osman cebinden çıkardığı fındıkları bekçinin eline bırakırken sordu, "Bilmem gereken bir şey?"

Sinan kendine tamamen tezat bir şekilde Osman'ın bu hareketlerinden etkilenmişti. Ellerini cebine sokup onu izlerken adam kafasını iki yana salladı.

Tekrar ilerlemeye başladıklarında Osman Sinan'a da fındık uzattı. Sinan fındıkları alırken sormadan edemedi, "Niye sürekli bu soruyu soruyorsun bekçiye?"

Osman dikleşerek kendini beğenmişçesine sırıttı. "Bilmem gereken şeyler var." dedi göz kırparken. Sinan yine etkilendiğini belli etmemeye çalıştı. Galiba onun her hareketinden etkilenmeye başlamıştı ve kendine 'gerizekalı' demeden edemedi.

"Ne gibi mesela?"

Osman omuz silkti, "Boşver, çok önemli değil."

"Hayırdır ne bu tavırlar, mafya falan mısın yoksa abisi?"

"Aynen, sende mafya sevgilisi olacaksın işte. Hava atarsın millete." dedi Osman sırıtmaya devam ederken. Sinan'ın umursamaz kişiliğinin altında utangaç bir çocuğun yattığını bilmekten ve onu utandırmaktan keyif alıyordu.

Sinan hafifçe yutkundu, hala sevgili kısmı garip geliyordu. Sanki dünyanın en gerçek rüyasındaydı ve uyandığında tüm bunların hiçbiri yaşanmamış olacaktı.

Osman onun tepkisiz kaldığını görünce omzuyla Sinan'ın omzunu ittirerek dalga geçmeye başladı, "Ne oldu bir sustun, utandın mı yavrum?"

"Komik misin sen şimdi?" dedi Sinan bayık bayık. Osman gülmeye devam ederken sınıfa girene kadar hiçbir şey söylemedi.

Sonunda sınıfa girdiklerinde Sinan tam Işık'ın yanına geçecekken Osman hafifçe kolundan tutarak durdurdu onu. "Gel."

Yönünü değiştirip Osman'ın sırasına ilerlediler.
"Yusuf, kardeşim, sen bugün Soner'in yanına geçsen olur mu?" Mükemmel bir şekilde nazik ve mükemmel bir şekilde oyuncu diye düşündü Sinan. Mimiklerini dikkatle izlerken çok tatlı olduğunu düşünmeden edemedi. Garip gözükmemeye çalışarak kafasını iki yana salladı, bunları düşünmeyi bırakmalıydı.

Yusuf şüpheyle Sinan'a baktıktan sonra Osman'a döndü. "Niye?"

Sinan gözlerini devirirken bir şey belli etmeden konuştu, "Konuşmamız gereken bir şey var da,"

"Ne konuşacaksınız ki?" Yusuf hala otururken soru sormaktan sıkılmışa benzemiyordu ama Sinan bir anda araya girdi, "Uzatma." Zaten sinir oluyordu bu çocuğa, şimdi ona ona aptal aptal bakması daha da sinirlendiriyordu Sinan'ı.

Osman öksürerek Yusuf'u kolundan tuttu, "Hadi kardeşim, konuşuruz sonra."

Yusuf Sinan'a kötü kötü baktığını sanarak ilerlerken Sinan ona boş bakışlarla karşılık veriyordu. Osman onu hafifçe ittirdi. "Geç."

Sıraya oturduklarında tekrar konuştu, "Durduk yere kavga çıkaracaktın gerizekalı."

"Onu ilgilendirmeyen sorular sormasın o zaman amına koyayım."

Osman kafasını iki yana sallarken arka sıradan Kerem ona seslenince ikiside ona baktı. "Hayırdır?" dedi kafasıyla Yusuf'u işaret ederek. Sinan onu takmayarak önüne döndüğünde hoca sınıfa geldiğinden, Osman da meraklı Melahat'e cevap verme zahmetinden kurtulmuştu.

Tüm ders kafasını Osman'ın omzuna koyma isteğini bastırmak zorunda kalan Sinan, sonunda zil çaldığında hızla ayağa kalktı. "Hadi, bunaldım."

Osman da onunla birlikte bahçeye çıktığında, Sinan'ın yokluğunda takıldığı arkadaşlarını her zamanki bankta gördü. Onların karşısındaki banka geçtiklerinde, biraz sonra yanlarına Yusuf'un geldiğini gördüler. Osman derin bir nefes verirken Yusuf gelip onların yanına oturdu.

"Hayırdır Osman, bununla barıştın gelmiyorsun yanımıza? Önemli değil diyordun daha dün."

Sinan dişlerinin arasından konuştu, "Sana ne? Ortada seni ilgilendiren herhangi bir şey göremiyorum."

"Seninle konuşmuyorum yalnız, Osman?" Çocuk çocuk hareketler diye düşünürken gözlerini devirdi Sinan.

Osman lafa atıldı, "Ne alakası Yusuf, abartma boşuna kavga çıkmasın burada."

Yusuf bir 'hah' sesi çıkarırken ayağa kalktı, "Bu önemsiz için bizi satıyorsan, sonra yanımıza gelme anasını satayım."

Sinan hızla ayağa kalkarken, Osman da onunla birlikte ayaklandı ve Sinan'ı kolundan tuttu. "Yusuf boş boş konuşma, siktir git."

Yusuf son kez Sinan'a baktıktan sonra arkadaşlarının yanına geri döndü. Sinan kolunu Osman'ın elinden çekerek hızla yanında ayrıldığında, Osman istemsiz "Haydaa!" diyerek peşinden gitmeye başladı.

Garip gözükmemesi için peşinden koşmadan seri adımlarla onu takip ederken Sinan direkt tuvalete girdi. Osman içerdeki bir kişinin çıkmasını bekledikten sonra konuşmaya başladı, "Ne oluyor?"

Sinan omuz silkerek konuşmaya başlada da gözlerindeki sinir onu ele veriyordu. "Bir şey olduğu yok, ama bence arkadaşın haklı. Benim gibi bir önemsizle takılmak yerine onların yanına gitsen daha iyi olur."

Osman Sinan'ın o gerizekalı Yusuf'u takmayacağını bildiğinden geçen gün onu duyduğunu anladı. Pişmanlıkla omuzlarını indirerek konuşmaya başladı, "Sinan, bak özür dilerim ama onların hepsini neden yaptığımı biliyorsun. Gururum incinmişti."

Sinan güldü, onun da gururu incinmiş olamaz mıydı?

"Özür dilerim."

Sinan, Osman'a baktığında gerçekten pişman olduğunu ve yüz ifadesini görünce siniri uçup gitmişti, sonuçta o da Osman'ı kırmıştı ama bunlar halledilmişti. En azından şimdilik öyle duruyordu.

Sinan sahte bir kızgınlıkla ve alaylı bir şekilde konuştu, "Bir daha olmasın, mafya falan dinlemem döverim seni."

Osman kafasını iki yana sallayarak gülümserken Sinan'ı kendine çekti.

bu ne ya

 𝙯𝙖𝙖𝙛𝙡𝙖𝙧  / 𝘴𝘪𝘯𝘮𝘢𝘯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin