iyi olmayan iyilikler,

3.4K 315 222
                                    

geçiş bölümü, sıkılmazsınız umarım🥺

Sinan sessiz adımlarla sınıfa girdiğinde kısaca etrafı süzdü. Göz göze gelmeyi umduğu tek kişi onu görmemişti bile. Eline kağıt kalemi almış yanındakiyle bir şeyler konuşuyordu. Kafasını öne eğerek sırasına doğru ilerledi.

Yanına oturduğunda Işık'ın heyecanlı olduğu her halinden belliydi. "Ee çalıştın mı sınava?"

Sinan her zamanki haliyle cevap verdi, "Yoo, ne münasebet?"

Işık şaşkınlıkla Sinan'a döndü ama bir şey demedi. Alışmıştı Sinan'ın bu hallerine. Hoca sınıfa girdiğinde birkaç kişi hariç herkes heyecanla kıpırdamaya başlamıştı. Kağıtlar dağıldığında Sinan ismini bile yazmadan sıraya kafasını koymuştu. Kafası bu kadar doluyken sınav falan düşünemezdi, hoş hiçbir zaman düşünmemişti ya. Sinan öylece kafasını sıraya koymuş dururken Osman'ın ona baktığından habersizdi.

Yaklaşık 20 dakika kadar sonra kolunun altındaki kağıdın çekildiğini hissederek kafasını kaldırdı. O daha Işık'ın ne yaptığını anlamadan Işık, Sinan'ın boş kağıdını verip çıkmıştı bile. Sinan şaşkınlıkla kızın arkasından bakarken, bu şaşkınlığı yavaş yavaş sinire dönüşmeye başlıyordu.

•••

Osman, Kerem ve Eda; Işık'ın Kemal ve Burcu'yu aşık etme planlarını dinlerken sinirle onlara yaklaşan Sinan'dan bir haberdiler. Oysa Sinan'ın sinirini onu uzaktan gören biri bile farkederdi. Sinan belki yine biraz fazla öfkeliydi ama bu olay onun hazmedebileceği bir şey değildi ayrıca dünün üzerine tuz biber olmuştu.

Osman, Sinan'ın garip bir şekilde onlara yaklaştığını gördü ama bir tepki vermek istemedi, madem arkadaş değillerdi o da buna göre davranırdı o zaman.

"Ne yapmaya çalışıyorsun sen?"

Işık şaşkınlıkla karşısında duran sinirli çocuğa baktı. "Ne yapmışım?"

Osman ve Kerem ne olduğunu anlamaya çalışırken Eda araya girdi, "Ne oldu be?"

Sinan sinirle konuştu, "Hanımefendi kafasında yazıp yazıp oynuyor, bana sınavını bağışladı demin. Benim boş kağıdımı verdi." Herkes şaşkınlıkla Sinan'a bakarken Osman yavaşça ayağa kalktı. Anlaşılan dünkü sinirinden bir şey kaybetmemiş, durduk yere yine insanlara yükseliyordu Sinan.

Sinan içindeki öfkeyi bastıramıyordu, "Hani kurtarıcı ya kendisi. Okuldan atılmamızı önlemesi yetmez bir de dereceyle mezun edecek, ne ucuz kahramanlıkların var ya?" Osman şaşkınca Sinan'a bakmaya devam ediyordu. Tamam belki bu hareketten hoşlanmamış olabilirdi ama yaptığı şey doğru değildi. Dün susmuştu belki ama şu an daha fazla susamayacağını hissetti ve araya girdi.

"Ne diyorsun oğlum, kız bir iyilik yapm-" Sinan sinirle Osman'a döndü.
"Bırak Osman, ne gerek var?" Osman hala Sinan'a şaşkınlıkla bakarken sinirlendiğini hissediyordu.

Eda daha fazla dayanamadı, "Oğlum düzgün konuş lan kızla!" Sinan artık bağırmaya başlamıştı, "Ya ne be?! Saçma sapan işler! Hem bir insan zaten niye iyilik yapar, sırf kendini iyi hissetmek için! O zaman gitsin Afrika'daki çocuklara yardım etsin, benim üstümden duygusal mastürbasyon yapmasın! Çok mu film izliyorsunuz oğlum?"

"Ya Sinan bir siktir git ya! Kız bir iyilik yapmış işte ne var bunda?" Eda da bağırmaya başlamıştı. Osman hala Sinan'ı izliyordu. Ne yapmaya çalıştığını bilmiyordu.

Sinan artık çığırından çıkmıştı. Sinirinden kıpkırmızı olmuştu. "Ya yapmasın tamam mı? Bana iyilik falan yapmasın," Kendini sıkmaktan kıpkırmızı olmuş Işık'a dönerek bağırmaya devam etti, "Duydun mu yapma, yapma! Bana sınav kağıdını falan da verme ihtiyacım yok senin sınavına!" Sınav kağıdını Işık'ın yüzüne fırlatırken korkunç gözüküyordu.

Baştan beri susan Kerem daha fazla dayanamayarak Sinan'ı iterken Osman onu tuttu. "Al götüne sok lan sende sınav kağıdını o zaman!"

"Siktir git lan!" Sinan da onu itmeye çalışırken Osman artık aralarına girmek zorunda kalmıştı.

"Döverim lan seni!"

Olayın hıncıyla bir anda Eda ve Kerem de bağırışmaya başlarken Osman bir bok anlamamıştı. Eda her şeyi iptal ettiğinde Kerem Sinan'a omuz atarak yanlarından geçip gitti hızla. Başından beri bankta oturan Işık'ta ağlayarak uzaklaştı yanlarından. Osman Sinan'a bakarken Eda dinmeyen hıncıyla sözlerini sıralamaya devam etmişti.
"Sende geber tamam mı? Tam da dilediğin gibi geber!"

Sinan Eda'nın arkasında bakarken Osman onu tutup kendine doğru çevirdi. Cidden Sinan'ın bu halleri fazlaydı artık.

"Aferin Sinan haklı çıktın, kırk kere söyledin oldu sonunda. Şimdi tam da istediğin gibi hep beraber boku yedik!"
Osman sinirle ayrıldı Sinan'ın yanından. Sinan onun arkasından bakarken yeni yeni pişman olmaya başlamıştı. Ne yapacağını bilmeden sadece Osman'ın arkasından bakıyordu.

•••

Sinan sinirle eve girdiğinde hiçbir şey düşünemiyordu. Bağırıp çağırmak, kırıp dökmek istiyordu ama bunu yeterince yapmıştı zaten. Belki de onu gerçekten düşünme potansiyeli olan iki insanı kırmıştı hemde. Bu yüzden siniri kendineydi. Hızla dolabın yanına giderek içkisini aldı ve kafasına dikti. Canı yanıyordu. Öylece dolabın yanında dikilirken gözü kenarda duran porselenlere takılmıştı. Sinirle porselenleri alarak dışarı çıktı ve onları denize attı. Evet, bu gece üzüleceği çok şey vardı. Orda dikilerek düşen porselenlerin ardından denize bakıyordu. İçindeki şu hissi bir türlü atamıyordu denize doğru bağırarak yere çöktü ve ağlamaya başladı. Yine yeniden yalnızdı. Bu iğrenç hisle bağırarak ağlamaya devam etti.

•••

İki gün bomboş geçerken Sinan hala sıkıntısından kurtulamamıştı. Nasıl kurtulabilirdi ki? Okula doğru ilerlerken ayakları geri geri gidiyordu. Korkuyordu. Osman onun yüzüne bile bakmayacak diye korkuyordu. Işık'ın onunla konuşmamasından korkuyordu. Belki de ilk defa birini kaybetmekten korkuyordu.

Sınıfa girip sırasına yerleştiğinde her şey tam da tahmin ettiği gibiydi. Işık tabiki yanında oturmuyordu ve, ve Osman'da yine birileriyle konuşuyordu. Sinan'a garip gelen bir şekilde ikiside mutlu gözüküyordu. Belki bencillik yapıyordu ama bunu tahmin etmemişti. Bu duruma üzülürler sanmıştı.

Farketmeden hala Osman'ı izlerken göz göze geldiler. Sinan gözlerini kaçıramadı ama Osman bunu çok rahat bir şekilde yapmıştı. Sinan yine içine çöken bu iğrenç hisle önüne döndü.

•••

Okul çıkışında Osman ve Kerem konuşmaları üzerine basketbol sahasına gittiler. Kerem için bir sürü kişiyle bahis açmıştı. Aslına bakarsak Kerem de bu durumdan mutsuz değildi. İkisinin de düşünmek istemediği şeyler vardı ve kafalarını dağıttıkları için mutlu sayılırlardı.

Kerem daha şimdiden üç maç kazanırken Osman kaldırdığı paralara bakıp mutlu olmayı deniyordu. Yine de içinde bir burukluk vardı ama bunu kafaya takmamaya çalıştı. Bugün kendine düşünmeyi yasaklamıştı çünkü ne düşünürse düşünsün sonu aynı şeye geliyordu. Sinan. Bu yüzden gidip bahis yapacak birilerini daha bulmaya çalıştı.

Birkaç dakika sonra kaçınılmaz olarak Kerem maç yaptığı çocukla kavga etmeye başlarken Osman koşarak yanlarına indi ve olayın hemen bitmesi adına çocuğa parayı verip gönderdi. Daha fazla kavgayı kaldırabilecek durumda değildi. Kerem köşeye doğru ittirirken yoldan geçen midyeciyi de yanlarına çağırmıştı.

Ve sabahtan beri tüm bu yaptığı şeyleri Sinan'ın uzaktan onları izlediğini bilmeden yapıyordu.

medya beni çok üzüyor :(

 𝙯𝙖𝙖𝙛𝙡𝙖𝙧  / 𝘴𝘪𝘯𝘮𝘢𝘯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin