yanlış kararlar ve sonuçları,

3.3K 228 356
                                    

ŞŞŞ BEN GELDİM ALOO

-

Eda kendine hakim olamayarak Osman'ın kafasına vurdu, "Salak mısın oğlum sen? Ben kendine gel diye söylüyorum sen haklısın diyorsun. Sabır ya!"

Osman kafasını kaşıyarak önüne döndü, "Sence şu saatten sonra Sinan benimle konuşur mu? Yüzüme bile bakmadı görmedin mi?"

"Mantıklı bir açıklaman var mı?"

Osman kafasını salladı ama yine de umutlu değildi, "Sinan'ın mantığıyla benimkinin bir olduğunu sanmıyorum."

Eda gözlerini devirdi, "Boş boş konuşacağına git açıkla kendini çocuğa. Hâlâ bunu yapmak yerine kendini en doğru kararı vermiş olduğuna inandırmaya çalışıyorsun. İşler iyice sarpa sarmadan bir şeyler yap."

"Asıl bu kararları vermeseydim işler sarpa sarardı."

Eda derin bir nefes verdi, Osman onu anlamıyordu doğru yaptığına kendini inandırmıştı bir kere. Ani bir şekilde ayağa kalkarak Osman'ı kolundan tuttu. "Eğer biz gittikten sonra onunla konuşmazsan sana kötü şeyler yaparım."

"Ne?" Osman bir şey anlamamıştı ama Eda'nın onu içeriye sürüklemesine ses etmedi. İçeriye girer girmez konuşmaya başladı. "Hadi kalkın gidiyoruz."

"Nereye ya, daha oturuyorduk." dedi Kerem her zamanki Kerem'liğini yaparak. Eda kaşlarını çatarak ona döndüğünde ise ayaklanma ihtiyacı hissetti. "Tamam gidelim."

"Işık hadi güzelim, annenler merak etmesin."

Ailesi merak ederdi ama Işık Sinan'ı da bırakmak istemiyordu. "Ama Sinan,-"

"Osman buradaymış biraz daha ya bakar o Sinan'a."

Işık Sinan'a döndü, tek kalmaması onu rahatlatmıştı. "Dikkat et."

Sinan gülümsemekle yetinirken Osman olayı kavramaya çalışıyordu. Sinan'la yalnız kalacaktı. Sinan'la. Kendisi.

"Eda-"

Eda Osman'a dönerek uyarıcı bir bakış attı. "Hadi görüşürüz yarın."

Bir dakika içinde ortama bir sessizlik çökerken Osman ne yapacağını bilemeyerek ayakta dikiliyordu. Sinan ise ne diyeceğini bilemeyerek Osman'a bakıyordu, neden kalmak istemişti ki?

Osman boğazını temizleyerek konuştu, "İstersen giderim."

"Gitmek istiyor musun?"

Yavaşça başını iki yana salladı Osman, hep burada kalmak istiyordu.

"Gitme o zaman."

Minik adımlarla Sinan'ın çaprazına otururken söyleyebileceği şeyleri düşünüyordu. Hâlâ bazı şeyleri anlatıp anlatmamakta kararsızdı.

Birkaç dakika sessiz geçerken Sinan yine sinirlendiğini hissediyordu. "Osman susmak için mi kaldın? Ben hâlâ bir şeyler bekliyorum senden, anlatmanı bekliyorum; sen gelmiş burda susup oturuyorsun."

Osman Sinan'ın gözlerine baktı, daha sonra nefesini dışarı vererek cebinde taşıdığı fotoğrafı aldı eline.

Sinan fotoğrafı aldığında küçük çaplı bir şaşkınlık yaşasa da güzel bir görüntü olduğunu düşünmeden edemedi. "Arkasını çevir." Arkada yazan yazıyı okuyunca kaşları çatılmıştı.
"Başka bir şey daha mı var?"

"Bir de not vardı ama önemsiz o."

Sinan artık gerçekten sinirlendiği için sorması gereken soruları atlayıp direkt hesap sormaya geçmişti.

"Ulan sikimde mi sence okuldan atılmak."

Osman onun böyle diyeceğini tahmin ediyordu. "Senin olmayabilir ama benim umrumda Sinan."

Sinan elindeki fotoğrafı sertçe sehpaya bırakarak doğruldu. Ağzını açtığı sırada Osman onun konuşmasına izin vermeyerek devam etti sözlerine. "Bu yüzden gelip sana söylemedim, çünkü vereceğin cevabı biliyorum çünkü sadece kendi pencerenden bakacağını biliyorum."

"Ne demek istiyorsun, seni düşünmeyecek kadar bencil biri miyim ben?"

Osman gözlerini kapatarak başını öne eğdi, "Hayır öyle demek istemedim."

"Ne demek istedin ulan?"

"Sinan sadece bunlar yüzünden kavga etmek istemedim o yüzden ben de-"

"Bu yüzden sen de boktan bir ayrılık planı kurdun kafanda, çünkü ben gerizekalıyım senin bir şeyler sakladığını anlamayacağım. Bravo harika kurmuşsun."

Osman diyecek bir şey bulamıyorken Sinan, günlerdir biriktirdiği öfkeyi cümleleriyle dışarı salıyordu.

"Ve görüyorum ki sen hâlâ olayı anlayamamışsın. Evet sikimde değil okuldan atılmak da, milletin düşüneceği şeyler de ama senin böyle düşünmediğini biliyorum. Hâlâ benim kızdığım tek şeyin önümüze çıkan ilk engelde bile benimle çözmeyi değil yalnız yürümeyi seçmiş olman olduğunu anlamıyorsun. Bizi ilgilendiren sorunlara beni dahil etmeden kendi sikko seçimlerini yapmışsın, yaparken de benim seni zorlayacağıma bu yüzden en iyi tercihlerin bunlar olduğuna kendini inandırmışsın. Ben daha sana ne diyeyim?"

Osman kelimeleri bulmakta zorlanıyordu, "Sinan ben, ben özür dilerim. Seni dahil etmek istemedim evet doğru ama bencil biri olduğunu düşünmüyorum, yemin ederim ki düşünmüyorum."

Sinan cevap vermeyerek koltuğa geri yaslandı. Gözlerini kapatarak sakin olmaya çalışsa da Osman'ın bu düşüncesizliğine deliriyordu. Osman da kendi aptallığına içinden söverek oturduğu koltuktan indi. Yerde diz çöktüğünde Sinan'ın elini elleri arasına alarak kafasını bacağına yasladı. Boğuk sesiyle özürlerini sıralarken Sinan da doğruldu. Kafasını kaldırıp ona bakarken günlerdir kendini inandırdığı şeyin pişmanlığını yaşıyordu.

"Özür dileme."

"Özür dilerim."

Sinan istemsizce gülümsediğinde Osman düşünmeden dudaklarına yapıştı. Sinan ise buna karşılık düşünmeden karşılık vermişti.

Ama bir anda geri çekildiğinde Osman gözlerini açmaya korkmuştu, yine de diyeceklerinden korktuğu için kendini kalkıp gitmeye hazırlamaya çalıştı.

"Osman," Osman gözlerini açarak ona baktı. "Hasta olacaksın." dedi gülümserken.

Osman'ın içine bir rahatlık geldiğinde o da gülümsedi. Tekrar ona dibine girdikten sonra öpmeden önce kısık sesle konuştu, "Zaten hastayım."

aklımda çok hot bir öpüşme sahnesi varken neden soft olanı yazdım bilmiyoeum amk

neyse beren çabuk gel buraya attım bölümü sonunda kxmslmalaöalal geri döndüm artık eski tempo

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 13, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

 𝙯𝙖𝙖𝙛𝙡𝙖𝙧  / 𝘴𝘪𝘯𝘮𝘢𝘯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin