bölüm⁹

512 41 4
                                    

[ Sayfa 9 ]

Son sene hepimiz için çok zordu. Dersler değildi canımızı sıkan. Büyümekti.. Sanki büyüdükçe acılarımız da büyüyordu. Sanki büyüdükçe daha çok yanıyordu canımız...

&

[ Bu bölümde bir değişiklik yapıp Roxy'nin ağzından yazayım dedim. Ayrıca gelecekten kesitte var " ) Yıldıza basıp oy atmayı ve yorum yazmayı unutmayın. < 3 ]

Sağ tarafımda duran abajurun ışığı hemen yatağımın bitişiğinde olan Veronica'nın yatağına hücum ederken gene onun Astronomi Kulesi'ne çıktığını anladım. Gece gece seviyordu yıldızları izlemeyi.

Tabii bende uyamıyı seviyordum. Ayazın ortasında ayı izleyecektim? Ben? Emin misiniz?

Işığı kapattım ve derin bir uykuya dalmak umuduyla yumdum gözlerimi. Fakat işe yaramadı, yaklaşık iki dakika boyunca bir o tarafa bir bu tarafa dönüp duruyordum. Neden bir insan ışığı açar ki giderken? Hayır, beni sinirden öldürecek misiniz?

"Sikeyim" dedim kendi kendime. Aklıma gelen isim ile yüzümde koca bir tebessüm oluşana kadar devam ettirdim aslında oflamayı. "Sirius" < ne KAWNFĞŞKWKW >

Gözlerim parladı birden, gerçi sadece parlayan o değildi, kalbimde parlıyordu. Hemde ayın ışığını kesmek istercesine.

Terliklerimi giydim. Gece bu saatlerde genellikle uyumazdı o. Çapulcular ile takılırdı. Potter, Lupin ve Pettigrew ile.

Aslında Potter ve Lupin iyi çocuklardı. Eğlenceliydiler ve en önemlisi kardeş gibiydiler. Onlar, kan bağı olmayan kardeşlerdi bir nevi. Hepsi birbirine içten içe bir bağlılık duyuyordu. Pettigrew çok sakin çocuktu. Pek sık gülmezdi, en azından ben güldüğünü görmedim onun.

Sessizce koridorlarda yürürken, bir yandan da içimden " Umarım uyumuyorsundur. " diye geçirmeden edemedim. Yoksa tüm emeklerim boşa gidecekti.

Tablonun önüne geldiğimde sessizce fısıldadım şifreyi; "Quid Agis"

Tablonun açılması ile içeri girdim bir anda. Karşılaştığım sahne, beni ve umutlarımı tekrardan gömdü suya. Gryffindor Ortak Salonu'nda kimse yoktu.

İçimden küçük bir sövgü geçirdim. Ben gelince mi uyumak aklına geldi Orion?

Ayaklarımı sürüyerek tabloya doğru ilerledim. Ta ki bir ses duyana kadar ; "Gidiyor Black "

Kaşlarımı çatarak durdum olduğum yerde. Tabii ya! Görünmezlik pelerini. Potter'ın sesiydi, ona rağmen ilerlemeyi tercih ettim.

Ne diye gecenin bu saatinde görünmezlik pelerinini takıp ortak salonda oturur ki bir insan?

Anlamıyorum.

Tablonun biraz önüne gelmiştim ki bir ses duydum. Sanki çarşaf bulunduğu yerin üstünden çekilmişti. Ve kolumun çekilmesi beni şoke etti o an.

"Gece uzun Calencia, nereye gidiyorsun?"

Sirius karşımda duruyordu. Bana bakan gözleri parlarken bende ona baktım. Özlemişim gözlerini...

"Görünmezlik pelerini ha? Akıllıca..." dedim ona. "Tabiki de akıllıca olacak. Çünkü benim fikrimdi." dedi gülerek bana Sirius.

Bir süre sessiz kaldık ikimizde. Beynim ve benliğim derin düşüncelere dalarken onun beni öpmesi ile geri döndüm dünyaya.

r.a.b & v.c.m | regulus arcturus black ⌱Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin