30. Bölüm: Mutluluk.

122 11 5
                                    

30. Bölüm:
  5 Yıllık bir aşk..!

5 Yıl Sonra:
Eskişehir;

Odamdan çıkıp hızla Berfin'i aradım. "Berfin, neredesin?"
"Yoldayım, kuaföre gidiyorum. Sen neredesin?"
"Ben de şimdi çıktım. Melihcan beni almaya gelecek. Kuaförde buluşuruz."
"Tamam canım, görüşürüz."
Hızla telefonumu cebime koyup bağcıklarımı bağladım. Binadan çıktığımda Melihcan çoktan gelmişti. Hızla kapıyı açıp arabaya bindim. "Çok beklettim mi sevgilim?"
"Hayır yeni geldim ben de."

Birkaç dakika sonra kuafördeydik. Hızla arabadan inip kuaföre girdim. "Berfin, çok güzel olmuşsun."
"Kankamın düğününde güzel olmam lazım. Değil mi?"

Evet! Doğru duydunuz. Evleniyoruuum! Hem de Melihcan ile evleniyorum. Yavaşça koltuğa oturup saçımın yapılmasını bekledim. Birkaç saat sonra hazırdım. Kalkıp gelinliğimi giydim. Kuaförden çıktığımızda Melihcan kapıdaydı. Onu görünce resmen nutkum tutuldu. O kadar yakışıklı olmuştu ki gecenin starı ben değildim. Gecenin starı Melihcan'dı. O da beni görünce donmuştu. Hiçbirşey söyleneden beni izliyordu. Yavaşça yanına gidip konuşmaya başladım. "Merhaba yakışıklı bey! Acaba Melihcan Erdem'i gördünüz mü?"
Melihcan da gülerek konuşmaya başladı. "Merhaba güzel hanım! Melihcan Erdem benim. Peki siz Sera Erdem'i gördünüz mü?"
"Maalesef! Öyle birini tanımıyorum. Ama benim adım Sera Bulut. İsterseniz size eşlik edebilirim."
"Hayır, ben Sera Erdem'i istiyorum. Sera Bulut bu arabaya binemez. Değil mi Musa?"
Musa mı? Gelin arabasını Musa mı kullanacaktı?
Yavaşça arabaya binip Musa'ya baktığımda bana bakıyordu ve donmuştu. Birden bire kekeleyerek konuşmaya başladı. "S-Sera? Ohaa! Lan, Melihcan kaptın güzelim kızı." Hafifçe kıkırdadığım sırada Melihcan da yanıma oturmuştu.

Biraz sonra düğün salonundaydık. "Siz, Sera Bulut! Melihcan Erdem'i kocalığa kabul ediyor musunuz?"
"Evet!"
Salonda büyük bir alkış sesi yükseldi. Sonra nikah memuru Melihcan'a dönüp konuşmaya başladı. "Siz, Melihcan Erdem! Sera Bulut'u karılığa kabul ediyor musunuz?"

Melihcan hiçbir şey söylemeden beni izliyordu. Birden bire ayağa kalkıp nikah memurundan mikrofonu aldı. "İzninizle cevap vermeden önce birşeyler söylemek istiyorum. Biz, Sera ile beş yıl önce bir sosyal medya aracılığıyla tanıştık. Birkaç gün normal bir şekilde konuştuktan sonra Sera bana bir teklifte bulundu. Durduk yere 'Çıkalım mı?' diye sordu. Ve o, bu soruyu sorarken bana aşık bile değildi. Ben de ona aşık değildim. Ama sanki dünden razıymışım gibi 'Olur!' dedim. Ama bir sıkıntı vardı. Ben Eskişehir'de, Sera ise Ağrı'da oturuyordu. Anlayacağınız bir mesafe aşkı yaşıyorduk. Birbirimizi bir kere bile canlı bir şekilde görmemiştik. Ama birbirimize deliler gibi aşık olmuştuk. Bir gün kendi kendime sordum 'Dokunamadan sevebilir mi, bir âşık?' dedim. Ama soruya cevap bile veremedim. Bir kaç gün sonra sevgili arkadaşım Musa ile bir olup Sera'ya sürpriz yaptım. Onun haberi yokken Ağrı'ya gittim. Çok güzel bir hafta geçirdik. Sonra ben Eskişehir'e dönmek için otobüse bindim. Otobüs bir kaza yaptı. Ben de ağır yaralandım. O gün anladım Sera'nın beni ne kadar çok sevdiğini. Ben yoğun bakımda uyurken gelip elimi tuttu. Bana 'Beni bırakma.' demişti. O an, onu bırakmamak için kendimi zorladım. Sonra uyandım. Sera'yı, annesini ve kendi annemi ağlarken gördüm. Hatta, Musa bile ağlıyordu."

"Ağlamıyordum, ağlıyormuş gibi yapıyordum." Hafifçe kıkırdayıp tekrar Melihcan'a döndüm. Konuşmaya devam ediyordu.

"Neyse, ağlamıyormuş. Sonra ben tekrar Eskişehir'e geri döndüm. Beş yıl boyunca birkaç kez daha Ağrı'ya, Sera'yı görmeye gittim. Beş yıllık aşkımızdan sonra ailelerimizin iznini alıp evlenmeye karar verdik. Ve şu anda evleniyoruz. Ben galiba çok uzattım. Sera evlenmekten vazgeçmeden önce ben yerime oturayım. Bu mutlu günümüzde bizimle beraber olduğunuz için teşekkür ederiz."

Melihcan mikrofonu tekrar nikah memuruna uzatınca nikah memuru tekrar konuşmaya başladı. "Siz, Melihcan Erdem! Sera Bulut'u karılığa kabul ediyor musunuz?"
"Evet!"
Nikah memuru Musa ve Berfin'e dönüp konuşmaya başladı. "Siz de şahitlik ediyor musunuz?"
"Evet!"
"Evet!"

Evlenmiştik. Artık karı-kocaydık. Birkaç saat sonra evlilik cüzdanımız elimdeydi. Evimize girmiştik. O kadar mutluydum ki hala evlendiğimize inanamıyordum.

Sevebilir mi dokunamadan, bir âşık?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin