Öncelikle şunu belirtmek isterim, bu kitabı başka her hangi bir kitaba benzetebilirsiniz. Fakat kitabı diğer kitaplardan esinlenerek değil, kendi hayal gücümden esinlenerek yazdım. İyi okumalar. ♥
(Profilime girip yazdığım diğer kitaplara da bakabilirsiniz.)
_____
/ HİKAYE DEĞİŞTİRİLMEDEN DÜZENLENECEKTİR! /
Herkese günaydın. Saat 10.48 ve tam olarak az önce uyanmama rağmen enerjim yerinde. Fazlasıyla keyifliyim. Günlerden Pazar ve ben "öğle kahvaltımı" yapmaya gidiyorum;)
"Kızım öğle oldu!" Tanıştırayım: annem. O, dünyanın en güzel annesidir. O'nu çok seviyorum. "Uyandım anne! Odamı toplayıp geliyorum." Hemen odamı toplayıp içeri girdim. "Günaydın, baba." Babam, bir elinde kumanda diğer elinde telefon, gülerek bana bakıyordu. "Kızım neden uyandın? Biz az sonra tekrar uyuyacağız." Anlam veremeyerek sordum. "Nasıl yani?" Babam gülerek cevap verdi; "Kızım çok geç oldu farkında mısın?" Hafifçe kıkırdadığım sırada annem içeri girdi. "Rahat bırak kızı. Zaten hafta içi erken uyanıyor." Evet maalesef saat 08.00'da ders başlıyor.Annem ve babam sohbet ederken ben de bir yandan kahvaltımı yapıyordum. Sonra beklemediğim bir anda kapı çaldı, masadan kalkıp kapıyı açtığımda apartmanın yöneticisini karşımda gördüm. "Buyur Burhan Amca, hoşgeldin." dediğim sırada Burhan Amca elindeki zarfı bana uzattı. "Hoşbuldum Sera kızım, bu bizim oğlanın tiyatro davetiyesi sizi de bekliyoruz. Baban burada mı acaba?"
"Evet, Burhan Amcacığım içeri buyurun." dediğim sırada içeriden babamın sesi geldi. "Kızım amcanı içeri alsana." derken yanımıza doğru ilerliyordu. Babam ve Burhan Amca'yı başbaşa bırakıp içeri girdim. Kahvaltımı yapıp sofrayı kaldırdım. Az sonra kendime bir kahve yapıp odama girdim. Bilgisayarımı açıp bir film açtım ve izlemeye başladım. Çoğunlukla bütün günüm böyle geçerdi. Bir dizi ya da film açıp izlerdim. Bazen çok sıkılırsam tabletimle oyunlar oynardım. Bir telefonum yoktu ama tabletim ve bilgisayarım vardı. Ailem yaşımın küçük olduğunu düşündüğü için bana telefon almıyordu ve bu benim pek de umurumda değildi.Birden bire kapı açıldı ve annem içeri girdi. "Kızım sen iyi misin?" Neden soruyordu bilmiyorum ama belli ki endişelenmişti. "Evet anne, neden?"
"Kızım farkında mısın bilmiyorum ama saat 18.30 ve sen bu saate kadar hep odandaydın, hiç sesin çıkmadı. Ben de normal olarak merak ettim." O kadar oldu mu ya?
"İyiyim anne, bir dizi buldum çok hoşuma gitti. Şimdi onun ikinci bölümünü izliyorum."
"Acıkmadın mı peki? Yemek yaptım gel de masayı hazırlamama yardım et." Off!
"Tamam, geliyorum anneciğim."
Annem odadan çıkınca bende arkasından çıktım. Gidip masayı kurmasına yardım ettim, beraber yemeğimizi yedikten sonra masayı kaldırmasına yardım ettim. Sonra annemle beraber bir dizi izledik. Ve hemen sonra ben odama gidip uyudum. Erken uyumalıydım çünkü okula gidiyorum....
Gözlerimi açtığımda alarmımın çalmasına 20 dk vardı. Kalkıp yüzümü yıkadım ve kahvaltımı yapıp çıktım. Okula vardığımda dersin başlamasına 10 dk vardı. Bir kaç dakika pencerenin önünde duran arkadaşlarımla sohbet ettikten sonra sırama geçip sıra arkadaşım Musa'yı bekledim.
Ders başlayalı 15 dk olmuştu ve Musa sınıfa yeni giriyordu. Hemen gelip yanıma oturdu. O benim en yakın arkadaşımdır ve ben Musa ile Berfin'den ayrı bir saniye bile geçiremem. Onlar benim için sadece arkadaş değil aynı zamanda kardeş gibidirler.
İlk dersimizi sakin ve uykulu bir şekilde geçirmiştik ve şu an teneffüsteyiz. Bahçede çimlerin üzerine oturuyorduk. Musa telefonuyla oyun oynayıp aynı zamanda sohbetimize katılıyordu. Berfin, Musa'ya dönüp konuşmaya başladı. "Musa?"
"Ne var?" İşte tam da Musa'dan beklenen bir hareket.
"Çok kibarsın Musa!"
"Bunu zaten biliyorum Berfin. Bana bilmediğim şeyler söyleyebileceğini düşünüyorum. Ne dersin?" dediği sırada telefonunu kapatıp cebine koydu ve bana bakıp göz kırptı. Bunun anlamı -oyun başlıyor- demekti. Berfin sinirli bir şekilde bana döndü. "Ya sen bu gıcıkla nasıl vakit geçirebiliyorsun Sera?"
Musa, duydukları hoşuna gitmiş gibi gülerek bana baktı. İşte şimdi yandım. "Bana hiç bulaşmayın. Ne haliniz varsa görün." dediğim sırada sınıfımızın eski öğrencisi Yunus'un bize doğru ilerlediğini gördüm. Gülerek Musa'ya döndüm. "Musa, Yunus sınıfını değiştirdi ama galiba seni çok özlüyor. Baksana buraya geliyor." dedim. Musa morali bozulmuş bir şekilde konuşmaya başladı. "Uyuz oluyorum buna ya!" Ben bunu zaten biliyordum ama Yunus'un bizi duyabilecek olmasından korktuğum için Musa'ya cevap veremedim.Bir kaç saniye sonra Yunus yanımıza gelmişti. Bana bakıp konuşmaya başladı. "Bi gelir misin Sera? Seninle konuşmak istediğim bir konu var." Önemli deyince merak ettim. Musa'ya dönüp, " Siz sınıfa geçin, bend-" derken Musa öfkeyle sözümü kesti. "Evet, sen de bizimle geliyorsun."
"Ama Musa b-" dediğim sırada tekrar sözümü kesti.
"Tamam Sera, ben merdivenleri çıkmanda sana yardımcı olacağım." Nasıl yani?
"Ben öyle birşey istemedim ki." dediğim anda Berfin bana öyle bir bakış attı ki tam o an orada ölebilirdim. Mecburen Musa'nın oyununa ortak oldum. "Tamam ama yardım edeceğine söz ver." Saçmalığa bakın ya!
"Konuşmamız gerekiyor dedim. Sera'ya ben yardımcı olurum." dedi Yunus. Musa kızmış gibi bakıyordu. Bir sorunun çıkmasını önlemek istediğim için araya girdim.
"Tamam da ben seninle konuşmak istemiyorum Yunus... Musa hadi yukarı çıkalım." dedim. Musa sinirli bir şekilde konuşmaya başladı. "Yok ya! Siz çıkın, arkadaş sorun çıkarmak istiyor belli ki."
"Musa!"
"Efendim?"
"Yukarı çıkıyoruz." diye emrettim. Ama Musa hiç oralı olmadı. Berfin'e dönüp yalvaran gözlerle ona baktım. O da sorun çıkmasını istemediği için Musa'ya döndü. "Musa, eğer sen gelmezsen biz de gitmeyiz." dedi. Musa sakinleşmek ister gibi gökyüzüne bakıp derin nefesler alıp veriyordu. Kolunu tutup yürümeye başladım. Musa da bana ayak uyduruyordu.
"Keşke bıraksaydınız da ben o piçe ağzının payını verseydim." dedi bir anda. "Musa!" diye bağırdı Berfin. Musa oldukça sinirliydi kolunu elimden hızla çekip bağırmaya başladı.
"Ne var ya? O şerefsiz gözümün önünde kardeşime yürüyor ve siz benden sakin kalmamı falan mı bekliyorsunuz?" Bu sefer de ben sinirlenmiştim. "Musa ne yürümesinden bahsediyorsun ya? Çocuk bişey konuşmak istiyormuş ne var bunda?" dedim. Musa bozulmuş bi şekilde yürümeye başladı. "İyi o zaman git. Karışmıyorum." dedi ve hızla ilerledi. Ben ve Berfin arkasından ilerliyorduk ama ona yetişmek mümkün değildi.En sonunda sınıfa vardığımızda onu telefonla oyun oynarken buldum. Yanına geçip oturdum. Ders boyunca hiç konuşmadan sadece öğretmenimizin yazmamızı istediği şeyleri yazdık. Son 10 dk öğretmenimiz dinlenmemiz için bizi serbest bıraktı. Musa hiçbirşey söylemeden ayağa kalktı ve yanyana oturan Emre ve Elif'in yanına gitti. Elif'e birşeyler söyleyip Emre'nin yanına oturdu. Elif de benim yanıma geldi. Önümde oturan Berfin arkasına döndüğü anda Elif konuşmaya başladı. "Musa beni sevgilimden ayırdı ya. Tam da önemli birşey anlatacaktım." dedi gülerek. Biz de söylediği şeye güldük. Biraz sohbet ettikten sonra zil çaldı ve üçümüz beraber bahçeye çıktık. Bir banka oturduk ve tam o sırada Elif'in telefonu çalmaya başladı ayağa kalkıp yürümeye başladı. Biraz sonra yanımıza geri döndüğünde bana bakıp "Biraz konuşalım mı?" diye sordu. Arayan kişiyle bir ilgisi olduğunu düşünürken ayağa kalktım. "Olur, konuşalım." dedim. Yürümeye başladık. Biraz sonra Elif konuşmaya başladı. " Sana söylemek istediğim birşey var."
"Tamam, dinliyorum." dedim. Tereddütle yüzüme baktı. Ve ardından tekrar konuşmaya başladı. "Yunus, seni seviyor." dedi. Bir anda şok içinde "Ne?" dedim. Elif, "Yunus diyorum, sana âşık." diye tekrar etti. Sonra birden bire "Elif bu normal birşey. Herkes, herkesi sevebilir değil mi?" dedim. Elif tekrar konuşmaya başladı. "Evet ama Yunus senden karşılık bekliyor Sera." dedi. Anında ikinci bir şok yaşadığım sırada cevap verdim. "Ama ben onu sevmiyorum ki."
"Ama sevmeyi deneyebilirsin değil mi Sera?" dedi. Anında cevap verdim. "Ben hiçkimseyi sevmek istemiyorum Elif!"
"Mutlu olabilirsin Sera!"
"Sevmediğim biriyle mutlu olabilir miyim?" dedim ve anında devam ettim. " Tabi ki hayır! Sevmediğim biriyle mutlu olamam." dedim ve oradan uzaklaştım....
Elif'in yanından ayrıldığım andan bu zamana kadar 45 dk geçti ve benle Berfin bu olayı Musa'ya nasıl anlatabileceğimizi düşünüyoruz. Bir anda içime doğan cesaretle Musa'ya döndüm. "Musa?"
"Hmm?"
"Sevmediğim biriyle mutlu olabilir miyim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevebilir mi dokunamadan, bir âşık?
ChickLit/ HİKAYE DEĞİŞTİRİLMEDEN DÜZENLENECEKTİR! / Mesafelerin Aşkı..! "Seslerimiz konuşur birbirleriyle..." "Ay ve Güneş'in aşkı..!" Bu hikaye imkansız bir aşkın hikayesiydi. Bu hikaye Ay ve Güneş'in aşkını anlatan hikayeydi. Bu aşk, Ay ve Güneş'in aşk...