27. Bölüm: Piknik!?

139 11 1
                                    

27. Bölüm:
  "Şoförünüz hizmetinize hazır."

Biraz sonra telefonuma gelen mesajla irkildim. Telefonumu elime alıp mesajıma baktım.
*Kimden: Gece'min Ay'ı / Benim için fark etmez. Ama çoğunlukla çilekli severim.*
Yavaşça yazmaya başladım. "O zaman çilekli yapıyorum."
"Şimdi mi?"
"Tabii ki hayır. Ama, yarın sabah erkenden yapacağım."
"Sakın biz gelmeden evden çıkma tamam mı? İkinizi de ben alacağım."
"Nasıl yani?"
"Arkadaşımın arabasını alacağım."
"Anladım." Mesaj sayfasından çıkıp içeri girdim. "Anne?"
"Mutfaktayım kızım. Buraya gel." Yavaşça mutfağa girip konuşmaya başladım. "Çilek var mı anne?"
"Neden?"
"Melihcan çilekli kek seviyormuş." Nee!? Ne dedim ben? Telaşla anneme dönüp konuşmaya başladım. "Yani..Musa öyle istiyormuş. İsimleri karıştırdım." dediğim sırada annem hafifçe kıkırdadı. "Ben anladım, tamam. Ama çilek yok. Melihcan'a sor bakalım, portakallı kek sever miymiş?" Birden bire telaşla anneme döndüm.
"Olmaz! Portakala alerjisi var onun." Annem gülümseyerek bana döndü. "Tamam kızım. Telaşlanmana gerek yok. Gel beraber manava gidelim. Çilek alırız."
"Tamam. Ben hırkamı alayım."

Biraz sonra manava girmiştik. "Hoşgeldiniz, size nasıl yardımcı olabilirim?" Yavaşça görevli çocuğa dönüp konuşmaya başladım. "Biz çilek alacaktık."
"Tabi, şu tarafa doğru ilerleyelim isyerseniz." Anneme döndüğümde annem konuşmaya başladı. "Sen git, ben şuradan biraz patates alacağım." Yavaşça görevli çocuğu takip ettiğim sırada annemin biriyle konuştuğunu duydum. Ama ona baktığımda kimseyi göremedim.
"Buyurun, bu arada ismim Mert." Yavaşça Mert'e dönüp konuşmaya başladım. "Ben de Sera. Memnun oldum. Bi poşet verir misin?"
"Tabii, al bakalım." Yavaşça çilekleri poşete doldurduğum sırada birinin bize doğru geldiğini fark ettim. Yavaşça arkama baktığımda annemi ve Melihcan'ı gördüm. Melihcan'ın burada ne işi var ki?
"Sera? İstersen ben sana yardımcı olayım." Mert'in sorusuyla yavaşça konuşmaya başladım. "Gerek yok, teşekkür ederim." dediğim sırada anneme döndüm. Poşeti gösterip konuşmaya başladım. "Anne, bu kadar yeterli midir sence?"
"Melihcan, sence yeter mi oğlum?" Gülümseyerek Melihcan'a döndüğümde sinirle Mert'i izliyordu. Yavaşça Mert'e döndüm. Mert ise beni izliyordu. Hızla Melihcan'a dönüp konuşmaya başladım. "Melihcan? Çilekler yeterli olur mu sence?" Melihcan yavaşça bana dönüp konuşmaya başladı. "Buraya gel." İnşallah annemin yanımızda olduğunu unutmaz. "Ne!?" Melihcan sinirle Mert'e dönüp konuşmaya başladı. "Sera! Yanıma gel dedim." Yavaşça Melihcan'ın yanına gidip sessizce konuşmaya başladım. "Annem burada! Lütfen sakin ol." Yavaşça bana dönüp elimdeki çilek poşetini elimden aldı. "Bence yeter. Ama kek yapacak olan sizsiniz Sera. Kekin içine ne kadar malzeme girer bilmiyorum." Yavaşça elindeki poşeti alıp anneme döndüm. "Anne, bence yeter. Sen de işini bitirdiysen çıkalım." dediğim sırada annem de elindeki patates poşetiyle bana döndü. "Benim de işim bitti, gel." Yavaşça kasaya doğru ilerlediğim sırada Mert ve Melihcan da arkamızdan geliyordu. Mert gelip elimizdeki poşetleri alıp tarttı. "21 TL tuttu efendim." Annem yavaşça cüzdanını çıkarıp Mert'e parayı uzattı. Ben de poşetleri alıp manavdan çıktım. Melihcan da arkamdan geliyordu. "İyi misin?" dedim sakince.
"Niye o çocuğun yanına tek başına gittin?"
"Oradaki tek görevli oydu, başka ne yapabilirdim?"
"Neyse, annen geliyor. Sonra konuşuruz."
"Bu arada senin burada ne işin vardı?" dediğim sırada annem yanımıza gelmişti. Melihcan yavaşça bana dönüp konuşmaya başladı. "Burak'la buluşacaktık. Arabasını alacağımı söylemiştim ya. Bana arabasını verecek. Anneni görünce bi bakayım dedim. Senin burada olduğunu bilmiyordum." Annem gülümseyerek bana döndüğünde huzursuzca Melihcan'a döndüm. "Tamam o zaman, yarın görüşürüz." Melihcan anneme dönüp konuşmaya başladı. "İyi geceler Esma Teyzeciğim. İsterseniz size eşlik edebilirim."
"Olur, oğlum. Hadi gel. Hem Devran'la tanışmış olursun." Şokla anneme döndüğümde gülümseyerek yürümeye başlamıştı.

Sevebilir mi dokunamadan, bir âşık?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin