9.bölüm

29 3 0
                                    

(Min Young Soo)

Neredeyse akşam olmuştu. Ama sevgili ablam hâlâ gelmemişti. Hye Mi'de kahvaltıdan sonra biraz daha oturmuş, ardından gitmişti. Televizyonda da birşey yok ki izleyeyim.

Kapının çalması ile ayağı kalktım.
"Sonunda abla ya" diye kapıyı açmıştım ama karşımda ablam yerine Jin vardı.
"Jindi değil mi?"
"Evet"
"Peki ne için geldin?"
"Şey ben.." tek kaşımı kaldırmış bakıyordum.
"Hye Mi için gelmiştim"
"Hye Mi burada değil. Ayrıca ne işin var ki Hye Mi ile?"
"Ben..."
"Sana hesap vermek zorunda değil" arkadan gelen ses ile oraya baktım. Girişte Yoongi görünmüştü.
"O benim arkadaşım"
"Arkadaşın diye senden özeli olmayacak mı?"
Sessiz kalmıştım. Doğru söylüyordu. Ama altta kalacak değildim.
"Hye Mi bana herşeyini anlatır"
"Sanmam"

Amacı neydi bunun? Kaşlarımı çatmış yüzüne dik dik bakıyordum.
"Hyung?"
Bu ne ya yol geçen kampına döndü burası.
"Kook"
"Ne yapıyorsunuz burada?"
"Tam zamanında geldin Jungkook, al hyunglarını da gidin buradan"
"Ne o rahatsız mı oldun?" kaşınıyor ama bu çocuk.
"Evet ne yapacaksın"
"Aish~ kesin şunu veletler" en büyük hyung da konuştu, bende diyordum dilini yuttu herhalde. Bir dakika o bana velet mi demişti?
"Velet mi? Bana mı dedin sen onu?" dememle göz devirmişti. Bana..göz..devirdi.
"Sen özel günlerinde hep böyle misin?" diyen Yoongi'ye döndüm. Şuan yüzümün kıpkırmızı olduğuna eminim. Utanıyorum.
Bunu bir erkeğin bilmesi utanç verici gelirken, iki kişi daha öğreniyor. Aman tanrım.
"Gerizekalı" diyip kapıyı yüzlerine kapatmıştım.

Kapı tekrar çalmıştı.
"Ne var ya ne isti...Hye Mi?" Ağlıyor muydu o?
"Young S..So"
"Ne oldu sana Hye Mi?" yanındaki valiz de neydi?
"İçeri geçebilir miyim?"
"Ah~ tabi ki, geç"
Valizini alıp salona ilerledi. Kapıyı kapatıp mutfağa ilerledim. Bir bardak su alıp salona ilerledim.
"Al canım iç" bardağı elimden alıp suyu sakince içti.
"Anlatmak ister misin?" başını aşağı yukarı salladı.
"Ev sahibi...beni evden kovdu"
"Neden?"
"Bilmiyorum, kiralarımıda günü gününe ödüyordum. Ama bugün gittiğimde kilit değişmiş, valizim kapının önünde ve valizin üstünde de 'artık bu evde yaşayamazsın' diye bir not yazıyordu"

Başını omzuma yasladım.
"Ablamla konuşuruz burada üçümüz yaşarız hah? Ablam olumlu cevap verecektir emin ol"
"Size yük olmak istemiyorum"
"Saçmalama Hye Mi, sen bizim kardeşimizsin" gülümsemişti.

Onu ağlarken çok nadir görürdüm. Hep garip geliyordu onu böyle görmek. Şuanda da olduğu gibi.
"Aç mısın, birşeyler hazırlayayım mı?"
"Değilim"
Ve...tam zamanında. Karnı guruldamıştı.
"Miden öyle demiyor ama canım arkadaşım"
"Belki biraz"
Mutfağa ilerledim.
"Bekle bende yardım edeyim"

•••

Üç saatin sonunda harika kimbap ve tteok hazırlamış, afiyetle mideye indirmiştik. Şuansa güzel bir film bulmuş, onu izliyorduk. Vampirler ile ilgiliydi.

Ablamsa hâlâ eve gelmemişti. Nereye gitti ki bu kız böyle? En iyisi bir arayayım.
Çalıyor...çalıyor...çalıy...
"Alo"
"Abla neredesin?"
"Geliyorum canım, yarım saate evdeyim"
"Tamam bye"
"Bye"
Tekrar filme dönmem ile kapı çalmıştı. Ne çok çalıyordu bu kapı bugün böyle. Kapıya ilerledim. Açtığımda karşımda nefes nefese kalan bir Taehyung ile karşılaşmıştım.
"Taehyung?"
"Young Soo merhaba"
"Merhaba"
"Şey Jimin hyung Songyeon ile dışarı çıkacaktı da, aradım aradım açmadı. Burada mı?"
"Ah~ hayır ama ablamla az önce konuştuk. Yarım saate burada olacağını söyledi"
"Tamam teşekkürler"
"Şey istersen içeri geç, nefes nefese kalmışsın"

İçeri girip salona ilerledik.
"Film mi izliyordunuz?"
"Evet vampirler ile ilgili"
"V..vampirler?"
"Çok garip varlıklar" diyen Hye Mi'ye döndük.
"Acaba gerçekten varlar mı?"
"Daha neler Hye Mi" diye yanıt vermiştim.
"Belki de varlardır" demişti Taehyung.
"O zaman çok korkunç bir yaşam olurdu"
"Neden?"
"İnsanların kanı ile besleniyorlar Taehyung ve onlar ölüyor. Suçlu insanlar neyse de maşuk insanların böyle ölmesi çok canice" birşey dememiş sadece başı ile onaylamıştı.

Çalan kapı ile yine kapıya ilerledim. Ablam ve Jimin gelmişti.
"Hoşgeldiniz"
"Hoşbulduk"
"Jimin, Taehyung burada seni bekliyordu"
"Neden?"
"Bilmiyorum seni aramış ama ulaşamamış"
"İçeri geçelim" diyen ablamla üçümüzde salona ilerlemiştik. Taehyung, Jimin'i görünce ayağı kalkmıştı.
"Tae"
"Hyung, önemli birşey oldu"
"Ne oldu?"
"Kahinlerden biri daha öldü"
Kahin?

¡!Blood and Tears!¡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin