18.bölüm

19 2 0
                                    

(Min Yoongi)

Okuldaki ilk günüme veda etmiş, okulun kapısında Jimin'i bekliyordum. Hâlâ gelmemişti. Çoktan çıkması gerekiyordu.

Arkama dönüp baktığımda Young Soo ile yanında tanımadığım bir erkek vardı. Onlar gülüyor mu birbirlerine yoksa bana mı öyle geldi?! Heyy, bir dakika çocuk Young Soo'ya elini uzattı, Young Soo tuttu. Tokalaştılar!!!

"Heyy, hyung! İyi misin?"
"Ha, ne?"
"İyi misin diye sordum"
"E..evet iyiyim"
"Hadi gidelim"
"Tamam" Jimin ilerlemeye başlamıştı. Young Soo'ya baktığımda bana bakıyordu.
Önüme döndüp, Jimin'in arkasından ilerlemeye başlamıştım.

Çok geçmeden eve gelmiştik. Herkes oturmuş, bizi bekliyordu.
"Ah~ geldiniz mi?"
"Yok hyung ruhlarımız yolda ama bedenlerimizi önceden yolladık"
"Veletsin işte Jimin"
"Kesin artık şu saçma diyoloğu Namjoon, ne yapıyoruz onu anlatın"
"Hyung direkt Kang Dae'nin evine gidiyoruz"
"İyi güzel ama nasıl?"
"Gizli ve kaçak olarak"
"Ne diyorsun sen hyung?!" diyerek Namjoon'a dönen Jimin'e baktım. Endişeli görünüyordu.
"Korkuyor musun Jimin?"
"Hayır..Sadece tehlikeli. Birşey olursa?.."
"Merak etme ölmezsin Jimin"
"Ben kendimi değil Namjoon hyung, sizi düşünüyorum"
"OMO Jimin-shi seni seviyorum" diyerek Jimin'in üstüne atlayan Hoseok'a karşı göz devirmiştim.
"Aish aptallar" demiş, ardından Namjoon'a geri dönmüştüm.
"O zaman gidelim ne duruyoruz?"
"Yoongi hyung, siz biraz dinlenin sonra gideceğiz"
"Bence de dinlenelim ben çok yoruldum"
"Birkaç saat dinlenin"
"Yaşa be Namjoon hyungum" diyen Jimin'e karşı kendini siper alan Joon'a baktım. Başımı iki yana sallayarak odama yol almıştım.

Koridorda benim hariç başka ayak sesi daha geliyordu.
"Sessizce arkamdan gelmeye devam mı edeceksin Jin hyung?" Arkamı dönmüştüm.
"Ah~ ben olduğumu nereden anladın?"
"Tahmin"
"Hıhı kesin tahmindir. Güçlerin olmasın?"
"Bu kadar geç anlayacağını tahmin etmemiştim hyung"
"Hey, dalga geçme Yoongi" derin bir nefes alıp vermiştim.
"Ne istiyorsun hyung?"
"Öğrendin mi?"
"Neyi?" demiş, yandan gülüş atmıştım. Biraz eğlensem fena olmazdı.
"Dün gece konuştuğumuzu?"
"Dün gece ne konuştuk ki hyung?"
"Yoongi!! Delirtme beni"
"Ben birşey hatırlamıyorum hyung" diyip Odama ilerlemiştim. Arkamdan geleceği kesindi.

Odama girmiş, bedenimi yatağa bırakmıştım.
"Bana bak velet!!"
Kesin demiştim değil mi?
"Evet hyung ne var?"
"Neden söylemiyorsun yoksa...Hoşlandığı biri mi varmış?"
"Evet, varmış"
"N..ne?"
"Ne ne hyung, varmış işte sevdiği"
"Kimmiş, öldüreceğim onu"
"O zaman intihar etmen gerekmiyor mu hyung?"
"Ha?"
"Hye Mi'nin hoşlandığı çocuğu öldürmen için senin intihar etmen gerekiyor"
Duraksamıştı.
"Yoksa.."
"Hıhı"
"Ciddi misin Yoongi?"
"Oradan bakınca nasıl görünüyorum hyung?"
"Çok ponçik duruyorsun Yoongi" demesiyle yüzümü buruşturmuştum.
"Şimdi gidip güzel bir aksam yemeğiteklif etsem, sonra çıkma teklifi... Ama kabul eder mi? Beni seviyormuş eder herhalde. Herhalde olmaz kesin bir yanıt olmalı..."
"Hyung ne diyorsun tanrı aşkına?" diyerek sonunda susturmayı başarmıştım
"Ne dediğimi biliyor muyum ben Yoongi?"

Tam cevap verecektim ki kapı çalmıştı.
"Hyung?" Kook gelmiş, başını kapıdan uzatmıştı.
"Oh~ Jin hyung sende mi buradaydın?"
"Evet Kook, ne istiyorsun?"
"Ha şey Namjoon hyung 'vakit geldi' dedi"
"Tamam hadi aşağı inelim" demiş, ayağı kalkmıştım.

Hep beraber aşağı inmiştik.
"Sözde geldiğinize göre gidebiliriz" Joon'un demesi ile herkes ayağı kalkmıştı. Hep beraber kapıya ilerlemiştik.

"Hey, çocuklar nereye böyle?" Gelen ses ile arkamı dönmüştüm.
"Yoksa beni mi ziyaret edecektiniz?"
"Kahin Kang Dae"
"Evet Kim Namjoon"
"

Seninle konuşmamız gerekiyor" Joon'un sesi oldukça net ve ürkütücü çıkmıştı. Bu konularda ciddi oluyordu.
"Konumuz nedir Kim Namjoon"
"Songyeon ve Young Soo ile ilgili"
"Benim Young Soo ile bir ilgim yok"
"O zaman Songyeon ile var. Doğru mu anladım?"
"Çok zeki birisin Kim Namjoon"
"Songyeon'la ne ilgin var Kang Dae"
"Hey, Park Jimin biraz sakin mi olsan?"
"Anlat!"
"Neyi anlatmamı istiyorsun?"
"Herşeyi!"
"Ah~ pekâlâ"

Herkes -bende dahil- salona geçmiş, Kang Dae'nin karşısında duruyorduk.
"Min Songyeon'dan enerji alıyor musun Kim Taehyung?"
"Ha?" diye yanıt vermişti Tae. Ne demeye çalışıyordu.
"Soruma yanıt istiyorum Kim Taehyung"
"H..Hayır"
"Emin misin Tae?" Joon'un sorduğu bu soruya karşı çatılmış olan kaşlarım iyice çatılmıştı. Kang Dae'nin ne demek istediğini anlıyor gibiydi. Tekrar Kang Dae'ye döndürdüm bakışlarımı.
"Eminim hyung"
"Demek ondan enerji alamıyorsun" ayağı kalkmış, dediği karşısında hepimizin ağzı açık kalmıştı.
"Songyeon'un melez olduğundan haberiniz yok mu Bangtan?"

¡!Blood and Tears!¡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin