16.bölüm

28 4 0
                                    

(Min Yoongi)

Sabah birinin beni dürtmesi ile uyandım.
"Ne var?!"
"Hyung niye bağırıyorsun ya?" Bir gözümü açıp karşımdaki Jimin'e baktım.
"Niye uyandırıyorsun lan beni?"
"Okul vakti hyungcuğum" demiş burnuma parmak ucuyla vurmuştu.
"Seni velet!!" diyerek direkt yattığım yerden kalkmış, odanın içinde kovalamaya başlamıştım. Kapıdan çıkmış ardından kapatmıştı. Açmaya çalışıyordum ama açılmıyordu. Büyük ihtimalle kulpundan açmamam için tutuyor olmalıydı.
"Hyung bu kadar oyun yeter okul saati geldi. Hazırlan da çıkalım"
Elimi kapının kulpundan çekmiş, dolabıma yönelmiştim. Siyah bir pantolon ve beyaz bir tshirt ayarlayıp banyoya ilerledim.
Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra aşağı inmiş, kahvaltı yapan kardeşlerime ve hyunguma bakmıştım.
"Hadi Jimin, gitmiyor muyuz?"
"Kahvaltı yapmayacak mısın Yoongi hyung?"
"Okulda yerim birşeyler Hoseok" başını sallamakla yetinmişti.

Jin hyung yanıma gelmişti.
"Yoongi gelsene bir" demiş salona ilerlemişti.
"Bugün içinde öğrenirsin dimi?"
"Neyi?"
"Ne demek neyi Yoongi? Biz dün gece seninle ne konuştuk?"
"Ha o mu?"
"Hıhı"
"Öğrenmeye çalışırım"
"Çalışma Yoongi, öğren"
"Tamam hyung denerim"
"Deneme Yoongi, yap!"
"Aish tamam"
"Aferin" demiş, göz kırpıp salondan çıkmıştı.

Ben Jin hyunga öğrenirim demiştim ama nasıl öğreneceğimi bilmiyordum ki. Acaba Young Soo biliyor olabilir miydi? Ona sorsam?
"Hyung hadi"
"Geliyorum"
Kapıya ilerlemiştim. Jimin beni bekliyor, bir yandan da Hoseok ile uğraşıyordu.

"Sen nereye Hoseok?" diye soru yöneltmiştim.
"Sizi yolcu edeceğim hyung"
"Çocuk muyuz biz?" dememle göz devirmişti.
"Of hyung ya neyse..Jimin" demiş, otuz iki diş sırıtırak tekrar Jimin'e dönmüştü.
"İyi dersler benim Jiminime~"
"Aegyo yapmayı kes Hoseok" demiştim.
"Hyung sen karışmasana ya" diyip tekrar Jimin'e dönmüştü. Jimin ise 'beni kurtar' bakışları atıyordu.

Yan gülüşümle omuz silkmiş, dışarı çıkmıştım. On dakika sonra Jimin gelmişti.
"Of hyung ya niye yardım etmedin?"
"Çok iyi anlaşıyordunuz" diyip gülmüştüm.

Önüme döndüğümde Young Soo'nun bana bakıyor olması beklediğim birşey değildi. Jimin bana dönmüş, sonra baktığım yere yani Young Soo'ya dönmüştü.
"Young Soo?" diyerek yanına ilerledi.
"Jimin?"
"Neden burada bekliyorsun?"
Yanlarına gelmiştim. Young Soo'nun bakışları kısa süreli beni bulmuş, sonra tekrar Jimin'e döndü.
"Ablamı bekliyordum. Okula gideceğiz de"
"Biz aynı okuldaydık öyle değil mi?"
"Evet" diyerek yanımıza gelen Songyeon'a döndük üçümüzde.
"Songyeon?"
"Jimin?.."
"Beraber gidelim mi birşey konuşmak istiyorum seninle?"
"O..olur"
Songyeon, Young Soo'ya dönmüş;
"Sen Yoongi ile gelsen sıkıntı olur mu?" demişti.
Benimle mi? Niye ya? Kendisi gidemiyor mu?
"Kendim gelirim abla"
"Yoongi ile gel diyorum Young Soo"
Songyeon bana döndü.
"Tabi senin içinde bir sakıncası yoksa"
Var.. var olmaz mı?
"Kendisi gel.."
"Onun için bir sakıncası yok değil mi hyung?" Jimin bir yandan benim adıma konuşuyor, bir yandan da beni direği ile dürtüyordu.
"Hıhı" demiş göz devirmiştim.
Jimin Songyeon'un elinden tutmuş ve gitmişlerdi.

"Hadi gidelim" diyip, ilerlemeye başlamıştım. Yan gözle arkama baktığımda arkamdan geliyordu. Tebessüm etmiştim.

Hye Mi'nin, Jin hyungu sevip sevmediğini şimdi sorabilirdim.
"Young Soo?"
"Evet"
"Sana birşey soracağım"
"S..sor"
"Hye Mi'nin hoşlandığı biri var mı?"
"N..Neden?"
"Önemli bir sebebi yok"
"Ondan mı hoşlanıyorsun?"
"Ne?!" Ona dönmüştüm.
"Tabi ki hayır.. Sadece biri için sormuştum.
"Evet hoşlandığı biri var"
"Jin hyung mu?" demiş gülümsemiştim.
"Söyleyemem" diyip, gözlerini kaçırmıştı. "Tamam ben anladım"
"Hye Mi'nin Jin'i sevdiğini mi anladın?" demiş, elleri ile ağzını kapatmıştı. Bu da gülmemi hatta kahkaha atmamı sağlamıştı. Bana şok olmuş bir şekilde, gözleri parlayarak bakıyordu. Kendime gelip önüme dönüp, adımlarıma devam etmiştim.

Hâlâ arkamdan geliyordu.
"Hızlı olacak mısın?"
"Geliyorum ya" diyordu, ama hâlâ yavaştı.
Kolundan tutup çekiyordum. Ama birden çığlık atmıştı.
"Kolum acıyor..lütfen bırak!!" Arkamı dönmüştüm.
"Kolunun sıkmadım bile Young Soo"
"Acıyor"
Gözleri dolmuştu. İyi de sıkmadım bile. Yavaşça kolunun tutup, kolunu sıyırdım.
Ama bu...
"Bunu kim yaptı?!"

¡!Blood and Tears!¡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin