6.Bölüm

88 54 20
                                    

Selamm:)
_______________________________________

"Alev" dedi Betüş Hanım ve umutla gözlerine baktı.

"Betüş teyze iyi misin?" dedi Alev çünkü o gözlerden umut kadar perişanlıkta akıyordu.

"Esma nerede, iyi mi?" diyerek Alev'in sorusunu es geçti. Çünkü onun için kızı daha önemliydi. Kızı iyi değilken kendi iyi olsa neye yarar.

"Hayati tehlikesi kalmamış ama bir gün uyutacaklarmış"

Sadece baş sallamakla yetindi ve gözleri Akın'ı buldu. O gözlerdeki yalnızlık hissi içini yaktı Betüş Hanım'ın. Biliyordu ya Akın'ın yalnızlığını.

(26 yıl önce)

"Ee nasıldı lunapark"

"Çok güzeldi baba"

"Kemal tır" demesine kalmadan tır onlara çarptı. Kadın annelik içgüdüsü ile yanındaki çocuğa sarıldı. Araba takla atmıştı. Üst üste üç takla atmıştı. Bunu görenlet ambulansı aramıştı. Bir grup insan tır şoförüne bakarken bazılarıda onlara bakıyordu. Hepsi baygındı ve o çocuk annesi sayesinde yaşadı. Çünkü annesinin içine demir girmişti ve eğer o kadın, o anne olmasa çocuk ölmüştü. Bir gelecek ölmüştü ama yaşadı. Gözlerini hastahanede açtı çocuk.

"Anne, baba" diye zorla konuştu. Hemşire birşey söyleyemedi. Nasıl diyecektiki öldüklerini? Çocuk kolundaki dikiş izlerine aldırmadan kalktı ve hemşire daha ne olduğunu anlamadan odanın kapısına kadar koştu. O sırada içeri giren doktor çocuğu kucağına aldı ve yatağa yatırdı.

"Annem nerde, babam nerde?" doktor derin bir nefes aldı. Konuşmaya karar verdi ve ağzını açtı. Ama söyleyemeden geri kapattı.

"Doktor abi annem ve babam nerde? Merak etmişlerdir beni." dedi masumca ve doktora baktı. Genç doktor kendini topladı ve konuştu.

"Annen ve baban" cümlesinin devamını getiremiyordu. Bu sefer hemşire tamamladı. "Annen ve baban cennete gittiler ve hep seni izleyecekler" dedi kadın ve çocuğun gözlerinin içine baktı.

"Niye beni almadılar, beni sevmiyorlar mı?" dedi üzgünce ve göz yaşları akmaya başladı. Hemşire yanına oturdu ve ellerini tuttu.

"Hayır seni çok seviyorlar. Ama-"

"Sevseler gitmezlerdi beni bırakmazlardı." ağlaması daha da arttı ve yataktan kalktı. Doktor yanına gitti ve eğilip konuşmaya başladı. "Annen ve baban uyuyorlar. Çok yoruşmuşlar bundan sonra uyuyacaklar hemde cennette. Uyuyan Güzel masalındaki gibi ama sonsuza kadar." dedi doktor ve durumu olabildiğince açıklamaya çalıştı.

"Mutlu olacaklar mı uyuyunca?" diye masumca sordu.  Doktor başını salladı ve göz yaşını sildi. "Hem de çok mutlu olacaklar, gel ben sana ne yaşayacaklarını anlatayım. İster misin?" dedi çocukta baş sallayınca onu kucağına aldı. Yatağa yatırınca o da yanına yattı. Hemşire odadan çıkınca doktor anlatmaya başladı.

"Bak şimdi onlar güzel bir uykuya daldılar. Rüyalarında cennete gidecekler ve orada çok eğlenecekler. Rüyalarında mutlu olmak onlarıda mutlu yapacak" ve sonsuza kadar dinlenecekler ama sen üzülürsen mutsuz olurlar."

"Ama onlar beni göremezki"

"Tam tersine senin o tatlı kalbini hissedecekler. Bu yüzden o kalp mutlu olsun olur mu?" dedi ve başını öpüp ayağa kalktı. "Ben gidiyorum şimdi bana hep mutlu olacağına söz ver" dedi ve elini uzattı.

"Söz" dedi çocuk ve elini sıktı. Doktor çıkınca küçük çocuk annesini ve babasının mutlu olduğunu düşünerek uykuya daldı.

(Bu gün)

Betüş Hanım derin bir iç çekti. O gün kapıdan doktorun çocuğa anlattıklarını dinlemişti. Sık sıkta yetimhaneye onu ziyarete gitmişti. Bazen onu alır kızının yanına getirirdi. O gün hem mesleğini sevmiş hem de ondan nefret etmişti. Küçücük coğuna ailesinin öldüğünü söylemek zordu hemde çok zor. Sadık Bey'in sorusuyla düşüncelerinden sıyrıldı.

"İyimisin hayatım"

"İyiyim sadece o günü düşündüm" dedi ve Akın'a baktı.  O küçük ve masum çocuk büyümüştü. Ve şimdide masumca aşkına bakıyordu. Tıpkı o günün ertesi günü tabutlara baktığı gibi. Onları annesi ve babasının yatağı sanıyordu. Akan göz yaşını sildi ve onu yanına gitti. O da camdan kızına baktı. Ne güzel uyuyordu ama keşke burda değil de evinde,ailesinin yanında uyusaydı.

Esma'nın odasından çıkan hemşire Betüş Hanım'ın yanına gitti. "Bir ihtiyacınız var mı?" dedi sevecen bir tavırla

"Yok, yok kızım" dedi ve tekrar kızına baktı. "Birşey soracağım" dedi ve genç kıza döndü. 

"Tabi, buyrun" dedi ve karşısındaki kadını dinlemeye başladı.

"İçeri girebilir miyim?"

"Bugün giremezsiniz ama yarın hastayı yormamak şartıyla girebilirsiniz"

"Tamam kızım, teşekkürler" dedi hüzünlü bir gülümseme ile

"Önemli değil" dedi ve gülümsedi. Tekrar işine döndü.

"Esma'm iyi misin kızım?" dedi Betüş Teyze ve elini tuttu.

"İyiyim annem, iyiym" dedi zorlukla.

"Esma hepimizi çok korkuttun" dedi Alev ve arkadaşına baktı.

"Eh yaparım öyle şeyler" bu durumda bile dalga geçmesi Ateş'in göz devirmesine yol açtı

"Esma gerçekten sana diyecek söz kalmadı dedi ve Alev'e baktı.

"Bencede burdan çıkınca bir süre görüşmeyelim" dedi ve Ateş'in açık olan eline çak yaptı. Herkes güldü ve bu sefer Akın ile Sadık beye döndüler.

"Kızım benim, ne kadar üzgün bizi" dedi ve akan göz yaşını sildi. Babalar ağlamaz derler. Tam tersine en çok babalar ağlar. Ancak sadece çocukları ve eşi için ağlar babalar.

Bu sefer gözler Akın'a döndü. Akın ise sadece Esma'ya yaklaştı kokusunu çekerek alnından öptü. Geri çekildi ve yüzüne baktı. "Sakın bir daha beni bırakma" dedi.

"Ölüm bizi ayırana dek sevgilim" dedi ve zorlada olsa Akın'ın elini tuttu. Seni ve sizi seviyorum" dedi. Hepsi ona sevgiyle baktı. Ancak biri aşkla...

"Evet hastamızı bırakalım da dinlensin" dedi hemşire ve herkes yavaşca dışarı çıktı.

Hepsinin yüzünde bir gülümseme vardı. Mutlulardı ve sevinçlilerdi. Çünkü Betüş Hanım'ın ve Sadık Bey'in kızı, Alev ve Ateş'in arkadaşı ve Akın'ın da aşkı yaşıyordu...

Tabi kimisininde kahramanı. Bir çok genç kızın kahramanı aslında. Çünkü Esma her zaman yardıma muhtaç kadınların yanında oldu ve onlara destek verdi.

Boşanmak istedi diye şiddet gören kadınların yanındaydı. Kısa giyindiği için öldürülen kadınların yanındaydı. Gece sokata yürüyor diye tecavüze uğrayan kadınların yanındaydı. Sırf bir adamın kendini ve şevkini tutamamasından dolayı öldürülen, şiddet gören ve tecavüze uğrayam kadınların yanındaydı...
_______________________________________

Merhaba arkadaşlar burada bir konuya değinmek istiyorum.

Hikayenin bölümünde de bahsettiğim gibi olayların yaşanması ne kadar saçma değil mi? Hikayelerde bile insanı üzen konuların gerçek hayatta yaşanması...

Ben anlamıyorum ya sırf açık giyindiği için bir kadının öldürülmesi. Yani gerçekten bir düşünün ya. Bir kadını açık giyindiği için öldürmek yerine bir kadının açık giyinmesini sakıncalı hale getirenleri öldürünsene. İlla öldürecekseniz onları öldürün. Gece sokakta yürüyor diye tecavüz edeni, açık giyindiği için rahatsız edeni, bir kadını istemediği halde yanında tutanı, sırf kendini tatmin etmek içşn kadınlara zarar verenleri ve en önemlisi bir kadınında birey olduğunu bilmeyenleri öldürün. Biraz düşünüm ve ona göre davranın. Lütfen!!
_______________________________________

Aşkın Gri Tonu [+18]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin