İçimde mükemmel bir hüzün var...haberlere bakamıyorum. Uzakta olduğum halde bu kadar etkilendiysem oradakileri düşünemiyorum bile 😢
Tekrardan geçmiş olsun herkese 🙏🏼İyi okumalar
Elindeki anahtarın soğuk yüzeyi avucunun ısısıyla bütünleştiğinde aklını kurcalayan soruların hepsini bir kenara attı. Kendi kendisine ne kadar soru sorarsa sorsun cevaplarını alamıyordu zaten.
"Anahtarım niye sende?" Bu belki de cevabını alabileceği tek sorusuydu. İlhan'ın dürüstlüğüne güveni tamdı ama gizli birlikteliği bildiği halde söylememesi güvenini kırmıştı. İlhan'ın bakışları içeriye kaydığında Harun hızlıca elindeki anahtarı saklamak için avucunu sıktı. Küçük anahtar avucunun içinde görünmüyordu artık.
"Harun beni eve bırakabilir misin aşkım?" Duygu'nun tiz sesini duyduğu gibi arkasına dönmüş ve yalandan yüzüne bir gülümseme yerleştirmişti.
"Bende şimdi İlhan'a, seni eve bırakmasını söylüyordum. Midemi bozmuşum karışık yedim galiba." Harun, yalan gülümsemesi gibi yine aynı yalanlıkla yüzünü buruşturdu. Duygu'nun endişeli bir şekilde kendisine doğru gelmesiyle Harun ilk defa yapmadığı bir hareketi yaptı. Ayakları geriye doğru gitti. Resmen kadından uzaklaşmak için yapmıştı bunu. Yaptığı hareketi idrak ettiği an kalbi bas bas bağırıyordu.
'Sevdiğin kadın değil o.'
Kalbi bunu söylerken son birkaç gündür etrafından duydukları da etkiliyordu aslında kendisini. Yalandan buruşturduğu yüzü şimdi tedirgin bir hale bürünmüştü.
"Doktora gidelim mi? İyi misin?" Duygu bir anne edasıyla ateşini ölçmeye çalıştığında gülmemek için dişlerini sıkan İlhan'ın çıkardığı sesleri duydu. Bakışlarını kapıda kıpkırmızı kesilen adama çevirdi. Mide bozukluğuyla ateşin ne alakası vardı değil mi!?
"Ateşin de yok aslında..." Duygu çok ciddi görünüyordu. Harun bakışlarını İlhan'dan çekip karşısındaki kadına çevirdi. İnanamayarak kaşlarını kaldırmayı da unutmadı.
"Hadi ya! Çok şükür...dinlensem geçer o zaman. İyi geceler sana." Harun hızlıca kadının elini kavrayıp üstüne bir öpücük bıraktı. Gayet centilmence bir davranıştı. Sarılmak ya da diğer türlü öpmek istemiyordu. En doğru olanı buydu. Daha doğrusu en mantıklı hareket bu olurdu.
"Tamam hayatım iyice dinlen. Görüşürüz..." Duygu güzelce gülümseyip İlhan'ın yanından geçerken Harun kaş göz işareti yaparak İlhan'a gerekli talimatı vermişti. İlhan anladığını belli ederek kafasını sallamış ve gitmekte olan kadının arkasından ilerlemişti.
Harun daha fazla ikilinin arkasından bakmayıp odasının bulunduğu üst kata çıkmak için harekete geçti. Kapıyı kapatıp adımlarını merdivenlere doğru yönlendirirken göz ucuyla salona bakmayı ihmal etmemişti. Annesi yakın gözlüklerini takmış elindeki tabletten bir şeylere bakarken Nehir kanepeye kurulmuş yaptığı keki yiyordu. Ortalık güvenli olduğuna göre gönül rahatlığıyla çıkabilirdi merdivenleri. Sessiz olmaya dikkat ederken heyecan bedenini sarmıştı. Ne diye heyacan yapıyordu onu da bilmiyordu. Üst kata ulaştığında derin bir nefes aldı. Üç oda bulunan katın değişen duvar tabloları dikkati çekti ilk önce. Ayrıca duvar boyası da değişmişti. Ortak lavabonun önünden geçerken duvardaki tabloları inceleme devam etti. Sanattan anlamadığından bunları kendisinin almadığı bariz belliydi. Annesinin işi olmalıydı. Avucunun içindeki anahtarla oynamayı kesip odasının kapısında durdu ve anahtarı vakit kaybetmeden deliğe soktu. Tek bir çevirmeyle açılmayan kapının anahtarını bir kez daha çevirdi. Açılan kilit sesini duymak bile tüylerini diken diken etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mazi
ChickLitGüneş ışınlarının her biri tenine çarparken mırıldanarak gözlerini açtı. Bedenini ısıtan ışınlar gözlerini kamaştırırken duyduğu melodiye eşlik etmek için dudaklarını araladı. Nereden geldiğini bilmediği müzik sesine ulaşmak için yataktan kalkarken...