Gözlerini kamaştıran güneş ışığının ve kuşların cıvıl cıvıl sesleriyle uykusundan uyandı. Huzur dolu bir şekilde yatağından doğruldu ve camın önünde uçuşan rengarenk ve adeta şarkı söyleyen kuşları görünce şaşkınlıkla gözlerinin büyümesine engel olamadı. İlk defa bu kadar fazla ve renkli kuşu bir arada görüyordu. En son kuş gördüğünde 6 yaşındaydı. Kilise mektup yollanması yasaklandığı için bir gecede tüm kuşları toplatmıştı. Aşağıdan gelen çocuk çığlıklarını duyunca koşar adımlarla pencereye yanaştı ve aşağıya doğru sarktı. Gördükleri karşısında çıplak ayaklarını umursamadan koşar adımlarla merdivenlerden aşağıya inerken kolunu bir cisme çarptı bu Küçükken kırdığı çini desenli mavi vazoydu. Ani refleksleri sayesinde vazoyu yakalamıştı. Elindeki vazoyu inceleyince küçükken kırdığı vazo olduğunu fark etti ama nasıl olabilirdi bu? Her şey git gide garip bir hal almaya başlıyordu. Çocuk sesleri daha da kuvvetlendiğinde artık bahçe kapısından kendini dışarıya attı.
Çıplak ayaklarına değen ıslak şeyin ne olduğu anlamak için ayaklarına doğru kafasını eğdi. Bu küçükken bahçelerinde yetişen yeşil kısa otlardı. Henüz bir şaşkınlığı atlatamamışken dışarda rengarenk giyinen çocukları gördü o çığlıklar korku dolu çığlıklar değildi, Aksine sevinçle oyun oynayan ufak çocuklara aitti.
Bembeyaz elbisesiyle kapının eşiğinde beyaz terliklerini ayağına geçirerek 'Bay Corner.' diyerek seslendi. Clay kafasını çevirerek şaşkın gözlerle kadına baktı. Kadın onun konuşmasına izin vermeyerek. İçten bir gülümsemeyle ‘Günaydın. Bir kaç gündür ortalıkta görünmüyordunuz tatile mi çıkmıştınız.' Dedi. Kısa bir şaşkınlıktan sonra durumu idare etmek için 'Hasta olduğum için dışarı çıkamadım' dedi. Nichol içten gülümsemesini bozmadan geçmiş olsun dedi ve ‘Akşamki şükran yemeğine katılacaksın değil mi?’ diye sordu. Clay yüzüne sahte bir gülümseme takınarak ‘e-evet tabiiki de geleceğim.’ dedi. Bayan Nichol ‘Görüşürüz öyleyse.’ dedi ve kardeşi Tom’a seslendi. Tom ablasına doğru koştu ve ‘Efendim.’ Dedi. Nichole kardeşinin eline para tutuşturarak maketten bir şeyler istedi ve Bay Corner’a ‘Akşam görüşürüz Bay Corner hazırlık yapmam gerek diyerek eve girdi. Clay koşarak eve girdi hızlı merdivenleri çıkıp yatak odasına girdi dolabın önünde durdu içinde renkli ve güzel kıyafetler olmasını umarak gözlerini kapatıp yavaşça dolabın kapağını araladı. Dolabı açtığında gözlerini kamaştıracak kadar renkli kıyafetleri görünce yüzündeki gülümsemeye engel olamadı. Çeşit çeşit kıyafetlerin arasından ona en yakışacak olanı seçti. Yani beyaz gömlekli krem rengi smokini çıkarttı ve yatağın üzerine özenle serdi.
Beyaz gömlekli krem rengi smokini dolaptan çıkarttı ve yatağın üzerine özenle serdi. Dolaba geri dönerek alt raftan rugan kunduraları aldı ve takımın yanına bıraktı. Duşa girmek üzere alt kata doğru ilerledi. Üzerindeki renksiz kıyafetleri çıkartıp bir köşeye bıraktı. Banyo perdesini açıp suyun sıcaklığını ayarladı ve duşa girdi. 15-20 dakika sonra duştan çıktı ve kıyafetlerini giymek üzere odasına geri döndü. Özenle giydi takımın her parçasını. Beyaz gömleğinin üzerine lacivert saten fularını taktı. Krem rengi ceketini giydikten sonra sıra ayakkabıya gelmişti. Ayakkabılarını da giydikten sonra özenle saçını yapmaya başladı. Aynaya son bir kez baktı ve artık davete gitmeye hazırdı. Yatağının başında duran saate baktı saat 19:50’ydi yemek saatine 10 dakika vardı. Bayan Nichol’ün evine gitmek üzere aşağıya indi. Bahçeye çıktı ve Bayan Nichol’ün evine doğru ilerlemeye başladı. Kapının önüne varınca tedirgin ve heyecanlı bir şekilde kapıya vurdu. Bayan Nichol şen şakrak kapıyı açtı."Kimleri görüyoruz? Bay Corner hoşgeldiniz. Buyrun lütfen." Clay harika görünen Bayan Nichol’e baka kaldı. Nichol’ün ‘Bay Corner.’ diye seslenmesiyle kendine geldi. Ve içeriye girdi. Kapının eşiğinde durdu ve salonu incelemeye başladı. Taşlı avizelerden gözlerini alamıyordu kafasını sağa çevirdi ve bin bir çeşit yiyeceklerle donatılmış masayı gördü. Hindi dolması şaraplar meyveler salatalar ve daha birçok çeşit yiyecek vardı. Arka taraftaki koltukta oturan diğer misafirleri gördü ve onları selamladı. Bayan Nichol ‘Şarap alır mısınız?’ diyerek elindeki şarap dolu kadehi Clay’a doğru uzattı. Clay ‘Teşekkür ederim Bayan Nichol çok şıksınız bu gece.’
Bayan Nichol yanakları kızarmış bir şekilde nazikçe gülümseyerek ‘Teşekkür ederim Bay Corner, buyurun komşularımızla tanıştırayım sizi.’
Diyerek koltuklara doğru ilerlediler. Clay içinden ortamın ne kadar sıcak ve samimi olduğunu düşünürken bir anda gözleri karardı ve ne olduğunu anlayamadan bir boşluğa düştüğünü hissetti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİLDORA
FantasiÖzgürlüğün ütopyası. Okunursa ve beğenilirse diğer bölümleri de yayımlayacağım.🥰