66.Bölüm

598 36 35
                                    

<İyi okumalar canlarım>

Tam geri dönücektik ki önümüzde  öykünün tutulduğu evin karşısında duran arabayı bulmuştuk. Çok mutlu olmuştum gaza basıp onların önüne geçmeyi hedefliyordum. Araba bizi farkedince daha hızlı sürmeye başladı. Bizden kurtulmak için çeşitli manevralar falan yaptı ama bizden kurtulamamıştı. Arabanın önüne geçtik ve tam arabanın önünde durduk biz böyle yapınca o da yavaşlamak zorunda kaldı.  Araba arkamızda durduğu an hemen arabadan inip arkamızdaki arabanın yanına gittik.  Bilin bakalım noldu nasıl olduğunu anlamadığımız bişi oldu. Arabanın kapısını açtığımız da sadece arabanın için de bir adam vardı. Ne öykü ne de Meriç vardı arabada. Sinirle kapıyı çarpıp adamı arabadan indirip biraz dövdükten sonra nerede olduklarını sorduk ama cevap anlamamıştık. Adamdan birşey çıkmayacağını anlayınca arabaya bindim. Doğukan şoför koltuğuna oturduğu ve eve doğru hareket etmeye başladık.

                                ~Öykü~
Şoför birden hızlanınca ister istemez biz de öne doğru bir hareket gerçekleştirmiştik. Meriç noluyor neden bu kadar hızlı sürüyorsun diye sordu şoföre o da arkamızda olduklarını söyledi. Barış arkamızdaydı çok sevinmiştim ama bu kısa sürmüştü Meriç yüzünden.

Öykü zamanı gelince bu arabadan atlıcaz tamam mı?

Nee Meriç saçmalama araba hızlı bir şekilde giderken atlıcaz hayır ben yapamam korkarım bende.

Dediğimi yapsan bu sefer cidden sana zarar veririm öykü.

Tamam yaa ne zaman atlıyoruz?

Aferin akıllı kızıma.

Bunu söylerken saçımı okşadı. Yaa ben nasıl atlıcam hayır atlasam da geberirim diye korkuyorum. Atlamazsam da Meriç psikopatı öldürcekti. Bu durumda psikopatın elinde ölmektense atlamak daha mantıklı hem bir bildiği vardır meriç'in inşallah. Birden bacaklarımda ağırlık hissedince noluyor diye ufacık bir bağırtı olmuştu.

Ne bağırıyorsun be kapıyı açmak için şey etmiş.

Haber versene psikopat korktum.

Özür dileriz prenses.

Önemli değil.

Neyse 1 2 3 dediğimde atlıcaksın tamam mı?

Tamam da ben korkuyorum ya atlayamazsam.

O zaman ben seni itmek zorunda kalırım kendi isteğinle atlamak bence senin için daha iyi olur yine de sen bilirsin.

Aynen ben kendi kendime yapsam daha iyi.

Hazırsın yani.

Yani sanırım hazırım.

O zaman 1...

Hemen mi yaa.

2..

Off korkuyorum.

3....

Hemen aşağıya atlamıştım. Bir süre sanki uçurumdan aşağıya yuvarlanıyorum gibi hissettim ya rüyaydı ya da gerçekti. Bir iki saniye sonra gözlerim kapanmıştı

                               ~Meriç~
3 diyince öykü ciddi ciddi atlamıştı. İkimizde biraz yuvarlandıktan sonra bir süreliğine baygınlık geçirmiştim. Uyandığım da odadaydım. Etrafa göz gezdirdiğimde yan yatakta öykü yatıyordu. Adamlarım buraya getirdiğini düşünüp dışarı çıkmıştım. Ama yanlış düşünmüştüm burası benim ayarladığım ev değildi. Karşıma bir adam çıkmıştı.

Uyanmışsınız nasılsınız?

İyiyim de siz kimsiniz neredeyim ben?

Ben çobanım efendim. Koyunlarımı otlatırken sizi gördüm hanımımla beraber sizi buraya getirdik.

Peki deyip adama gülümseyip odaya geri girdim. Öykü hala uyuyordu uyumuyorsa  bile baygındı. Telefonumu elime aldım. Telefon kapanmıştı açmaya çalıştığında açılmamıştı. Telefona küfürler etmeye başlamıştım. Telefonun sarjı da yoktu napıcaktım ben şimdi.

(İ.S) Biz demicek miydin?

Offf iç ses senle ben biriz zaten o yüzden ben dedim.

Yook yaa öykü de var ya ondan biz dedim.

Aa ben onu unuttum kesin uyanınca bağırmaya başlar napıcaz şimdi.

Sen odadan çık çoban ve karısına öyküye eşim falan de ne zaman uyanır diye sorular sor.

İyi fikir de öykü nolacak o kesin böyle bişi yapmaz benim onu kaçırdığımı falan anlatmaya çalışır.

Meriç canım kendim kafayı çalıştır arabada öyküyü tehdit ettin sen ona zarar verme diye arabadan atladı. Bunda da aynı şeyi yaparsın olur biter.

Seninle gurur duyuyorum iç ses. Şuan seni içimden çıkarıp öpmek istiyorum da mümkün değil işte.

Teveccühünüz beyim ben gidiyim artık kolay gelsin sana.

Sağol canım bye bye.

Onun dediği gibi yapmıştım. Çoban ve karısına balayına çıktığımızı tam dağ evine giderken bazı serseriler arabamıza ateş edince bizde kurtulmak için arabadan atladık hikayesini uydurmuştum.  Odaya geri girip öykünün uyanmasını bekledim zaten kısa bir süre sonra uyanmıştı. Etrafa göz gezdirip beni görünce birden ayaklandı. Ben de hemen yanına gelip kesin ben konuşurken bağırır falan diye ağzını kapatıp olan biteni ve söylediğim yalanı anlattım.  Kafa falan sallamıştı ama tehdit edince susmuştu.  Odanın kapı kolu hareket edince elimi hemen çektim ve öyküye göz kırptım.  Odaya çobanın karısı girmişti.

Nasılsınız hanım kızımız.

İyiyim biraz başım ağrıyor o kadar.

Aman iyi olun. Ben sizi yemeğe çağırmak için gelmiştim hadin gidelim.

(Ö) Peki efendim.

(M) Hanımefendi birşey sorabilir miyim?

Tabiki buyurun.

Burda kullanabileceğim bir telefon ya da sarj aleti var mı?

Aşağı köyde sadece bakkalın telefonu var he bide muhtarın ama muhtar bakkaldan daha uzakta.

Tamam teşekkür ederim.

Yemeğimizi yedikten  sonra dışarıya çıkıp biraz gezdim. Birden biri omzuma dokununca irkilmiştim. Kim diye baktığım da öyküydü. Ben ne güzel manzara doğa falan diye izliyordum ama öykü hanım başladı dırdır etmeye susmuyordu da.
En sonunda onun bağırmasıyla ona doğru baktığımda yere oturmuş bir şekilde bağırıp ağlıyordu.. Nolmuştu bu kıza?...

Bir bölümün daha sonuna geldik.
Yazım hataları için şimdiden özür diliyorum.
Bölümü beğenirseniz oy vermeyi unutmayın.
Seviyorum sizleri öpüyorum kocaman😘.



                            

Kaya Koleji Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin