Melih uyandığında ilk önce hiçbir şey anlamadı. Benim ona bakışlarımdan sonra ise kötü bir şey olduğunu sanıp ayaklandı. Ama onu sakinleştirip elini karnıma götürdüğümde anlamsızca bakmaya devam etti. Kızım bir anda hareketsizleşirken onun neden sessizleştiğini anlamaya çalıştığım gibi Melih'e neden onu uyandırdığımı anlattım. Dakikalarca tekrar onun karnımda hareket etmesini beklerken bu beklentinin asla karşılanmayacağını dahi düşündüm. Fakat beni teselli edebilmek için bir şeyler söylemeye başlayan Melih'in sesi ile bebeğim yeniden hareketlenip tekme attı. Eli hâlâ karnımda olan babası ise bunu hissettiğinde haftalar sonra ilk defa güldü. Onunla tekrar konuşup yeniden onu hissetmeye çalışırken ikisinin arasındaki duvarın inceldiğini düşündüm. Ben arada olmadığımda ve onu kucağına aldığında birbirlerine âşık olacaklarının hayali ile mutlu bir sabaha başladım. Yine de henüz o duvar tam olarak yok olmamıştı.
Ocak ayının ortası geldiğinde sınavlarım bitmişti. Diğer dönem için ne yapmaya karar vereceğim öncelikli konu haline gelmişti. İki ay sonra doğum çok yaklaşmış olduğunda okula gitmem söz konusu olmayacakken yeni dönem derslerimi almam ihtimaller dâhilinde değildi. Devam etmediğim derslerden sınavlara girmem de mümkün olmadığından en mantıklı karar bir sonraki bahar dönemine kadar ders seçmemem olacaktı. O zamana kadar doğumu atlatmış ve bebeğim biraz büyümüş olacağından her şey değişmiş, son dönem derslerimi almam için ortam sağlanmış olacaktı. Ve ben o dönemin derslerini verdiğimde de hayatımız için yeni bir sayfa açıkmış olacaktı.
Melih ile ortak aldığımız bir karar son birkaç aydır gündemimizdeydi. Beni buraya bağlayan tek şey olan okulum bittiğinde başka bir şehre taşınmak istiyorduk. Bu konu ilk defa gezmeye karar verdiğimizde, başka ihtimallerin peşine düştüğümüzde açılmıştı. İkimizin birbirimizden habersizken gittiğimiz, ilerleyen yıllarda yaşamayı düşündüğümüz küçük bir şehir vardı. Lisedeyken birkaç arkadaşımla gittiğim Neuchatel'e onunda benim gibi âşık olduğunu, bir gün yerleşmek istediğini gezi planlarımızı yaptığımız sırada öğrenmiştim. Bu ortak isteği okulumdan sonra gerçekleştirmeye karar vermemiz ise son aylarda olmuştu. Kızımızla ile kuracağımız hayatın daha küçük, sessiz ve tarihin içinde kaybolmuş bir şehirde olmasını istiyorduk. Ve Neuchatel'de tam bu isteğimize hizmet ediyordu. Planımızı devreye sokmak için sadece biraz beklememiz gerekiyordu. Sonrasında ise her şey orada çok güzel olacaktı. Ki biz olması için ayarlamalarımızı yapmaya başlamış ve çok sevimli birkaç aday ev dahi bulmuştuk. Artık sadece zamanın geçmesi, gelecekteki evimize taşınacağımız günün bir an önce gelmesi gerekiyordu.
Evde bir yıl sürecek tatilim başlarken evin düzeninde de küçük bir değişikliğe gitme zamanımız gelmişti. İki ay içinde bizimle olacak evin en küçük ve yeni bireyi için bir alan yaratmamız gerekiyordu. Bunun içinde en ideal alan atölyesi çatı katına taşındığından beri Melih tarafından kullanılmayan ikinci odaydı. Orada olan eşyaların taşınmasını bizzat Melih yaptıktan sonra odayı uygun hale getirmek kalıyordu. Aşırı dikkat edilen bir hamile olarak odanın boyanmasında ya da eşyaların yerleştirilmesinde hiçbir şey yapmama izin verilmemiş olsa da küçük eşyalar ve dekoratif dokunuşlar için izin alabilmiştim. Odaya açık yeşil ve küçük dokunuşlar yaptıktan sonra Melih'in çalışma odası gramofonunu da aynı yerine tekrar yerleştirdim. Kızımın en az bizim kadar gramofon ve plaklara yakın olmasını istediğimden doğduğu andan itibaren odasında bir tane olmasından hiçbir zarar gelmezdi. Ki buna benden daha istekli olan kişi gramofonun sahibi oldu.
Kışın en soğuk günleri şubat ayının ilk günü gelip şehri esir aldığında evden çıkmayı bir an bile düşünmedim. İlk hafta biterken sıkıntıdan öleceğimi dahi düşünmeye başlamıştım. Okuduğum kitaplar, izlediğim filmler bir noktaya kadar sıkıntımı alsa da benim sokaklarda dolaşmam gerekiyordu. Ama üşüyüp hastalanmamak için kendimi gönüllü bir hapse mahkûm etmiştim. Bu nedenle meşgul olabilmek için yemek kitaplarındaki bilmediğim yemekleri, tatlıları yapmaya çalışıyordum. Ki yapıyordum da ama günde en fazla birini deniyordum. Ben ve mutfakta kalış süremin artışı yan yana düşünülemezdi. Ve iki kişi için çok fazla yemek yapmam söz konusu olamazdı. Melih hiçbir zaman olmayan ama her zaman masanın başına oturduğunda hatırladığı iştahıyla her şeyi bitirebilirdi ama ne yazık ki onun midesinin bile bir sınırı vardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞEKA
Ficción GeneralAşkı aramazken insan kendini arar. Kendine giden yollar ise her zaman aşktan geçer. Aşkı gerçekliği ile görmemiş olan ne aşkı ne kendini bulur. Lakin aşkla kendini bulan her daim aşkla ve kendiyle de yaşayamaz.