Bölüm 13

25 6 0
                                    


Evden çıkmadan önce Orhan'ın tüm iyi niyetiyle konuştuğu sözlerinin samimiyetine inansam da yapabileceğim bir şey yoktu. Ablamla tüm yaşananlardan ve söylenenlerden sonra aynı evde kalamaz, kalmayı düşünemezdim. Onunla uzun süre görüşebileceğimi ya da yüz yüze bakabileceğimizi bile sanmıyordum. Tatilde Ankara'ya geldikleri takdirde evden uzakta olabilmek için her şeyi yapacaktım. Bu acı ne zaman azalırsa o zaman bile onunla yüz yüze bakmaya katlanabileceğimden emin değildim. Aramızda olmayan sevgiden ve yaşanan tüm acılardan sonra iki düşmandan bile daha kötü bir haldeydik. Tüm bunlar söz konusu iken onun kocasıyla vedalaşmaktan başka bir şey elimden gelmedi. Belki de o son anda öz ablamdan daha çok yanımda olması, destekleyip beni ondan korumaya çabalaması ablamdan daha da uzaklaşmama neden oldu. Ablamın, ailemden birilerinin yapmadığı iyilikleri ya da gösterdikleri şefkatleri yüzünden yabancıları, hayatıma sonradan dahil olanları daha çok sever hale geliyordum. Benden uzak tutulan ilgiyi, sevgiyi ve anlayışı bana veren iki insandan da sebepsizce uzak durmaya çalışıyordum. Çünkü her ikisinde de artık ablamın gölgesi vardı.

Sokakta bavulumla beraber ilerlerken nereye gideceğim konusunda tek bir fikrim vardı. Artık bu şehirde ansızın kapısında belirebileceğim daha çok arkadaşım olsa da onlar arasında sadece birinin yanında kendimi evimde gibi güvende ve huzurlu hissedecektim. Hiçbir yere evim diyemediğim halde evimde gibi hissetmekten başka bir şey istemiyordum. Sorgusuz sualsiz bunu yapabilecek bir kişinin varlığının bilincinde olmak bir karanlık ve sessiz sokakta yalnız olmadığımı hissettiriyordu. Doğum günümde arkama bile bakmadan evden kaçmamın aksine bu defa kaybolmuş değildim. Ve bu bile ayakta kalmama, tüm kötü ihtimallerle tek başıma savaşmama yardım edebilirdi.

Ablamın evinden Melih'in evine kadar olan yolum boyunca bundan sonra yapmam gerekenleri ve yapabileceklerimi düşündüm. Birkaç gün Melih'te kalabilirdim ama misafirlik uzun sürmez, süremezdi. Yurt bulamayacağımı bildiğimden uzun süre önce aramayı kestiğim ev arkadaşları ilanlarını tekrar gündemime getirmem gerektiğini biliyordum. Bu nedenle daha otobüsteyken eskiden takip ettiğim bir sayfayı yeniden ekledim. Kısa sürede onaylandığında metroya inmeden önce birkaç ev arkadaşı ilanının dahi ekran görüntüsünü almıştım. En yakın zamanda onlarla görüşüp eğer kararım o ilanlardan birinden yana olursa annemlere haber vermem gerekecekti. Er ya da geç ablamların yanında ayrılacağımı bildiklerinden bu konuda çok fazla itiraz etmeyeceklerine emindim. Ve ben onlar ne derse desin yardımları olsun ya da olmasın bu işin üstesinden gelecektim. Çok geç kalınmış bir karar olsa da artık yapacaktım.

Merdivenleri birbiri ardına çıkarken onun evden nasıl gittiğini hatırlıyordum. Gözden kaybolmadan önceki son bakışını unutamıyordum. Onunla bu konuda konuşmama fırsat bile bulamadan ablam ile son tartışmamız başlamıştı. Yine onu aramadan ansızın kapısında belirmemi herhangi bir neden anlaşılır ya da bağışlanır kılamazdı. Haber vermeden gelmeleri adet edinmemden kendim bile hoşnut değilken onunda çat kapı kalmaya gelmelerimden memnun olmayacağına dair korkularım vardı. Ondan hoşlandığımı kendime itiraf etmiş ve onunda bu konuda umutsuz olmadığını düşünüyor olsam bile birini, özellikle onu ansızın ziyaret edemezdim. Üstelik bunu yapmama neden olarak sunacağım mazeretlerimin de onun tarafından artık kabul edilmemesinden ve bu duruma tahammül etmekle rest çekmek arasında son karara varmasından korkuyordum. Kendi ablasının bile evinde olmasından hoşlanmadığı, sürekli ötelediği birini, onunla sınırlı bağları olan birinin eve alması, ona tahammül göstermesi ne kadar düşük bir olasılıktı? Onun buna daha fazla katlanması için hiçbir nedeni yoktu.

Son basamağı çıktığımda korkularımdan başka bir şeyim yoktu. Ablamın beni sevmemesi ve ailemdeki herkesi bu yönde teşvik etmesi, sevilmeye değer olmadığıma dair bir kanı oluşturmuştu. Kimsenin beni sevmeyeceği, benimle olmaktan dolayı mutlu olmayacağı gibi pek çok düşünceyle yıllarca yaşamıştım. Birileriyle iyi zaman geçirirken bu düşünceler benim bataklığım olmuştu. Şimdi ise ilk defa birinin beni sevmesini isterken onun bunu yapması için bir neden bulamıyordum. Beni sevebileceğine ve hatta sevdiğine dair işaretler görüyor olsam da bunların yanılgı olmasından korkuyordum. O bana herkesten daha yakın davranmış ve ben de ona kimseyle olmadığım kadar yakınlık kurmuştum. Her şeyin sadece bu kadar olmasından korkuyordum. Onun yardım etmeye çalışırken dostça davrandığı biri olmaktan korkuyordum. Beni sevme şeklinin benim hayal ettiğimden çok farklı olmasından, benim onu sevdiğimi fark ettiğim şekliyle onun beni sevmemesinden korkuyordum.

AŞEKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin