Bölüm 7

35 6 0
                                        


Gecenin devamı planladığımın aksine ilk kısmından bile daha sıkıcı geçerken en azından onu tekrar görmediğim için memnundum. Gecenin sonunda Onur beni siteye en yakın otobüs durağına bırakırken arabadan inmemem için saçmalamaya başladığında ise alkolü ağzı ile içmeyi beceremediğini bir kez daha anlamış oldum. Onun zavallı emellerine benimle, o arabanın içinde ulaşacağını sanması benden daha çok kendini aşağılamasından başka bir şey değildi. Yine de aptallığı onu terk etmem için bir bahane yaratmama, ondan kurtulmama yetti. Arabanın kapısını çarpıp indiğimde beni bir daha aramaması konusunda gayet ikna edici olduğumdan emindim. Fakat sabah arama cesaretini göstereceğini de hiçbir şey olmamış gibi okulda beni bulacağına da adım kadar iyi biliyordum.

Cumartesi sabahı birkaç saat uyuyup uyandığımda akşamdan kalma değildim. Pazar günü yani doğum günümde ne yapacağım ile ilgili planlar yaparak kahvaltı masasında ablam ve çocuklara eşlik ediyordum. Onların kendi aralarında konuşmalarını, planlarını çoğunlukla duymayarak tüm günü uyuyarak geçirmeye karar vermiştim. Daha önce hiçbir doğum günümü ne ben ne de ailem kutlamadığından benim için diğer günlerden bir farkı yoktu. Her yıl doğum günümde dünyadan tüm bağımı kesmekten başka bir şey yapmıyor, yaşamadan günü geçirmeye çalışıyor ve daha önemlisi herhangi bir şey yapmak, o güne en küçük bir anlam vermek istemiyordum.

Onur'un telefonlarına çıkmadığım bir öğleden sonra boyunca odamda film izledim. Orhan iş seyahatinden akşam döneceği için ablam çocuklarla kendi planını yapmıştı. Ablamın doğum günümün bilincinde olarak benden uzak durduğunun ve o günkü plana beni dâhil etmediğinin farkındaydım. Ve bende birkaç gün onunla konuşma ya da ona yakın olma gibi bir istek duymuyordum. Onunla sahip olduğum en kötü anı hiçbir zaman doğum günüme karşı heyecan duymama izin vermemişti. Hatta kendi doğduğum günden bile nefret etmiştim. Hayatımda tek bir kez doğum günüm kutlanmaya büyükannem sayesinden yaklaşmış ve onda da doğum günü partilerinden alabileceğim en iyi payı ablam sayesinde alarak böyle bir eğlence ve işkenceden sonsuza kadar uzak kalmaya ant içmiştim.

Büyükannem yıllar önce okula ilk başladığımda doğum günümü kutlamak için hazırlık yapmış, hatta arkadaşlarımı çağırmamı dahi istemişti. Sonrasında ise ablam doğum günümün ortasına bir kara bulut gibi çökmüştü. Fırtına bir anda tüm evi, tüm günü ve gelecek tüm özel günleri kaplamıştı. Herkesi evine yollamış, bana sürekli yaşanan her şeyin benim suçum olduğunu bağırmıştı. Büyükannem beni odaya göndermeden önce ona bağırıp tokat attığında ise ikisi arasında onun ölümüme kadar son bulmayan bir küslük başlamıştı. O gün ilk ve kesin olarak doğum günü hayali kurmamayı öğrenmiştim. Doğum günleri sadece felaket getirmek, insanı doğduğuna ve yaşadığına pişman etmek için icat edilmiş işkenceler gibi ilk defa o gün bana eziyetlerin en büyüğünü etmişti.

Pazar sabahı uyandığımda ablamla haftalardır süren ateşkesimizin sonlandığının farkında bile değildim. Onlarla beraber kahvaltı yapmamın ardından odama çekilip yine film ve dizi izleme ritüelime başlamakta kararlıydım. Fakat odama girip bilgisayarımın başına geçtiğimde Youtube ve bilumum sosyal medya organlarında gezinmeye başladım. Kulaklığım bilgisayarıma takılıyken elimdeki telefonumda İnstagram hesabım üzerinden insanların benim yaşamamayı seçtiğim günde neler yaptığını takip ediyordum. Arada şarkı değiştirmek için telefonu elimden bırakmam haricinde büyülenmiş gibi ekranıma bakmaktan başka bir şey yapmadım. En sonunda bir şarkı bittiğinde duyduğumu sandığım seslere kadar da asla zaman mefhumunu düşünmedim. Lakin çok kısa bir an duyduğumdan şüphelendiğim seslerin gerçekliğini öğrenmek için müziği kapatıp kulaklığımı çıkardım. Kendime yine bir doğum gününde yapabileceğim en büyük kötülüğü yapıp en kötü hediyeyi vermiştim.

AŞEKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin