Mutfakta bir şeyler hazırlamakla ilgilenirken içeride neler olduğunu konusunda merak duymuyordum. İyi anlaştıklarından ve uslu uslu resim yaptıklarından şüphem yoktu. Ama dikkatimi yapacağım işe veremiyordum. Melih, zaten kafam yeterince onunla dolu değilmiş gibi bir anda çıkıp gelmesiyle yapmam gereken şeyleri engellemeye başlamıştı. Ela beni aklımın ucundan bile geçirmediğim şeylerin ortasına atmış o ise akıntıyı tamamen kendine çevirip ona doğru sürüklenmeme neden olmuştu. Beynimin içinde bağıran görüntüsü bir an bile yok olmayıp tüm dikkati üstüne çekiyordu. Ve bu benim ondan kaçmak istememe yol açıyordu. Fakat kaçamayacağımı biliyordum. Sonuç olarak ise ne ondan kaçabiliyor ne de ona karşı kendimi teslim edebiliyordum. Bir çıkmazın içine girdiğimi bugüne, o ana kadar hiç fark etmemiş ve onu sadece arkadaşım olarak görmüştüm. Ya da öyle olduğunu sanmıştım. Çünkü küçük bir kızın gözümün önünde perdeyi kaldırmasından çok kısa bir zaman sonra bu hale gelebilmemin mümkünü yoktu. Daha öncesinde onunla ilgili düşüncelerimi ve ihtimallerini bastırmış olabileceğimi istemediğim halde kabul etmek zorundaydım.
"Burada olmamdan rahatsız mısın?" Arkamdan gelen sesle hem gerçek dünyaya hem de ona döndüğümde sadece bir adım uzağımda olması konusunda rahatsız olduğumu biliyordum. Fakat onun sorduğu şeyin aramızdaki yakın mesafe olmadığının bilincinde olacak kadar hülyalı düşüncelerimden uzaklaşmıştım.
"Senden değil. Ablamların haberi olmaması biraz tedirgin ediyor. Aldığım nefesi dahi haber verdiğimi biliyorsun."
Rahatsızlığım onu atlatmak için uydurduğum bir şey değildi. Onlardan habersizce eve birini davet etmemem daha öncesinde konuştuğumuz önemli bir konuydu. Melih'in gelmesi ise önceden öngörülemez bir durumdan ibaretti. Onu merakta bırakmıştım ve o da evimin nerede olduğunu bildiğinden buraya gelmekten çekinmemişti. Eğer ablamlar olsaydı ne olacağı konusunda tahminlerim olmasa da onun buraya gelmesine gerek kalamayacağını biliyordum. Melike ve kocası acilen gitmek zorunda kalmasaydı Cuma günü normal plan akışımda Melih ile buluşacağımdan içinde bulunduğumuz anı yaşamayacaktım. Ve belki de Ela ile onun aşkı hakkında konuşmayacak ve benim sandıklara kilitlediğim düşüncelerim bir anda ortaya dökülmeyecekti. Ama hiçbir şey olması gerektiği gibi olmamış ve en sonunda içinde bulunduğumuz anın içine mahkûm olmuştuk.
"Onlar çok uzakta ve asla burada olduğumu bilemezler." Kötü biriymiş ve planlarını anlatıyormuş gibi bana bakarken beni ikna etmekten çok uzaktı. Ondan bir adım uzaklaşıp tezgâha yaslanmadan önce telefonumu elime aldım. Ablama evde arkadaşım olduğuna dair mesaj atmaya hazırlanırken alıcıyı daha anlayışlı birine dönüştürdüm.
"Umalım da eve kamera yerleştirmemiş olsun." Orhan'a mesaj yazmakla uğraşırken öylesine konuştuğumda ablamın bunu yapmış olup olmadığı konusunda ilk defa düşündüm. Evde olabilecek her şeyi bilmek için bundan daha kolay bir şey yapması mümkün değildi. Eğer bir yerlere kamera yerleştirdiyse mesaj atmamın artık bir önemi kalmamış olabilirdi. Ama başıma bela almamak için kamera olma olasılığını görmezden gelerek mesajımı gönderdim.
"Ablanı tanımıyorum ama anlattıklarından sonra kontrol takıntısı olduğunu anlamak zor değil. Bizi şu an izliyor olabilir." Gözünü cam kenarındaki iki saksıya diktiğinde ciddiyetle yakından uzaktan bir ilişkisi yoktu. Aramızdaki mesafeyi kapatıp ellerini iki yanıma koyduğunda meydan okumasının kime olduğu konusunda hükümlerim geçersizdi. "Acaba onu kızdırmak için ne yapabiliriz?"
Melih olması gerekenden daha fazla yakınımdayken nefes alamadığımı fark ettim. Ona yakın olmak zaten onun yüzünden yitirmiş olduğum düşünce kabiliyetimi geri gelemeyeceği konusunda bir uyarı gibiydi. Ondan uzaklaşmam gerektiğini biliyor ama bunu yapmak istemiyordum. O gözlerimin içine bakıp gülümserken aklımda sadece bu anın böylece sonsuza kadar sürmesi vardı. Fakat bu şekilde kalmanın bana yarardan daha çok zarar getireceği düşüncesi ile en sonunda kendimde onu uzaklaştırma gücünü buldum. İttirip geriye sendelemesine neden olurken bunu yapacağımı beklemediğini anlayıp güldüm. Onun aklından ne geçtiğini bilmesem de benimkinden geçmek üzereyken kurtulduğum, bir süre daha ertelediğim şeyler pek hoş değildi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞEKA
Ficción GeneralAşkı aramazken insan kendini arar. Kendine giden yollar ise her zaman aşktan geçer. Aşkı gerçekliği ile görmemiş olan ne aşkı ne kendini bulur. Lakin aşkla kendini bulan her daim aşkla ve kendiyle de yaşayamaz.