46.Bölüm

262 20 19
                                    


~Günlerdir içerisinde bulunduğumuz karantina ve ramazan ayına girmemiz sebebi ile bolümü bir türlü yazma fırsatı bulamadım, umarım bundan dolayı bana kızmazsınız.

Dilerim ki sıkıntılı günlerimiz daha fazla uzun sürmeden biter. Çok şükür ki bu yıl Ramazan Bayramını görebilmek nasip  oldu. Ramazan bayramınız mübarek olsun, hayırlı  bayramlar....

~Keyifli okumalar...

~Lavin'den~


Kulağıma gelen eşsiz ses ile yerimde irkildim, alışık olmadığım  bir melodiye  benziyordu. Muhteşemliği  dile dökülemeyecek türdendi sanırım.

Kendimi daha fazla tutamadım ve ayaklarım kendiliğinden harekete geçti.

Merdivenlerden aşağı indiğimde heryeri bir bir kontrol ettim ancak hiç bir şey  bulamadım. Sesleri atığım her adımda biraz daha yakınlaşıyordu.

Evi baştan aşağıya gezdim  defalarca ama hiç bir yerde yoktu. Öyle farklı ötüyordu ki sanki beni yanına çağırıyordu.

Dayanamadım bahçeye çıkmak istedim belki ordaydı, tekrar aşağı indiğimde Çağlar birşeyler  ile uğraşıyordu. Beni gördüğünde hafif tebessüm ederek uğraştığı elindeki malzemeleri gösterdi. Sanırım yine özel bir tatlı yapıyordu.

Tekrar gelen ses ile beklemeden kapalı olan çıkış kapısını açtım ve bahçeye çıktım. Hava çok güzeldi, güneş tüm ihtişamı ile yeryüzünü aydınlatıyordu.

Hafif esen rüzgarın ılık  sıcağı adete yüzümü okşuyordu, gözlerimi kapatım  istem dışı tebessüm  ettim. Sese biraz daha yaklaşmıştım sanırım.

Gözlerimi  açarak birkaç adım attım, rüzgâr bahçede ki meyve ağaçlarına resmen serenat yapıyor gibiydi. Böyle güzel bir ana uzun zamandır denk gelememiştim.


"Lavin nerdesin saatlerdir seni arıyorum, hadi  ama unutmuş olduğunu  sakın söyleme. Kendimi şurada  yere atar ağlarım yoksa!"

Tabi ki gelen Angı 'nın  sesiydi, hadi ama ne söylemiştim ki unutmuşum! Kahretsin beynimi yemesi kaçınılmaz olucaktı.

"Ağaca çıkıp bana meyve toplayacaktın  hani, çilek istiyorum hadi  ama lütfen!"

Gösterdiği ağaca baktığımda dallarında birbirinden güzel çilekler bulunuyordu. Iyi de çilek ağaçlarda yetişmezdi ki, yine de kafamda ki düşüncelerden sıyrılmak istedim. Sonuçta hatırlamıyor olsam dahi bir söz vermiştim ve kardeşimin canı bir hayli çekiyordu.

Elinde bana doğru uzattığı boş sepeti alarak ağaca doğru yöneldim. Ağaca yaklaştığım her adımda giderek büyüyor gibi geliyordu, tam önünde durduğumda hepsini görebilmek için başımı hafif arkaya doğru attım.

Güneş âdeta onları ışıltısıyla güzelleştiriyor  gibiydi.
Nasıl çıkacağımı  bilmesemde sepeti koluma takarak tırmanmaya yeltendim, o esnada güller  güzelimin sesini duydum.

LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin