M.2

7.7K 242 41
                                    

BÖLÜM ŞARKISI: DUMAN - ÖYLE DERTLİ

...

Abimin geliceğimden haberi yoktu. Abim sanırım şuan işteydi. Bazen mesleği gereği geceleride hastanede oluyordu. Bende alışmıştım artık Geceleri evde olmamasına. Evimiz iki katlıydı. Üst katta sadece benim odam ve misafir odası vardı. Abimin odası alt kattaydı.

Valizimi aldım ve yukarı çıktım. Önce Odamın camını açtım. Buraklarda Tam karşımızda oturuyordu. Şansa Burak' ın odası tam benim Odama bakıyordu. 

Biraz camda hava aldım ve Burak' ın Odasına doğru baktım. Işıkları Yanmıyordu sanırım Elif'i bırakıp gitmişti. Nereye gitmişti bu akşam akşam. Umursamamaya çalışarak banyoya yöneldim ve kısa bir duş aldım. Sonra bornozumu giydim ve banyodan çıktım.

Saate baktım üçe çeyrek vardı. Şuan Bir sigara çok iyi gidebilirdi kafama havluyu sardım ve balkona çıktım. Sigarayı çok içmezdim ama dolabımda vardı bir kaç paket canım çektiğinde ve morelim bozulduğunda içerdim. Paketlerden bir dal sigara ve çakmağı Alıp balkona çıktım. Sigarayı ağzıma Aldım ve yaktım. Uzun bir soluk çektim içime ve dumanı yavaşca üfledim.

Sigarayı içerken sesler duydum ve Telefondan başımı kaldırdım. Allah Kahretsin! Karşımda Burak kaşlarını Çatmış aşırı öfkeli bir şekilde bana Bakıyordu. Bu sefer cidden büyük Sıçmıştım. 

"O ne lan elindeki senin."

"Sigara, neye benziyor." Oha lan ne Dedim ben birden öyle.

"Hemen aşağı in."

"Yoo inmicem banane."

Sigaraya odaklandığı için üstümdeki bornozu görmemiş olacak ki üzerimi süzdü. Tekrar yüzüme baktığında gözlerine baka baka sigaradan bir duman daha çektim ve yavaş bir şekilde üfledim.  "Bencede sen böyle inme. Ben geliyorum." diyerek hızla camını kapattı. Biraz tırsmıştım tabi ama kapı kilitliydi. Noel baba gibi bacıdan girmediği sürece giremezdi eve. 

Kahvenin iyi gideceğini düşünüp aşağı indim. Bahçenin ışığı mutfağı yeteri kadar aydınlattığı için ışığı açmaya gerek duymadım. Mutfak la bahçe yanyanaydı. Işık hemen içeri düşüyordu. Dolaptan kahveyi aldım ve yapmaya başladım.

Cezvede ki kahveyi alıp fincana döktüm. Alıp odama çıkacaktım ki arkama dönüp Burak abiyi görmemle panikle çığlık atıp kahve fincanını elimden refleksle fırlattım. Burak abinin birden "Siktir." diye bağırdı. Ay Allahım dağ gibi adamı yakmışım. Gitti çocuklarımın babası. 

''Burak abi ben bilemedim öyle aniden çıkınca şey elimde şey oldu." Sert bir şekilde yüzüme baktı  "İyi misin çıkar tişörtünü." Korktuğumdan dolayı kısık sesle mırıldanmıştım. "Söz dinlemen için korkutmak gerekiyor demek ki seni. Kedi yavrusuna dönüyorsun."  Birden gözümün dolması ve ağlamaya başlamamla Burak;

"Ağlama güzelim. İyiyim ben ufak bir yanık." Ay o bana güzelim mi dedi? Neyse şuan konu bu değil resmen evimin direği, çocuklarımın babasını yaktım ya.

"Ben çok çok özür dilerim banyoya gidip krem sürelim ya da sen otur şuraya ben getiriyim." dedim ama inatçı laf dinler mi?

"Gerek yok evde bakarım ben."

"Ya saçmalama ben yaktım bakıyım lütfen." dememle tişörtünü çıkardı. Oldukça yapılı bir göğsü vardı. Göğsünde ve kollarında bir kaç dövme vardı. Göğsü tüylüydü ama bence böyle daha iyi duruyordu. Allahım sana geliyorum kaslara baK nazar değmesin diyordum ki içimden Burak;

"Ne öyle bakıyorsun kızım içime düşecek gibi."

"Saçmalama Burak abi sen salona geç, ben krem alıp geliyorum." deyip arkama bakmadan yukarı çıktım. Resmen kaslarını süzerken yakalanmıştım. Dolaptan kremi alıp aşağı indim. Burak koltuğa oturmuş beni bekliyordu bir dakika şimdi bunu benim mi sürmem gerekiyor? Tabii ki ben sürücektim, kaçmaz bu fırsat.

"Burak abi buldum." dememle bana döndü."

"Tamam ver bana sürerim ben." Biraz daha ısrar ederse "Sürmeden bırakmam." diyip kucağına atlayacaktım. "Olur mu öyle şey ben yaktım ben sürerim." dedim.

"İyi sür şunu sonra senle konuşmamız gereken şeyler var." dedi. "Ne gibi mesela?" Oturduğu  koltuğun karşısındaki sehpaya oturdum. "Sigara içmen mesela."

"Of şu konuyu uzatmayalım arada öyle içiyorum sana denk geldi." Oturduğu yerde dikleşip üzerime doğru eğildi

"Konu sadece o değil ki sen niye el kadar bornozla balkona çıkıyorsun kızım? Millete oranı buranı göstermeye çok mu meraklısın?"

"Ne diyorsun sen ya." diye cırladım o ses benden mi çıkmıştı ya. Beni böyle bir şeyle itham etmesini beklemiyordum.

"Sanane al şu kremi defol git evimden bir daha da ne giyip ne yaptığıma karışma. Sen benim abim değilsin karışma bana."  Bunları duymayı beklemiyordu sanırım. Yüzü düşmüştü ve ben kadar sert konuştuğuma pişman olmuştum. Onun kadar gaddar olamıyordum.

"Haklısın ben kimim ki? Sen rahat rahat takıl karışmam artık sana." demesiyle arkasını döndü.

"Burak abi öyle demek istemedim, özür dilerim ama çok ağır konuştun tutamadım kendimi."  Dediklerime kulak asmadan mutfaktan kahve dökülmüş tişörtünü alıp giydi ve bahçe kapısından çıktı.

Ne yapıcaktım ben şimdi? Ne güzel krem sürücektim onuda geçtim adamın kalbini kırdım. Suçsuz durumdayken suçlu duruma düştüm. Nasıl alıcaktım ben onun gönlünü?

Odama çıktım ve camdan odasına baktım. Perdesi kapalıydı. Valizimin hemen üzerinde olan pijamalarımı giyip yatağa girdim...





Bölüm hakkındaki düşünceleriniz?

Burak?

Almira?

Elif?

Mert?





MEYUS [DÜZENLENİYOR]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin