19

3.4K 205 132
                                    

Burak' ın ağzından.

Yüzüme vuran güneş ışınlarıyla gözlerimi araladım. Vücuduma koala misali sarılmış sevgilime çevirdim. Güneş yüzüne düştüğü için huzursuz bir şekilde uyuyordu. Anlına kısa bir öpücük bırakıp onu seyretmeye başladım. Çok güzeldi. Kollarının arasında savunmasız bir şekilde yatması beni mahvediyordu. Çıplak göğüsleri vücuduma temas ediyordu. Bu da benim uzaklığı haliyle şaha kaldırmıştı. Onun için her zaman hazırdı.

Dayanamayıp dudaklarına uzun bir buse bıraktım. Geri çekildiğimde gözlerini aralamış bir şekilde bana baktığını gördüm. Gülümseyerek "Günaydın sevgilim." Dedim. Bir an önce yataktan çıkıp üstünü giymesi gerekti. Çok zor tutuyorduk kendimi. Her kıvramını hissediyordum. "Günaydın canım." Yorganı üzerine çekip yavaş bir şekilde doğruldu. Üstünden yorganı çekip Almira' yı üstüme çektim. Karın kaslarıma temas eden kadınlığıyla kısık sesle inledim. Şaşkın bir şekilde beni seyrediyordu. "Islanmışın." Dedim fısıldayarak. "Ya Burak." Diye sitem edip kafasını göğsüme gömdü. "Üzerimde daha fazla hareket edersen iyi şeyler olmayacak." Dememle kucağımdan kalkmak için doğruldu. Belinin iki yanından tutup arkaya doğru ittim. Dudaklarıni dişleyerek bana bakıyordu. Etkilendiği her halinden belliydi. Şimdi tam çıplak erkekliğimin üzerinde oturuyordu. Tekrar kalkmaya çalıştığında sertçe bastırdım.
"Kalkma otur biraz."

"Ama çok utanıyorum." Bu halleri beni çok keyiflendiriyordu. "Dün gece yaptıklarını unuttun galiba." Sinsi bir şekilde gülümseyip "Unutmadım." Dedi ve sürtünmeye başladı. Çok şaşırtmıştı bu beni. Kulağıma doğru eğilip "Ama sen kendi yaptıklarını unutmuş gibisin." Diyerek yataktan kalktı. Yerdeki çamaşırlarını alıp odanın diğer ucuna koştu. "Hele bir gel yanıma çığlık atarım." Dedi. Beni erekte bir şekilde bırakmıştı. Bunun hesabını sorardım. Resmen yarım bırakılmıştım. "Git bakalım, sana bunun hesabını sorarım ben." Dedim. Keyifli bir sekilde gülümsedi. Üstünü giyinmiş, kapının önünden bana bakıyordu. "Üstünü ört canım üşüme. Ben kaçtım hadi sağ eline kuvvet." Dil çıkartıp odadan çıktı. Dili gittikçe açılıyordu. Bunun hesabını çok kötü bir şekilde soracaktım.

...

Almira evden gittikten sonra üstümü giymiş, bir şeyler atıştırıp işe gelmiştim. Önümde ki dosyalarla ilgileniyor bir yandan da çalışanları dinliyordum. İşler baya birikmişti. Kapı tıktıklanınca dosyalardan kafamı kaldırıp kapıya baktım. "Gel." Dedim gür bir sesle. Asistanım Pelin gelmişti. "Efendim sizi görmek isteyen biri var. Randevusu yok ama ısrarla girmek istiyor." Çalışanlara dönüp "Siz çıkabilirsiniz detayları toplantıda konuşalım." Onaylayıp hepsi odadan çıktı. "Gelsin kimse." Dedim. "Tabi efendim." deyip odadan çıktı. Arkama yaslanıp gelicek kişiyi beklemeye başladım. Merak etmiştim. Kapı tıktıklanmadan içeri girildi. Gelen Eylül' dü. Bir düşmemişti yakamdan. Gülümseyerek yanıma doğru yaklaştı. Yanıma gelip masanın üzerine oturdu ve bacaklarını araladı. Üzerinde kırmızı kısa bir elbise vardı. Ne yapmaya çalışıyordu? "Selam sevgilim. Bak bana kırıldın, biliyorum. Özür dilerim. Ama sana bir sürprizim var."

"Süprizinde sen de umurumda değilsiniz. Kendini daha fazla küçük düşürmeden git buradan." Dediklerime aldırış etmeden. Elimi tuttu. "Seni çok özledim, içimde olmanı beni sert bir şekilde becermeni özledim. Her gece seni düşünüp kendimi tatmin ediyorum. Dön artık bana." İgrençti, tek kelime ile iğrençti. "Güvenliği çağırıyorum." Şirket telefonuna uzanıp güvenliği tuşladım. "Hayatımda yerin yok senin anla bunu artık." Boşluğumdan faydalanıp elimden telefonu çekti. Sinirlenmeye başlamıştım. "Burak, bu nasıl denir bilmiyorum ama ben hamileyim. İki aylık hamileyim. İkimizden bir parça taşıyorum."

Çok gecikti biliyorum. Çok özür dilerim fakat emegimin karşılığını alamıyorum. Okuyan herkes lütfen oy verip yorum atsın. Şimdiden teşekkürler.

SINIR: 150 OY 300 YORUM

MEYUS [DÜZENLENİYOR]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin