O.P | 5

49.7K 2.3K 631
                                    


Sorularınız için beni İnstagramdan takip edebilirsiniz, kullanıcı adım : @gulsahhcann

_________

Uzay'ın açtığı müzik sesiyle gözlerimi aralarken düne göre daha huzurlu hissediyordum kendimi. Tanıdık melodi odamın her bir köşesini doldurdu. Bakışlarımı tavanda sabitlerken, bir süreliğine kendime gelmek adına bekledim.
Cumartesi günlerini severdim.
Benim için hareket günüydü, bugün. Normal şartlarda kendi evimdeyken her cumartesi üşenmez, sabah erken saatlerde kalkar meditasyona başlardım. Bedenimi ve zihnimi rahatlattıktan sonra ise koşu için evden çıkardım. Gün daha yeni aydınlanıyor olurdu ancak burada bunu yapabileceğim bir koşu alanı olup olmadığını henüz bilmiyordum.
Öğrenene kadar da ertelemeyi seçtim yataktan kalkarken.

''Ya sen yine ne yapıyorsun burada?!''

Kapım aralıktı.
Üstelik Yoğurt kendini kapı aralığından içeri atmış, yerde yuvarlanıp duruyordu. Bir şeyler atarak onu kovmak istedim odadan. Sonra ise buna üşendim ve boş vermeye karar verdim.
Nasıl olsa odada zarar verebileceği başka bir şey yoktu.
Kıyafetlerimi bavulumdan çıkarmamıştım bile. Odadan çıkarken canı istediğinde odamı terk edebilsin diye kapıyı açık bıraktım ve mutfağa doğru yürümeye başladım.

''Günaydın.''

Uzay çalan şarkıya kaptırmıştı her zamanki gibi kendini. Bu kez uyuz olmak ya da gözlerimi devirmek yerine bu haline gülümserken ''Günaydın!'' dedim sesimi yükselterek. Beni fark ettiği an nefeslendi ve yorulmuş gibi kendini tabureye bıraktı.

''Günaydın, kısayım mı sesini rahatsız olduysan?''

Hayır anlamında başımı salladığımda ''İşin var mı bugün?'' diye sordu.
Yoktu.
Ne işim olabilirdi ki? Kimseyi tanımıyordum Uzay'dan başka.
Yaşadığım durumlara sinirlenip inadımdan okula da gitmemiştim birkaç gündür.

''Hayır. Neden sordun?''

''O halde bugün evle ilgili düzenlemeler yapabiliriz, hem benim de işim yok.'' Bir şey hatırlamış bir ifadeyle yerinden kalkarken raflardan birinde bulunan kavanoza uzandı, içinden bir miktar para çıkardı.

''Unutmadan bunu vereyim sana.''

Elindeki parayı bana uzattığında ağzım aralanmıştı. Dünkü konuşmamızın bu kadar hızlı sonuç vermesine ve Uzay'ın yaptığı yanlışları bir bir düzeltmeye çalışıyor oluşuna, en azından buna harcadığı çabaya şaşırmıştım doğrusu.

''Ne bu?'' dedim anlamazdan gelerek. Fakat zeki biri olduğunu başından beri biliyordum. Kim bilir, kafasında kırk tilki dolanıyordu belki de. Pratik bir zekası vardı ve olaylara karşı bakış açısı, çözüm yeteneği beni şaşırtmazdı bundan sonra onun hakkında duyacaklarım için.
Her neyse, kafamı salladım kendime gelmek adına. Detaycılığım yüzünden sık sık konulardan sapardım zihnimde ancak Uzay konusunda kendime sürekli onu övecek detayların altını çiziyor oluşum da kendi gözümden kaçmadığından, bu beni rahatsız eden bir şey haline geliyordu artık.

''Biliyorsun işte, senden aldığım para.''

Benden aldığı paradan fazlası vardı elimde tuttuğum tomarda. ''Fazla değil mi biraz?'' diye sordum hala parayı inceliyorken. Kafasını iki yana salladı ve tekrar tabureyi çekti kendine doğru. Sandviçini yemeye devam ediyorken konuştu.

''Senden zaten üç aylık kirayı buraya gelmeden önce almıştım. Bir de geldikten sonra sokakta kalmayalım diye tekrar ödemek zorunda kalmıştın. Birkaç gün sonra evden ayrılacağını da hesaba katarsak...''

OLBERS PARADOKSU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin