Nurgül Abla'nın gelişiyle birlikte, nefes alışverişlerimizin boş dairede yankısı kulaklarımı dolduruyordu yalnızca.''Size diyorum çocuklar? Hem ne yapıyorsunuz siz bu saatte burada? Bir uyandım, evde kimse yok.''
Cümlesiyle birlikte, konuşmalarımızın yalnızca son kısmını duymuş olduğu kanıtlanırken, zaten tamamını duymuş olsaydı şu an beni kolumdan tutup sürüklemesi ve yalnız kalacağımız bir yere vardığımız an ondan ne sakladığımı öğrenmeye çalışıyor olması gerekirdi. Bu nedenle rahat davranmalı ve bir tuhaflık sezmesine engel olmalıydım.
''Ecem'in annesinden söz ediyorduk.'' dedim düşünmeden aklıma gelen ilk yalanı sıkmak için yeterli süreyi kendime kazandırırken. ''Şey, Ecem ev değiştireceğini annesine haber vermemize gerek olmadığını söyleyip duruyordu da...''
Ecem anlık bir şoka uğrasa da ifadesini hemen toparladı. ''Evet.'' dedi bekletmeden. ''Bence anneme yeni bir eve çıktığımı ve ev arkadaşımın değiştiğini anlatmama gerek yok ama çocuklar ısrar ediyorlar işte.''
Gülümseyerek araya giren bu kez Uzay oldu.
''Sen dediğimiz gibi yine de bahset annene. Hem madem o kadar önemli bir şey değil, zaten üzerinde durmayacaktır. Sonradan duyup da hayal kırıklığına uğramasın kadıncağız ona anlatmadığın için.''
Nurgül Abla bir bana, bir Ecem'e, bir Uzay'a çevirdiği kafasını sonunda elleriyle tuttu ve ''Çocuklar bunu konuşmak için fazla erken bir saat seçmemiş misiniz sizce de?'' diye sordu son derece haklılık payı barındırarak. Uzay aramızdan sıyrılarak Nurgül Abla'ya doğru ilerlerken ''Ben Gece'ye söyledim ama dinleyen kim Nurgül Abla'cığım.'' dediğinde yumruklarımı sıkarak kendimi ve yüz ifademi kontrol altında tutmaya çalışıyordum.
''Ya tabii. Benim fikrimdi erken saatte buluşmak. Sonuçta hemen halletmemiz gerekiyor bir şeyleri. Daha Ecem'in evinden eşyalar taşınacak.''
Elif sessiz bir şekilde kollarını birbirine bağlamış, durumdan alakasız olduğu yerde dururken Nurgül Abla bir anda ''Bu kızımız kim?'' diye sordu bu kez. Elif kendini tanıtmak üzere elini Nurgül Abla'ya uzatırken son derece samimiyetsiz – ya da ben öyle olduğuna inanıyordum – bir gülümsemeyle ''Ben Elif. Memnun oldum efendim, Uzay'ın arkadaşıyım.'' dedi. Nurgül Abla'ysa nedenini anlayabileceğim bir memnuniyetle ''Kız arkadaşı mısın yoksa?'' diye sordu bu defa. O an yerin dibini boylamak ve bir daha oradan çıkmamak istiyordum.
"Sadece bir arkadaşım Nurgül Abla'cığım."
Verdiği cevaba ve tepkisine gülümsemek istemiştim ancak kendimi bir şekilde durdurmayı başardım. Hem neden net bir şekilde 'hayır' dememişti?
Hiçbir şeyden emin değilken ve her şey hakkında çeşitli çelişkiler oluşturduğum bir dönemdeyken emin olduğum tek şey, Uzay'ın fena halde kafamı karıştırıyor olmasından başka bir şey değildi.#
Ecem, Nurgül Abla'nın herhangi bir şey anlamamış olmasından emin olduktan sonra ''O halde ben annemle konuşayım. Hem dersim de vardı, hazırlanıp çıkayım da geç kalmayayım.'' diyerek üst kata doğru hareketlenirken diğerleri de onu izlediler. Nurgül Abla hala bazı sorularla Gece'yi abluka altına almaya devam ediyordu ancak Ecem'in uykusuzluk üstüne bir de Nurgül Abla'nın sorularıyla uğraşacak ve yeni yalanlar uyduracak enerjisi yoktu. Bu nedenle kulaklığını taktı ve bir süre annesiyle konuşuyor gibi yaparak Gece'nin odasında giyinmeye başladı.
Koridora çıktığı sırada Nurgül Abla, Ecem'i soru yağmuruna tutmak için hazırda bekliyordu ancak Ecem hala annesiyle konuşuyormuş gibi yaparak bundan da sıyrılmayı başarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLBERS PARADOKSU (TAMAMLANDI)
Teen FictionÜniversiteyi şehir dışında kazanan Gece, bir kız profilinin tıpkı kendisi gibi ev arkadaşı aradığı ile ilgili ilana denk gelir. Profile mesaj atarak karşısındaki kişiyle anlaşır ve yeni hayatının başlamak üzere olduğu şehre doğru yola çıkar. Ancak...