Geçen iki saatin ardından Uzay masamıza ikinci kez gelmemişti. Bu durum, Elif'le ne konuştukları konusunda merakımın artmasına neden olurken Uğur ''Onun da istediği tam olarak buydu işte.'' dedi suflesinden bir kaşık alıp ağzına attığı sırada.''Neymiş istediği?''
''Sen dikkatini bana vereme diye bilerek Elif'le geldi ve gözün hep onun üzerinde olsun istiyor. Bence Elif'i kıskandığının farkında."
"İyi de bu çok basit bir hareket değil mi?"
"Şu an üzerine gelmek istemem ama aynını biz de yapmıyor muyuz Gece? Hem ben Elif'in de benim gibi her şeyin farkında olduğunu düşünüyorum. Eğer rızasıyla buradaysa, Uzay'ı pek suçlamamalısın bence."
Derin bir nefes aldım. Ardından eğleniyormuşum gibi görünmeye çalıştığım iki saat boyunca olduğu gibi gülümsemeye zorladım kendimi. Uğur tatlısını bitirdikten sonra ''Seni eve benim bırakma mı ister misin?'' diye sordu.
''Kalkıyor muyuz?''
''Bence onlardan önce kalkmalıyız ki Uzay onu gözetlemek için burada kaldığımızı düşünmesin.''
''Haklısın.'' dedim su dolu kadehimden bir yudum alarak. ''O halde ben bir tuvalete kadar gideyim. Döndüğümde kalkarız.''
Masadan kalkarak Uzay ve Elif'in oturduğu masanın yanından, yüzlerine bile bakmadan geçtim ve tuvaletlerin olduğu kısma doğru yürümeye başladım. İçimden Uzay'a deli gibi söylenmeye devam ediyordum bir yandan da. Ben, onun buraya gelerek bana olan duygularını tüm dürüstlüğüyle, en önemlisi de artık kafa karışıklığına yer vermeden haykırmasını beklerken, o Elif'le gelerek beni iyice uzaklaştırıyordu kendinden. Peki Uğur haklı olabilir miydi?
Kısa bir süre sonra tuvaletten döndüğümde, Uzay ve Elif oturdukları masada değillerdi. Uğur'sa hesabı çoktan ödemişti ve kapıda beni bekliyordu. Yanına doğru yürümeye başladığımda, Uzay'ın da orada, Uğur'un yanında dikildiğini görmekte gecikmemiştim. Tüm gülümsememle birlikte yanlarına doğru ilerledim.
''Geldin mi canım?''
Uğur elini belime attığında, Uzay'ın yüzündeki kasların gerildiğini görebiliyordum. ''Gidelim mi?'' diye sordu Uğur yeniden bana dönerek. Cevaplamak için ağzımı açtığım esnada Uzay araya girerek konuşmama izin vermedi bu defa.
''Aslında biz de dağılıyorduk tam. O yüzden sen hiç zahmet etme Uğur kardeş, malum biz Gece'yle aynı eve gidiyoruz.''
Uğur gülümsemesinden ödün vermezken gözlerim Elif'i arıyordu. ''Sen kız arkadaşını eve bırakmayacak mısın?'' diye sordu Uğur Uzay'a son derece imalı bir tavır takınarak. Uzay'sa, Uğur'a tıpkı onun gibi gülümseyerek ''Elif benim yalnızca arkadaşım.'' şeklinde yanıt verdi. ''Hem evet, o da bizimle aynı yere gidiyor zaten. Takside bizi bekliyor.''
''Ben Uğur'la gitsem iyi olur Uzay, evde görüşürüz.''
Uğur'a doğru döndüğümde, yüzünde onaylayıcı bir bakış yakalamıştım ve bu doğru bir hamle yaptığımın kanıtıydı. ''Arabayı şimdi getirirler.'' dedi gözlerini gözlerimden ayırmadan. Bu sırada Uzay'ın yüzüne bakmamak için baya bir direnmem gerekmişti ancak buna değerdi. Onu kızdırdığımı biliyordum. Ancak o buraya Elif'le gelerek eline geçen en doğru fırsatı da yok etmişti.
#
Uğur'la bir saat kadar daha oyalandıktan sonra nihayet evin önünde durduk. ''Sana ne kadar teşekkür etsem az.'' dedim kemerimi çözerken.
''Lafı bile olmaz. Umarım bir an önce Uzay'ın aklı başına gelir ve tüm bunlara gerek kalmaz.''
Umudu kesmek üzereydim. Uzay'ın aklının başına gelebilmesi için beni kaybettiğini görmesi yeterli olmamıştı. Daha ne yapabilirdim, bilmiyordum. Bu nedenle ''Bakalım, bundan sonrasını zaman gösterecek.'' diyerek arabadan indim ve apartmana girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLBERS PARADOKSU (TAMAMLANDI)
Teen FictionÜniversiteyi şehir dışında kazanan Gece, bir kız profilinin tıpkı kendisi gibi ev arkadaşı aradığı ile ilgili ilana denk gelir. Profile mesaj atarak karşısındaki kişiyle anlaşır ve yeni hayatının başlamak üzere olduğu şehre doğru yola çıkar. Ancak...