''Anlamadım? Ne demek yeni ev arkadaşım Elif olabilir?"Uzay, birkaç saniye kurduğum cümleyi kendince düşündükten sonra ''Baya, bildiğin dümdüz Elif olabilir işte.'' dedi. Anlık bir sinirle ''Başkasını bulamadın mı gerçekten?'' diye sordum. Saniyeler içinde yanlış bir soru sorduğumun ve bu durumun Uzay tarafından bana karşı kullanılacağının bilincine varmıştım ancak iş işten geçmişti artık.
''Neden buna bu kadar öfkelendin anlamıyorum. Sonuçta sen bu evden gittikten sonra aramızdaki tek ilişki olan ev arkadaşlığı da bitecek ve tıpkı geçen gün bana söylediğin gibi bir daha beni görmek zorunda kalmayacaksın.''
Verecek mantıklı bir cevap aradığım sırada Ecem'in ''Ne oluyor?'' diyerek mutfağa girişi bana biraz olsun zaman kazandırmıştı. ''Sesinizden uyuyamadım.''
''Arkadaşına o gittikten sonra eve kimin yerleşeceğinin haberini verince biraz öfkelendi. Olan bu.'' dedi Uzay yüzüne yerleştirdiği o ukala gülümsemesiyle mutfak tezgahına yaslanırken. Ecem ''Kimmiş?'' diye sorduğunda ''Elif.'' dedim yine kendimi tutamayarak.
''Bak! Yüzünden de anlayacağın üzere bu durumdan pek mutlu olmadı.''
''Beni ilgilendirmeyen bir şey için öfkelendiğimi iddia etmen çok saçma.''
Uzay hayretle Ecem'e dönerken ''İddia falan etmiyorum, görebiliyorum. Sen de görmüyor musun nasıl öfkelendiğini?'' diye sordu bu kez. Ecem'e kaş göz işareti yaparak beni desteklemesi için baskı uygulamaya çalışıyordum ancak Ecem kendi düşüncelerini hiçbir baskı altında kalmadan ifade etmeye öyle alışmıştı ki ''Aynen öyle. Baya baya öfkelenmişsin hem de.'' diyerek yapıştırdı cevabı.
''Öfkelenmedim diyorum size.''
''O halde kıskandın.''
Gözlerim Uzay'ın cümlesiyle büyürken ''Hayır!'' diyerek başka bir inkar moduna soktum kendimi. Ancak haklılık payı olduğu düşüncesi sinirlerimi bozmaya devam ediyordu kendi içimde.
''Kıskanmadıysan ve öfkelenmediysen, neden Elif'in adını duyar duymaz kıpkırmızı oldun Gece?''
''Çünkü-'' diyerek birkaç saniye daha düşünüp kendime zaman kazandırmaya çalıştığım sırada Uzay yeniden gülmeye başladı. ''Ben cevabımı aldım.'' dedi elindeki bardağı masaya bırakarak.
''Neymiş aldığın cevap çok merak ettim doğrusu. Yine neyi yanlış anladın acaba.''
Ecem, kafasını bir bana bir Uzay'a doğru çevirerek aramızdaki saçma ve anlamsız tartışmayı holigan bir seyirci gözüyle izlemeye devam ediyordu. Elinde bir tek çekirdeği eksikti şüphe yok.
''Bu evden alelacele taşınma isteğinin nedenini çözdüm artık.''
''Neymiş bu isteğimin nedeni?''
''Korkuyorsun.''
''Neyden korkacağım?''
''Kendinden.''
''Ne saçmalıyorsun Uzay?''
''Değişmeye ve artık duygularını serbest bırakmaya başladın. Bu yüzden bana aşık olmaktan korkuyorsun ve bunu kontrol edemeyeceğini düşündüğün için de benden kaçıyorsun.''
''Bu duyduğum en büyük saçmalık!"
Rahat davranmaya çalışıyor ve sanki Uzay'ın söyledikleriyle ilgili en ufak bir kaygımın olmadığına dair onu ikna etmeye çalışıyordum ancak haklıydı. Tam bu evde yaşamaya alışmaya başlamışken, bana olan itirafı ve öncesinde yaşananlar da ondan kaçmam için yeterli bir sebepken şimdi bir de bunu fark ettiğini söylüyor, beni bir de buradan sıkıştırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLBERS PARADOKSU (TAMAMLANDI)
Novela JuvenilÜniversiteyi şehir dışında kazanan Gece, bir kız profilinin tıpkı kendisi gibi ev arkadaşı aradığı ile ilgili ilana denk gelir. Profile mesaj atarak karşısındaki kişiyle anlaşır ve yeni hayatının başlamak üzere olduğu şehre doğru yola çıkar. Ancak...