BÖLÜM 9: Figüran

411 67 25
                                    


Dokuzuncu bölüme hoşgeldiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dokuzuncu bölüme hoşgeldiniz. Kitabıma devam ederek bana destek olduğunuz için teşekkür ederim. Yorumlarda sahne ve bölüm hakkında ki düşüncelerinizi belirtmeyi, bölümü oylamayı ve eksik gördüğünüz kısımları belirtmeyi unutmayın. Keyifli okumalar dilerim 🤍

***

MAHKEME GÜNÜ SAAT 09:45

Avukatımızla birlikte duruşmanın görüleceği salona doğru ilerliyorduk. Kalbim heyecandan deli gibi atıyordu. Hakimin bugün verecek olduğu karar benim hayatımı büyük oranda değiştirecekti. Ya özgürlüğe gidecektim ya da cehennemim en derin çukurunda ızdırap çekecektim. Bu iki durum yalnızda hakimin iki dudağının arasından çıkacak olan kelimelere bakıyordu. 

Gerginliğimi yüzümden okuyan annem elimi güven verircesine sıkıp gülümsedi. Onun gülümseyişi korkumu azaltmamıştı belki ama cesaret vermişti.

Salonun girişine geldiğimiz de kapıda bekleyenlere dikkat kesildim. Serkan, yandaşları, avukatı ve kelimenin tam manasıyla torbacı kılıklı birisi vardı. Suçu üstelenen kişinin o olduğu ortadaydı.  Serkan ve yandaşları klasik olan 'Suçluyum ama takım elbisem var bu yüzden beni serbest bırakmalısınız' tarzında giyinmiş isimlerimizin okunmasını bekliyorlardı.

Giydikleri takım elbiseleriyle birlikte onları cezaevine uğurlamak en büyük isteğimdi lakin bunu nasıl yapacaktık bilmiyordum. Avukat Ahmet Bey, elinden geleni yapacağını söylemişti ama bana en son ki görüşmemizden bu yana hiç güven vermiyordu. Zira karşı tarafta suçu üstlenip yersek itiraf eden biri vardı ve bunun için emimin her şeyin en ince ayrıntısına kadar düşünmüş olmalılardı.

Bizim geldiğimizi ilk fark eden kişi Serkan olmuştu. Yüzünde beliren muzip sırıtması kendine fazlasıya güvendiğinin göstergesiydi. Resmen gözlerinden kazanacağım dediği okunabiliyordu.  Bunun olmaması için dua edip avukatıma güvenmekten başka çare gelmiyordu elimden.

Mahkeme salonundan bir adam çıktı ve elinde ki kağıda bakarak isimlerimizi okudu.

"Davacı Deniz Soykan, Davalı Serkan Öztürk, Davalı Ali Kandemir. Mahkeme salonuna!"

Üstümü başımı düzelttikten sonra derin bir nefes alarak salona ilerlemeye başladım. Seyit elini a omzuma atıp Merak etme her şey hallolacak  dedi. Buna karşılık yapabildiğim tek şey gülümsemek oldu.  Seyit ve annem hakimin karşısında izleme yerlerine otururken ben ve avukatım Ahmet Bey'de hakimin sağında ki yerlerimize geçtik.

Hemen karşımıza Serkan ve avukatı da yerleşince mahkeme başlamış oldu.

"Davalı Serkan Öztürk, yargılandığı suçtan başka birinin üzerine alınması sonucunda serbest bırakılmıştı. Ancak Karşı tarafın bu duruma itiraz etmesi nedeniyle soruşturma dosyası tekrar açıldı. Bunun için bir şey söylemek ister misiniz Serkan Bey?"

Kutsal Emanet (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin