On üçüncü bölüme hoşgeldiniz. Kitabıma devam ederek bana destek olduğunuz için teşekkür ederim. Yorumlarda sahne ve bölüm hakkında ki düşüncelerinizi belirtmeyi, bölümü oylamayı ve eksik gördüğünüz kısımları belirtmeyi unutmayın. Keyifli okumalar dilerim 🤍
*****
🎵 Mark Eliyahu - journey 🎵
Hayatta öyle anlar yaşarız ki; onun ağırlığının altında ezildiğimizi hisseder, büyüklüğü karşısında hiçbir şey yapamayız. Sadece oturur bizi mahvetmesine izin veririz. Yaşadıklarımızın ağırlığı altında ezilen ruhumuzu kurtarmak için kılımızı bile kıpırdatamayız.
Neden peki? Neden buna izin veriyoruz? Neden öylece yok olup gidişimizi bir köşede izlemekle yetiniyor, kendimizi kurtarmıyoruz? Neden?
Neden?
Hayatta karşımıza çıkan her zorluğa karşı elbette kendimizi koruyabiliriz. Her sorunun altından kalkabileceğimizi bilir ve kalkarız. Kalktığımızı zannetsek bile bunu yaparız. Peki yaşadığımız acılar bize en güvendiklerimiz tarafından yaşatıldığında ne oluyor? İşte o zaman elimizin kolumuzun bağlandığı andır. Kendimizi savunamaz hale gelir, sadece yaşadığımız o anı izleriz. Zira karşımızda ki kişiye sevgimiz öyle büyüktür ki o bizi yok ederken bile onun zarar görmesini istemez, korkarız.
Bu kimileri için sevdiği biri tarafından aldatılmak ya da ihanete uğramak olur. Sırtından vurulmak, beklemediği anda beklemediği yerden aldığı bir darbe. Ancak benimki ne ihanet ne de aldatmacaydı. Şu an beni kollarına alan bu adamdı. Yıllarca beni hasretine mahkum eden; yüzünü, sevgisini, kollarını ve sesini benden esirgeyen bu adamdı. Babam.
Babalar hep çocukların kahramanı olur, derler. Benim babam acılarımın tek sebebiydi. Bugüne kadar akan gözyaşlarımın tek sebebiydi.
Babam, acımdı.
Babam, sol yanımdı.
Babam, kahramanımdı.
Babam, düşmanımdı.
Ve babam, her şeyimdi.
Onu hiç görmediğim halde çok seviyor, nefret ediyor, özlüyor ve hasretini çekiyordum. Şu an beni saran kollarının o yıllar önce ki küçük bedenimi sarmasını o kadar çok isterdim ki. Belki hayatım daha güzel olabilir, kendimi daha çok sevebilir, bir şeyleri düzene sokabilirdim. Arkamda onun varlığını bilmek karşıma çıkan her zorluğa göğüs germe cesaretini bana verirdi. Lakin olmamıştı.
Beni yalnızlığa, acılara ve göz yaşına mahkum etmeyi tercih etmişti.
Bugüne kadar babasız büyümüştüm. Tüm hayatım, gülüşlerim, hüzünlerim, mutluluğum, çocukluğum annem olmuştu. Onu hayranlıkla izler, hep yanımda olsun isterdim. Bir gün babam gibi gidecek diye korkar, kabus görüp ağlayarak uyanırdım. Tüm herkes gitsin ama o kalsın derdim. Ondan başka kimsem yoktu. Eğer bir gün ölürsen bende kendimi öldürürüm demiştim o çocuk yaşımda. Bana çok kızmıştı. Sen daima yaşayacaksın demişti. Eğer bana bir şey olursa da, beni yaşatacaksın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutsal Emanet (DÜZENLENİYOR)
Fantasy©Bütün hakları saklıdır Adlandıramadığım bir çıkmazın içinde kaybolmuştum. Üst üste yaşadığım travmalar neticesinde kendimi dipsiz bir uçurumun kenarında buldum. Sona yaklaşıyordum. Kendi sonuma. Bir gün hayatımın bu kadar değişeceğini tahmin bile e...