I Whatever You - Yizhan

Gözü Bağlı Part ¬ 2

Aniden kapı açıldı. Birkaç adam içeri girdi. Hepsi beyaz giyiyorlardı ve beyaz maskeler takıyordu. Victor onlarla birlikteydi ve bize gülümsedi.

"Götürün."dediği gibi

Adamlar bize doğru yaklaştılar ve bizi kollarımızdan tuttular ve ayağımızdan çektiler.

Aniden birisi gözümüzü kapattı ve sıkıca bağladı.

Kendimi yine tutamadım ve sırıtarak

"Gözlerimizi kapatıyorsun. Yoksa bize sürpriz mi yapacaksın Bay Vick?"

"Umarım bu sizin için gerçekten bir sürpriz olur Bay Zhan. Hadi gidelim."

Uzaklaştığını duydum ve bu gardiyanlar bizi onlarla birlikte sürükledi. Zhuo Cheng hLa mücadele ediyordu debelenerek ve içimi çekerek,

"Kes şunu Zhuo Cheng. Bırak bu amca bize biraz sürpriz yapsın." dedikten sonra sırıttım.

Bizi oradan sürüklediler. Birkaç dakika yürüdükten sonra bizi durdurdular. Ben uyanıktım. Etrafımızda oşan herşeyi duymaya çalıştım. Victor'un birini aradığını duydum ama ne dediğini anlayamadım. Ayrıca yanımızda duran bir araç olduğunu hissediyorum. Kapıları açıldı. Bence büyük bir araçtı.

Yine birisi beni kolumdan tutup içeri çekti. koltuğa oturttu araçta biri daha vardı.

"Zhan," Zhuo Cheng'i duydum.

"Benim." diyerek ona cevap verdim. İç çektiğni duydum.

İki adam bizim tarafımızda oturdu. Kollarımızın serbest kalmasına izin vermediler.

Motor çalıştı ve araç hareket etti.

Nefes alıyordum. Ben uyanıktım. Aniden yanımdaki adaö elleri ile kolumu kavrayarak sıktı.

"Bana bu kalem'in ne olduğunu söyle?" Kulağımda çok tanıdık bir ses fısıldadı. Kalbim onun sesini derinliğini ve soğukluğunu hemen tanıdı.

"Yi ..." Heyecan içinde bağırmak üzereydim ama bir el hemen ağzıma kapattı.

"Sakın bağırmaya bile cesaret etme." Tekrar fısıldadı. Bariz sesi öfkeli ve netti. Kendimi durduramıyordum ama dizginlemeye çalıştım kendimi karnımın içinde karıncalanma ve gülümsediğimi mutlulukla dolduğumu hissediyorum.

"Zhan, sorun ne?" Zhuo Cheng'in sorduğunu duydum.

Ama ona cevap veremedim çünkü ağzım Yibo'nun eli tarafından kapatılmıştı.

"Zhan, neden konuşmuyorsun? Zhan, hey! " Yine zavallı Zhuo Cheng.Yibo elini ağzımdan almak üzereymiş gibi hissettim, ama nasıl böyle bırakabilirim !!!

Hemen avucunu yaladım ve Yibo kısık bir sesle küfür ederek elini geri çekti. Tutamadım kendimi ve kıkırdadım.

"Xiao Zhan,"

"Shhhh Zhuo Cheng buradayım."

"Birşey mi oldu?" diye sordu zhou Cheng.

"Kapa çeneni." Zhuo Cheng'in yanındaki adamlardan biri dedi fısışdayarak.

"Bu Matthew mi? Haikuan ge nerede? O da burada mı?" Heyecanla sordum.

"Kim?" Zhuo Cheng'in kafası karışıktı.

"Zhuo Cheng, sakin ol. Yibo'm burada."diyerek onu susturdum. Bunu söylemekten gurur duydum mu? Evet!

Aniden Yibo beni kolumdan kendisine doğru çekti. Parmakları ile kolumu sıkıyordu kahretsin acıtıyor. Ama nedense çok hoşuma gitti.

"

"Ağzımı tekrar tutmayacak mısın?" Diye sordum.

"Siktir git." Küfretti.

Hayal kırıklığı içinde iç çektiğini duydum.

"Sadece bana bu kalemde tam olarak ne olduğunu söyle?" Tekrar sordu.

Ona yaslanmadan önce sırıttım. Çekildiğini hissettim. Hemen bağırdım.

"Buraya sadece bunu bilmek için mi geldin?"

"Hmm." diye cevapladı.

"Ayyaaa Yibo, o zaman sana söylemeyeceğim." Tekrar bağırdım.

"Senin yardımın olmadan bulamayacağımı mı düşünüyorsun? Ve lütfen o yüzü bir daha yapma. İğrenç."

"Awwww yani yardımımı mı istiyorsun?" Ona alaycı bir şekilde sırıttım.

"Şöyle davranma."diyerek beni itti.

"O zaman ben de yapmayacağım" dedim ve dik oturdum.

Birkaç saniye sonra, aniden vücudunun sıcaklığını tekrar yanımda hissedebildim.

Ona tekrar yaslandığımda kıkırdadım.

"Lütfen daha fazla sik gibi davranma ve bana o kalemin ne olduğunu söyle."

"Sana söyleyeceğim ama lütfen kulağımın yanında küfretmeyi bırakabilir misin. Kelepçeli ve gözü kapalı olduğunda duymak gerçekten? Biliyor musun?"

"DAHA SONRA SENİ ÖLDÜRECEĞİM PİSLİK. SÖZ VERİYORUM! " diye fısıldayarak bana hiddetle söyledi.

Yine kendimi tutamadım ve kıkırdadım kafamı sallayarak. Çok çekeceğim var kesin...

Bölüm sonu